• (mürai) riyâkar*, ikiyüzlü.
  • eski dilde gösteriş olsun diye güzel iş yapan...
  • mürai, sadece inanç tiplerinin en şeriri değildir; o aynı zamanda mahlûkların da en şeriridir. mürai, inanç durumu, menfaatlerine göre sürekli değişen bir tiptir! bu tip mahlûklar, görünürde inanır; ibadet ve taata devam eder ama riyakârdır, din ve ibadetle sağladığı itibarı halkın malını talan etmek için kullanır.

    müraîyi türkçe’de en iyi tanıtacak tabir ‘dönek’ 'tir.
  • halk ağızında murayı, gösteriş için, kişinin başkaları tarafından hoş karşılanmayan, iyi olduğunu düşündüğü davranışlarda bulunması anlamına da gelmektedir.
  • "keten göynek murayı nineler
    satın m'aldın burayı nineler
    çok salınma sevdiğim nineler
    sana vermem sarayı nineler" (bkz: keten göynek/@ibisile)
  • hünerlerini avucunun ortasında tutup ayıplarını koltuğunun altında saklayan kimse.
    ''ihtiyaç gününde, herhangi bir şey lazım olduğu zaman, geçmez akçe ile ne almak istersin?'' * *
  • çıkarı için olduğundan farklı davranan yalancı kimse.
  • eski dilde ikiyüzlü, riyakar, gösteriş budalası.

    örnek kullanım:

    visâliyle diyen allah mürai gelmesin kâfî
    riyâsız aşk ile allah diyen gelsin bu meydâne

    kelamî
  • islam'da inançsal sınıflandırmada mümin, kâfir, münafık ve müşrik haricindeki beşinci insan kişiliği.

    kelime anlamı olarak riyakar, duruma göre inanç değiştiren vb. anlamları mevcut.

    dini çıkar amaçlı kullanarak insani ya da kamusal hak yiyen fakat bunu dini bir motif arkasına sığınarak yapanlara denilmekte.
  • eğer malin var ise kavm ü kardaş
    cihan halkı seninle cümle yoldaş

    eğer kendü halinde bir aşıkdur
    ana derler ki iş sevmez ışıkdur

    aşık olsam adım tenbel alayi
    eğer sofi isem derler mürai

    ha bir cenkdir biri birin beğenmez
    arifler hak’dan özge nesne bilmez
    ....
    ko sözü fariğ ol kaygusuz abdal
    ki sözden açılur cümle kil ü kal

    minbername - kaygusuz abdal
hesabın var mı? giriş yap