• medal of honor serisinin ps icin yapilmis versiyonudur
    bayan bir fransiz direnisci olarak nazilere karsi gizli operasyonlar duzenlenmektedir.. olaylar gelisir
  • kuzenimden playstation'unu ödünç almıştım bir cumartesi akşamı. tee lise 1. sınıftayım o zamanlar. açtım bu mevzu bahis oyunu cumartesi gecesi saat 2'de. oturdum başına bir hevesle. ama o da ne memory card yok! kaydedemiyorum oyunu yani. neyse bir bölüm geçtim, iki bölüm geçtim... kalkamıyorum başından. saat oldu 5 ben hala başındayım bunun. kaydedemiyorum ama bırakmakta istemiyorum bir garip durum. işte bunca yıllık oyun kariyerimin rekoruna imza attım o gün. yaklaşık 20 saat (bildiğin 20 saat abartı yok) başından kalkmadım inat edip. ve bitirdim bu oyunu bir oturuşta! 2 gün uyudum sonra o ayrı. niye kastın lan o kadar uyuyup devam etseydin dediğinizi duyuyorum! geri alacaktı kuzen pazar akşamı makineyi :( biz eskiden çok fakirdik ağabey!

    diyeceksiniz niye yazdın bunu? bilmiyorum valla modern warfare 2'yi bitirince aklıma geldi.
  • soundtrack'i çok güzeldir bu oyunun. 2009'dan beri bıkmadan keyifle dinliyorum. hatta bu sabah işe gelirken yine bir kaç parçasını dinledim. oyunu 2 3 kere bitirdim. hatta bazı bölümlerini 10'larca kez oynadım. şimdilerde yine oynayasım var ama; iş güç zaman mı var? (bkz: çok çalışmak)
  • ps tarihinin en efsane oyunlarından biridir. müzikleri michael giacchino tarafından yapılmıştır. oyunda iş sadece çatışmak değildir, kafayı çalıştırman gereken görevleri bulunduran bölümleri vardır. nazi askerlerinin kepini vurduğunuzda çıkan sekizgen kafa komik olmakla beraber gerçekçi düşme sahneleri mevcuttur. nazi askerlerinin konuşmaları da çok etkileyicidir.

    soundtrack içindeki en güzel eserleri:

    escape from casablanca
  • nazilerin mutantlaştırdığı bazuka atan köpekler içermektedir.

    tee ortaokuldayken ps oneda bitirmistim, fen liseleri sınavına çalışmak mecburiyetinde oldugumuzdan haftada birkaç saat ebeveynlerden gizli saklı oynayarak birkaç ayda ancak tamamlanmıştı.
    hatırımda kalan bir sey de oyunun daha ikinci bölümünde çıkan yatay şarjörlü sten makinalı tüfek, hafif ve hızlıydı.
  • sene 2002 küsür. bünye atari bozmaktan bir hal olmuştur. babanın cebi ise atari tamirine, yeni atarilere para yetiştiremez olmuştur. amına koysundur böyle çocuğun. en son premier vcd'mize taktığım sega cd'siyle baya haşır neşir olmuştum. onun da bokunu yedikten sonra babamı illallah noktasına getirmiştim. oyun oynamadığı zamanlarda duvarlara tırmanan, ağlayan zırlayan, adamı hasta eden bu çocuğa; babanın acilen çözüm bulması gerekmektedir. sega uğruna bozulan oyun kollarının* sayısı yüz milyonu aşmışken*, bu sayıya yenisi eklenmesi için babayla erzurum iş merkezi'ne gidilmiştir. hey gidi hey. elektronik kokusu burnumda o dükkanların. dodo, oyun kolu beklentisi içerisindeyken, babasının canına tak eden bu mevzu, adamı kaliteli ürün arayışına sokmuştur meğer.

    "pilesteyşın.. teyşın.. teyşın.. eyşın.. şın..."

    babamın ağzından çıkan kelimeye inanmak istememiştim başta. hassiktir lan? baba? kafana taş mı düştü? adam var abi dedi çekti kutuyu vurdu masaya. içim, miçim eridiydi. bak şimdi yine aktı içimden bişeyler. allah'ım. iron throne gibiydi o kutu sanki, altın bir taç, everest'in zirvesi, dünyadaki cennetin anahtarı, şol cennetin ırmakları...* ben konuşma yetimi yitirmişken, babam pazarlığı cartı curtu yapmış içerisinde sony playstation olan siyah sarı çizgili poşeti almış kapıya yönelmişti bile. sonra annemin azarlarına uyandım, o içimden akan sıcaklık, yatağımı kaplayan sidiğimmiş meğer. şaka lan şaka. gerçekti lan. gerçek. vallaha bak. aldık gittik eve. he gitmeden bi de babamın arkadaşına uğradık, oğlunda vardı pilesteyşın ondan bikaç sidi almıştım ödünç olarak. he işte o sidilerden birisinin üzerinde baskısı bulunan oyundu medal of honor underground.

    pc'deki quake ıı serüvenimden sonra oynadığım ilk fps oyun olabilir bu oyun hatırlamıyorum. playstation'daki ilk fps oyunumdu onu biliyorum. hedeflemeye falan alışması çok zor olmuştu. ama sonrasında baya ustası olmuştum tabi. sten vardı, makineli tüfek. karyola borusu. hahah. hiç unutmam ateş edince çıkan komik sesini. ucundan mermilerin rasgele savruluşunu. skakakaka, diye ateş ederdi. heyt be.

    saatlerimi başında geçirdim bu oyunun. arkadaşlarla aramızda espri vardı, bundaki adamlar değişik stillerde ölürlerdi. biri sağa yatar, biri sola yatar, biri secdeye yatar falan. sağa yatana hristiyan, sola yatana yahudi, öne yatana müslüman derdik. çocuk mizahı abi ne beklersin. çok eğlenirdim, baya gülerdim, hele o secdeye yatanlara baya yarılırdım. atmosferi çok etkilerdi beni oyunun. o zamanlar grafikler o kadar üstün değilken, çoğu şey hayal gücümüze kalırdı ve o grafikler hayal gücümüzdeki dünyada şekillenirdi.

    gelelim oyunun müzüklerine. bu oyun beni genç yaşta michael giacchino ile tanıştırmıştır. büyük bir şerefe nail olmuşum haberim olmadan. özellikle o motorcycle chase bölümündeki müziğe hasta olurdum. hala dönüp dönüp dinlerim, spotify'da var. onun dışında, çöllü bölümlerdeki arabik müzikleri vs. kulak kültürüme katkısı çoktur bu oyunun da. bir diğeri freedom fighters idi. asla unutulmayacaklarım arasındadır. keşke o günleri bir daha yaşama fırsatımız olsaydı...
  • görevleriyle , müzikleriyle insanı büyüleyen zamanın efsane oyunu.

    introsu da ayrı bir güzeldi . ''what would you do ? surrender ? collaborate ? or resist?!''
  • siyah puslu şeytani okült gizemli atmosferinden,adamın beyin nöronlarına işleyen o uğultulu müziklerinden kare kafalı korkunç tipli nazi askerlerinden üstüne birde her seferinde catacomblarda gerilmekten dolayı bitiremiyorum yarıda bırakıyorum bu oyunu inanın 10 senedir ilk 3 levelinin ötesine geçemedim oyunun bestekarı michael giacchino’yu ve bu oyunu zamanında baştan sona bitren herkesi tebrik ediyorum
    şimdiki çıkan sikim sonik hd 4k ultra mega oyunları donunda sallar sonuçta bir yandan da steven spielberg eseri

    bu ambiansta başka bir oyun yok
  • playstation yanında gameboy advance için de yapılmış oyundur. grafikleri tabii ki göz kanatmaktadır.

    oynanış videosu: https://www.youtube.com/watch?v=wh9eocysqi4
  • diğer eski moh oyunları gibi bu oyunun da senaryosunu steven spielberg hazırlamıştır. orta okul günlerime keyif katan bir oyundu.
hesabın var mı? giriş yap