• bugün merzifon fen lisesi adını almış olan tarihi bina 2011 de egitim ve öğretime açılmıştır.
  • 1. dünya savaşı sonrası anadoludaki rum isyanlarının temeli burada atılmıştır. yıllardır merzifonluyum diye ortalarda dolaşmama rağmen böyle bir okulun varlığını ilk kez bir hafta önce 2. abdülhamit han hakkında yazılanları okurken gördüm. kendisi hakkında yaptığım ufak çapta bir araştırmayla ne olduğu ortaya çıktı zaten. misyonerlik faliyetleri yürüten bir amerikan okulu.

    daha fazla ayrıntı için
  • senin yurdunda merzifon amerikan koleji adı altında adamlar bir rum okulu kursun, sonunda "yaşa yunan" yazan provokatif mektuplarla yazışsınlar, bunun yanında misyonerlik faaliyetleri olmazsa olmazı zaten ve bu okulda türk öğretmenler de olsun, yine de sen 1876'dan 1921'e kadar buna şehir halkı olarak ses çıkarma!

    herşeyden önce bir merzifon'lu olarak buna pes diyorum! tabii o yıllarda yurtçuluk, milliyetçilik duygusu ne boyutlarda yaşanılıyordu tam olarak bilmiyoruz! elbet araştırılacak. (tabii bahsettiğim olması gerektiği kadar ki milliyetçilik duygusu.. fazlası değil!) ama yine de bu topraklarda doğmak, ötesi memleketin olması ve buna oranla yarım asıra yakın(45 yıl) böyle bir okulun varlığı insanı üzüyor be..
  • pontusçuluğun karadeniz bölgesindeki düşünsel ve eylem merkezlerinden birisiydi. bu kolejden müdafaa-i meşrute cemiyeti ve mukaddes rum anadolu cemiyeti gibi samsun'da önemli faaliyetler gösteren iki cemiyet çıkmıştır.
  • george e. white'ın kaleme aldığı, cem tarık yüksel'in çevirisini yaptığı "bir amerikan misyonerinin merzifon amerikan koleji hatıraları" isimli kitabına konu olmuş okuldur.

    kitabın ön sözü şu şekilde;

    amerikan misyonerlerinin osmanlı imparatorluğu ve türkiye cumhuriyeti'nin ilk senelerindeki faaliyetlerinin, yakın tarihimizde eğitim, kültür ve politikada büyük etkileri olduğu ve günümüze kadar gelen izler bıraktıkları tartışılamaz ve inkar edilemez bir gerçektir.

    bu izlerin kalıcı olmasını ve günümüze kadar gelmesini sağlayan etkenler, misyonların sahip oldukları eğitim kurumlarıdır. misyonların, imparatorlukta çalışmaya başladıkları ilk dönemler olan 1830'lar itibarı ile yaptıkları dini faaliyetler ve propaganda çalışmaları, kuvvetli akaide sahip müslümanlar ve yahudiler üzerinde etki yapmamış, sadece ortodox hristiyanlar üzerinde başarı sağlamıştır. osmanlı'nın son döneminde, özellikle tanzimat fermanı ile birlikte azınlıklarla ilgili olarak ortaya çıkan idari boşluğu, amerikan misyonerleri iyi değerlendirmişlerdir. 1860'lardan sonra abd'nin politikaları ile paralellik arzeden faaliyetlerde bulunan misyonlar, kendi menfaatlerini de kollamışlardır....
  • eğitim adı altında başta pontus rum cemiyeti ile birlikte trabzon da pontus rum imparatorluğunu canlandırmak için zararlı çalışmalar yapan misyonerlik okulu.yapılan idamlar durduk yere yapılmamıştır adamlar ülkenin parçalanması ve yeni ülkeler kurmak için aktif olarak çalışmışlardır napıcaklardı çikolatamı ikram ediceklerdi kendilerine.ama sen üzüldüysen tabi orası ayrı oda senin kansızlığın.,

    kaynak olarakta wikipedia vermek çok güvenilir olmuş gerçekten.tanım şekline bak hele kolejin:"the college was essentially destroyed by the armenian genocide in 1915, followed by world war ı."bunu birde kaynak gösteriyorsun ya ne diyim ben sana...
  • 1921 yılında koçgiri isyanını bastırmak için ankara meclisi tarafından görevlendirilen nurettin paşa ve topal osman isyanı oldukça kanlı bir şekilde bastırıp isyanın elebaşlarını tutuklar. bölgede yapılan ilk tetkikler ve sorgulamalar sonucunda isyan ile ilgili planların merzifon amerikan koleji ile bağlantılı ermeniler tarafından hazırlandığı belirlenir. zaten isyanın çıktığı sivas bölgesi ermeni yoğunluğunun fazla olduğu bir saha. o dönemde merzifon amerikan kolejini şimdiki sıradan kolejler gibi düşünmeyin. okul o yıllar için inanılmaz bir sayı olan 10 bin den fazla kitaba sahip. merzifonun etnik yapısı sebebiyle de eğitimli, entelektüel ve ayrılıkçı rum ve ermenilerin toplanma alanı haline gelmiş bir merkez.

    meşhur idam olayları bundan sonra patlak veriyor. ankara hükümeti isyan bastırılınca sakallı nurettin ve topal osman'a elebaşlarını öldürmeden geri çekilin talimatı veriyor. elebaşlarından alişan ve alişer'i öldüremeyen sakallı nureddin muhtemelen o hırsla emri altında olmasına rağmen topal osman'ı serbest bırakıyor. bundan sonra zaten ezelden beri pontus ve taşnak çeteleriyle çatışma halinde olan ve eline belgelerin verdiği gücü de alan topal osman ankara'ya dönüşünde ani bir kararla yanındaki 2000 atlıdan oluşan giresun kuvvetlerini de alarak merzifon amerikan kolejini basıyor ve rum ve ermeni kimi bulduysa birkaç saat içinde astırıyor. hatta hızını alamayıp amasya ilçelerinde ermeni avcılığına da çıkıyor. sivas merzifon arası ilçelerdeki pek çok ermeni olaydan habersiz oldukları için baskına uğruyor. merzifon ankara arası ilçelerdekilere baskın haberi geldiği için ölümler çok daha az oluyor. bildiğim kadarıyla amasyanın gümüşhacıköy ilçesinin türk ileri gelenlerinin ilçenin girişine gidip burada hiç ermeni kalmadı hepsini öldürdük demesi üzerine topal osman ilçeye girmeden yoluna devam ediyor ve bir tek oranın ermenileri hiç can kaybı vermiyor.
  • amerikan misyoner okullarının en büyüklerinden olan merzifon anadolu koleji'ne bakalım.
    görsel
    görsel

    o dönem ermeni nüfusun yoğun olarak yaşadığı sivas'a bağlı olan merzifon'da, anatolia college adıyla bu kolej hayata geçti. robert kolej'in ilahiyat eğitiminden genel eğitime dönmesi ile ermeni ve rum azınlık arasında papaz ve vaiz yetiştirmeyi amaçlarken -e tabii misyoner okulu-, amerikan evanjelizminin türkler arasında yayılması idealini de gerçekleştirmek arzusundaydı. nitekim türk, rus, polonyalı, italyan, bulgar, arnavut öğrenciler gibi farklı etnik kimlikte çocuklar da eğitime dahildi.
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    okul 1886'da kurulup içinde ilahiyat okulu, lise, kolej, sosyal bilimler okulu, kız okulu, yetimhane, kütüphane, yatakhane, hastane, lojmanlar, hamam, el işi atölyeleri, tarım faaliyeti için bahçeler, değirmen ile tahıl ambarı, su kuyusu ve tesisatı bulunan büyük bir yerleşke halini aldı; savaş ve tehcir dönemi gibi aralarla 1921'e kadar fiilen faaliyet gösterdi. 1924'te çıkan ve ülkenin en önemli devrim yasalarından olan tevhid-i tedrisat kanunu (eğitim birliği yasası) ile de bu okulların resmi faaliyeti son buldu.

    abdülmecid döneminde başlayıp abdülhamid döneminde gittikçe hızlanan bir misyonerlik faaliyeti ve okullaşması furyası mevcuttu. bu okullar 19. yüzyılda imparatorluğun pek çok yerinde rahatça yayılma şansı buldu. açık ki devlet güçsüzse hem denetim mekanizması çöker, hem de dini cemaatlerin özellikle eğitim alanında yaygınlaşıp eğitim yükünü hafifletmesine göz yumar (tanıdık geldi değil mi?) istanbul dışında izmir, kayseri, tarsus, antep, harput, sivas, amasya, adana, ordu, samsun, selanik, makedonya gibi pek çok şehirde pek çok amerikan misyoner okulu kuruldu. bunlar yalnızca amerikan okulları, diğer misyoner okullarını saymıyorum.

    bu okulların imparatorlukta rum ve ermeni birliğinin sağlanması ve örgütlenmesinde büyük emeği oldu. din değiştiren türk sayısı çok az da olsa vardı, bunların bir kısmı cumhuriyetin ilanı ile birlikte amerika'ya göç etti. ama dini anlamda bu okullar, daha çok katolik ve ortodoks ermeni ve rumların protestanlaşmasına yol açtığı için muhafazakar ermenileri de rahatsız etti. özellikle katolik ermeniler çok küçüldü.

    1915 olayları ve ermeni tehciri sırasında şimşekleri üzerine çekti ve okuldaki pek çok ermeni ile birlikte kimi hocalar öldürüldü.

    tabii bu önce abd sonra dünyada duyulunca tepkiler büyüdü. bütün memleketin yangın yeri olduğu bir zamanda türklerin bu okula yaptığı haklı veya haksız saldırı, "katil türkler vs. masum ermeniler" tezini güçlendirdi ve bugün batıda ermeni soykırımı diye anılmaya yol açacak olayların maalesef önemli bir basamağı oldu.

    misyoner okullarının faaliyetleri doğal olarak cumhuriyetin kurucu iradesini rahatsız ediyordu zira eğitim faaliyeti dışında basbayağı şer odağı halini almıştı. sivas kongresine kadar amerikan mandasının geniş kesimlerce savunulup desteklenmesinin belki de en önemli sebebi bu okullardı. nitekim 1921 yılında okul üzerindeki baskılar artar, ölümlü olaylar neticesinde propaganda faaliyeti yürütüldüğü gerekçesiyle milli hükümet tarafından okula el koyulur, çalışanlar ülkesine gönderilir, öğrenciler dağıtılır. okul tüzel kişiliği selanik'te varlığına devam etme kararı alır.

    yapının şimdiki hali: görsel

    -----
    küçücük ama önemli bir anıyı da buraya iliştirelim:

    1919 aralık ayı, mustafa kemal paşa ve arkadaşları sivas'tan ankara'ya doğru yola çıkacaktır; yol harcırahı, kumanya benzin vs. lazımdır ancak kuruş para yoktur. kaldı ki yola ikisi dolma lastikli, üstü açık üç külüstür araba ile çıkılacaktır ama lastik de yoktur. paşa der ki, "bunca mühim meseleler, isyanlar, şunlar bunlarla uğraştık, kararlar verdik, emin olun bu kadar sıkıldığım olmadı." karınlarını doyuracak, kahvelerine şeker katacak paraları yoktur. para olsa benzinle lastik de zor bulunur. bankadan borç alınmasına da izin vermez, eşkiyalık edip banka soydular yalanı uydurulmasın diye. mazhar müfit'in aklına bir fikir gelir, "amerikan okulunda lastik çok, müdire gezdirirken ambarlarını da gördüm, benzinleri var. rica etsem belki verirler."

    paşa der ki "madem öyle, önce para bul da ahbabın hanımefendiye gider görüşürsün. öyle ankara'dan gönderirim filan da yok ha." lastik ve benzin alınacaksa da parası peşin ödenecek. para da hala bulunmamış ya neyse.

    mazhar müfit müdireye gider. müdire "kolay. para ne demek? biz benzin ve lastik satıcısı değiliz. hele çayınızı için. siz seversiniz, şu puroyu da tüttürün." diyerek ikramda bulunur, okulu hakkında centilmence hareket edildiğinden, korunduğundan bahsedip kuvayı milliye'nin yağmacı, çapulcu olmayıp tamamen vatanı kurtarmak için çalıştıklarını söyler ve mustafa kemal paşa'ya teşekkürlerini gönderir. malzemenin parasını kesinlikle almayacağını söyler. paşa yine de bir teşekkürü yazıyla bildirir ve yanıtı saklatır ki bu durum kayıt altına alınsın, malımıza çöktüler denmesin.

    ve işte o karda kışta, ankara yolunda kurtuluş mücadelesine o hediye lastikler, benzinler ve bir kutu kaliteli puro ile çıkılır.
    -----

    özetle, 1921 yılında okulun başına gelen olaylar ile ilgili emrin doğrudan paşa'dan çıktığını düşünmek mümkün değildir.

    selanik'teki anatolia college halen faaliyetini sürdürüyor. link

    kendi içinde bakıldığında, dini mahiyeti kenara bırakılırsa eğitim açısından güzel bir sistemdi aslında bu. küçük bir şehir gibi her türlü yaşamsal unsuru barındıran, kendi kendine yeten ve çevresini geliştirip aydınlatabilecek bir entegre eğitim yerleşkesi. işte muhtemelen bu şekliyle köy enstitülerine ilham kaynağı oldu. öyle ki izmir kızılçullu köy enstitüsü gibi kimileri bu eski misyoner okulu binalarında kuruldu. zira gariban anadolu'da hükümet binalarından bile görkemli yapılardı bunlar.
    görsel
    görsel

    yine de belirtmek gerekir ki köy enstitüleri sui generis, kendine özgü, özgün okullardı. hareket noktası bu okul yapıları olsa da bunların kopyası olduğunu söylemek mümkün değil elbette.

    ilerleyen yıllarda cumhuriyet eğitiminin yine gözbebeği olan anadolu liselerinin de isim kaynağı muhtemelen bu okullar zinciriydi.

    1955'te maarif koleji adıyla kurulan bu seçkin okullar, 1975'te anadolu lisesi adını alırken belli ki akıllarda hala, misyoner okulu da olsa anadolu'nun orta yerinde azametle yükselen bu anadolu kolejleri vardı. kimi kaynaklarda maarif kolejleri ile anadolu liselerinin başlangıcı olarak anadolu kolejlerini görürüz.
    (bkz: merzifon'da bir amerikan rüyası)

    kaynaklar:
    https://archive.org/…s/image?query=anatolia college
    https://archives.saltresearch.org/…ndle/123456789/8
    https://en.wikipedia.org/…tolia_college_in_merzifon
    http://www.r-demir.com/…boncekilergoster.aspx?m=378
    https://kebikecdergi.files.wordpress.com/…udyan.pdf
    meral aksu: http://egitimvebilim.ted.org.tr/…download/5952/2075
    mazhar müfit kansu, erzurum'dan ölümüne kadar atatürk'le beraber, ttk.
  • mizah olduğunu düşünüyordum değilmiş
hesabın var mı? giriş yap