• little mix'in 16 kasım 2018 tarihinde piyasaya çıkaracağı 5. stüdyo albümlerinin adı. nicki minaj katkılı reggae esintili woman like me bu senenin en iyi pop şarkısıydı. joan of arc'ı da strip club soundunun üzerine destiny's child tarzı girl power sözleri yazdıkları için aşırı beğendim.

    more than words

    wasabi

    told you so

    american boy

    joan of arc klip snippet

    kolpaçino'daki ganyotçu gibi patates sıçarak albümü bekliyorum yeter artık salın lan.
  • tek dinlemede en azılı misojinistleri feministe çevirdiği iddia edilen little mix albümü. güzel albüm yapmışlar; get weird ve glory days'den daha iyi buldum.

    dikkat çeken şarkılar;

    think about us; single olur bu. son albümden touch'ı hatırlattı bana.

    strip; biraz oradan biraz buradan ortaya karışık yapalım demişler; ama ilginç bir şekilde olmuş valla. şarkının yapısına biraz daha alışınca en büyük favorim olabilir bu.

    monster in me

    american boy: klişe ama catchy.

    told you so; nakaratı inanılmaz rahatlatıcı ve ağır prodüksiyonlardan sonra sade altyapısıyla albümü sıradan dinlerken bir nefes alma fırsatı veriyor.

    wasabi; kylie minogue'nun x albümündeki şarkılara benziyor. o albümün hayranı olarak en fazla dikkatimi çeken şarkılardan biri oldu.

    motivate

    notice; o altyapıya bu sözler yakışmamış. şarkının çok seksi bir havası ama sözler tam tersi. bu haliyle de güzel; ama sözler daha kışkırtıcı olsa 10/10 olurdu.

    the cure
  • aslında tema olarak diğer albümlerinden çok da farklı bulmadığım little mix albümü. şaşırtan şey ise bu kadar aralıksız albüm çıkarıp hala kaliteli pop yapabilmek. evet hala öyle inanılmaz patlamış değiller özellikle de amerika’da ama tutan şarkılarının hepsi sağlam şarkılar.

    woman like me: albümün birkaç bangerından biri. hızlı yükseldi ama çabuk söndü. nicki minaj verse’ü dışında beğendiğim side to side’ı andıran sağlam bi şarkı.
    think about us: lm’nin klasik bi eski sevgili özlemi içeren şarkısı. her albümlerinde en az bir tane oluyor. ama güzel şarkı beğendim.
    strip: şarkının teması ve klibi başarılı ama şarkı çöp. hiç hiç beğenmedim yarısında değiştirdim :(
    monster in me: sıkıcı.
    joan of arc: belki de albümün en trash şarkısı ama böyle uyduruk ritimli şarkıları beğendiğim için çıktığı günden beri loopta ya inanılmaz eğlenceli şarkı djjdkdd
    love a girl right: bunu da bayağı beğendim. klasik girl power şarkısı. beati çok iyi. destiny's child şarkılarını hatırlatıyor.
    american boy: albümde en beğendiğim bu oldu sanırım. ve nakaratı bana aşka yürek gerek şarkısını hatırlattı djdjdkdj beynim türkçe popla çalışıyor kskdd ama çok güzel şarkı.
    told you so: kızların slow şarkıları sarmadığı için bunda da sıkıldım. klasik perrie-zayn şarkısı. get over it perriecim ya.
    wasabi: asla lm şarkısı gibi olmayan tam bir club şarkısı ama catchy beğendim bunu da. tüm arkadan konuşanlara gelsin l o l
    notice: şarkı boyunca feministlik kasan kızların kendilerini bir erkeğe fark ettirmeye çalışmasını anlatan manidar bir şarkı kdkdkdd

    diğerlerini beğenmediğim için yazmadım. genel olarak kötü bir albüm değil ama artık birkaç sound dışında genel sound little mix’in diğer albümlerine benzer olduğu için çok da farklı bir albüm olmamış.

    hala dna’yciyiz.
  • tam 1 aydır her gün dinlediğim mükemmel ötesi little mix albümü. kızlar klasik tarzlarını korusa da reggae ve latin havası da var hafiften o yüzden benzer formülde ilerleyen eski albümlerinden bu konuda ayrılmış.

    albüm ariana grande'nin sweetener albümünde de yaptığı gibi acapella bir açılışla başlıyor. harmoni konusunda ellerine kimse su dökemeyeceği için albüm başlar başlamaz şov yapmaya başlamışlar.

    albümün 2. şarkısı ve ilk single'ı olan woman like me bu sene en çok dinlediğim şarkı oldu. ben demiyorum spotify diyor. hem de ekim'in ortasında çıkmıştı bu şarkı, ona rağmen 1. sıraya oturmuş. geçen ay kardeşimle beraber bu şarkıyı açmadığımız gün yoktu. tekdüze altyapısına rağmen vokalleri oldukça inişli çıkışlı, nakaratta şarkı resmen coşuyor. şarkıda sevdiğim bir diğer olay da şarkıya bir rapçinin dahil olacağını planlayıp prodüksiyonu ona göre ayarlamaları olmuş. cardi b'li girls like you'yu da gördük yani. çok popüler çok dinleniyor diye yırtık dondan fırlarmış gibi kadını şarkıya sokmuşlar gibi. nicki'yi çok sevmeme rağmen bu şarkıdaki verse'ünü hiç beğenmedim. çok daha iyisini yazabilirdi bir de gereksiz yere uzun olsa da flowuyla havasıyla şarkıyı dinlettiriyor gayet. side to side'a tek yumurta ikiziymişçesine benzemesini söylemesem olmaz.

    think about us ise perrie edwards'ın albümdeki favorisiymiş. zayn malik'le olaylı nişanlılığını ayrılığını düşününce şaşırmıyorum tabii ki. tam bir uzak mesafe ilişkisini anlatıyor, sözleri hüzünlü olsa da şarkı asla bayık değil. bunda da taş gibi rnb yapmışlar. şarkı tamamen perrie'nin aşk hayatını anlattığı için şarkıda öne çıkan isim. shakira'nın hayvan gibi iyi olan eski şarkıları gibi bu da.

    strip de body positivity temasıyla takdir toplayan şarkılardan biri oldu. yürürken bunu dinlemesi aşırı keyifli yürüyüşümü düzeltiyor resmen asjdhdjsdhjs. şarkının sonunda hepsinin birden söylediği kısımda hala yükseliyorum. bunu dinlemesem ''sene olmuş 2018 hala dubstep soslu pop şarkısı mı hadi baba hadi yaaa'' derdim muhtemelen ama albümün öne çıkan şarkılarından biri. the guardian migos'un pop yapmış haline benzetmişti katılmamak elde değil sjdhfdjdfhjd.

    monster in me'yi sevip sevmediğimi hala bilemiyorum henüz karar veremedim ama nakaratı çok iyi olmuş tam şarkıdan sıkılıp kapatmayı düşünürken beni kendisine bağlıyor yine şerefsiz ashdbsjdhjsdhj.

    joan of arc resmen albümün bombası kızlar strip club sounduyla destiny's child'ı bir şarkıda buluşturmuşlar. fişek gibi banger ooofff daha fazla anlatamıcam acilli klibi salmaları lazım şu snippetı izleyince kafayı yedim, peruğum jüpiter'e doğru yol aldı ve şükran ovalı gibi sütüm kesildi. leigh anne'in söylediği ''yeah one one take control'' ile başlayan verse şarkının en iyi yeri olabilir. beyoncé ve nicki minaj'ın beraber söylediği feelin myself havası da aldım bu şarkıdan. abd'de tutma olasılığı en yüksek şarkı bu, keşke nicki buna dahil olsaymış.

    love a girl right da albümün öne çıkan şarkılarından biri ve tabii ki zayn olacak kımıl zararlısı için yazıldı. bıktım bu elemandan da perrie'nin aşk acısından da. sisqo - thong song sample'ı on numara olmuş ama. şarkının girişi de kızların önceki albümleri olan salute'daki mr. loverboy'un tıpa tıp aynısı. pharrell böyle intro yapıyor genelde, 3 tekrar sonrası şarkıya girme klişesinden tutun da santana tarzına hatta sözlerine kadar her şeyi acayip klişe ama kendisini dinlettiriyor asla kötü bir şarkı değil.

    american boy da albümde reggae etkisinde olan şarkılardan biri. bunda da aslında rezil rüsva aptal saptal bir aşk acısı ve kıskançlık krizi anlatılıyor ama asla ezik bir şarkı değil sjdhjsdhj. favorilerimden biri olmasa da dinliyorum. jade'in rap yaptığı verse ise şarkının en güzel yeri.

    told you so da albümün incilerinden biri olmuş tam olarak gerçek arkadaşlık budur. ayrıca bu şarkıda yer alan ''wine and make-up wipes'' az daha albümün adı olacakmış. lm5'dan daha güzel bir isimmiş aslında ama biraz yıkık bir havası da var. albümde bangerlar ağırlıkta olduğu için uygun kaçmayabilirdi.

    geldik albümdeki açık ara favorim olan wasabi'ye. bu ''haters gonna hate'' şarkısı değil ''arkamdan konuşanları ailelerine müjdeleyen ebeyi sikeyim'' şarkısı. gruptaki en sevdiğim kız olan jade thirlwall yazmış sevmem için yeter de artar bile. arkanızdan konuşan önünüzden yesin sisterlarım. bu şarkıyı ucundan kıyısından pussycat dolls'un buttons'ına benzetmeyen kimseyle müzik konuşmuyorum. her albüm döneminde medya tarafından acımasızca topa tutulan taylor swift'e de britney'e de bu şarkı inanılmaz yakışırdı. amma velakin sözlerini konunun dışında tutarsak eğer bu şarkı hiç taylor'ın tarzı değil.

    timbaland prodüksiyonlu more than words de sıradan bir şarkı ama nakaratı efsane. bu şarkının turne versiyonunu çok merak ediyorum söylemesi çok zor bir şarkı yüksek notalara gavurun evladı gibi vuruyorlar çünkü. bir de ben olsam bu şarkıyı fanlara adar özel bir turne videosu çekerdim çünkü sözleri ikili ilişkiden ziyade fanlara karşı sevgiyi, minneti falan da çağrıştırıyor. böyle bir tribünlere oynama fırsatı tepilmemeli diye düşünüyorum kesin böyle bir yaban çakallığına imza atardım ben. sahte gözyaşlarıyla performans sergilerdim hatta ajsdsjkjhfjdskjds.

    motivate ise albümde en sevdiğim 2. şarkı olabilir. piyasada çıkan her şarkıda latin vibes'dan fena halde bıktım ama bu şarkı mükemmel. ben olsam ne yapar ne eder luis fonsi'yi j balvin'i alır latin amerika'da bu şarkıyı patlatmaya çalışırdım. brezilyalılar, özellikle de gayler falan bayılıyor mesela bu kızlara.

    notice'i ilk dinlediğimde hiç sevmemiştim ama karın ağrısı fifty shades serisinde çalan çok iyi şarkılara benziyor diğer yandan. bu aralar nötrüm bu şarkıya ama asla favorilerim arasında değil.

    the cure da albüm çıkmadan önce dinlediğimiz şarkılardan biriydi. ''biraz sallanmış olabilirim ama yıkılmadım yani'' hissini güzel yansıtıyor.

    forget you not'da da öyle pek ünlü olmayan isveçli prodüktörleri toplayıp şov yapmışlar. perrie'nin şimdiki sevgilisi alex oxlade-chamberlain'in açık ara favorisi bu şarkıymış hatta.

    woman's world de jade thirlwall'un söz yazarlığını konuşturduğu şarkılardan biri. jade #metoo akımı sürecinde yazmış şarkıyı, kadınların günlük hayatlarında iş hayatlarında karşılaştığı zorlukları anlatıyor. lirikal olarak little me ile beraber kariyerlerinin en anlamlı şarkıları olmuş. hatta bloomberg'de bununla alakalı bir makale vardı. wall street'te yani finans sektöründe junior pozisyonunda çalışan genç kadınların #metoo akımı sonrasında erkek egemen ortamda nasıl zorlandıklarını anlatan bir yazıydı. haber şuradan okunabilir.

    hepsi birbirine benzeyen aptal saptal rapimsi albümlerden sonra böyle adam akıllı bir pop albümü dinlemek çok iyi geldi. bu albümden önce dinlediğim son iyi pop albümü taylor swift'in reputation'ıydı siz düşünün neredeyse 1 sene var aralarında. 2003-2012 arasında çıkan güzel pop şarkılarını özledim diyenlere kesinlikle öneriyorum bu albümü. ne zaman dinlesem 1 şişe blush çoktan bitmiş oluyor lol. ariana grande'ye verilen medya desteği jade thirlwall'a verilse bu kız için çoktan ''yeni beyoncé'' yakıştırması yapılmıştı bile. beyoncé bambaşka bir kulvarda olsa da kızda söz yazarlığı, ses, dans, stil, star karizması gibi büyük bir yıldız olmak için ihtiyaç duyulan her şey var. 2018'de komple boku yemiş pop müzik piyasası için tek umudum bu kızlardı yüzümü kara çıkarmadılar sağolsunlar sjhdjsdhjks. turnelerini şimdiden dört gözle bekliyorum.
hesabın var mı? giriş yap