• (bkz: reenkarnasyon)
  • (bkz: ruh göçü)

    reenkarnasyondan farklı bir anlamı vardır. zira reenkarnasyonda kişiliğin kendiliğinden sürdüğü, yani kişiliğin ve anıların korunduğu, dolayısıyla da insan vücut bulduğunda veya doğduğunda, daha önceki yaşamlarını ve anılarını anımsama olasılığı esastır.

    ruh göçünde* ise yaşam, çeşitli bedenlerde devam eder ya da yaşam süreci çeşitli reenkarnasyonlarla kesintiye uğrar. bu görüşte kişiliğin sürekliliğinin sözkonusu olup olmadığına bir açıklık getirilmemiştir. dolayısıyla varolan ve sürekliliğini koruyan tek şeyin karma olduğu inancı vardır. budizmde bu öğreti büyük önem taşımaktadır zira buddha'nın çok sayıda yeniden doğuş süreci yaşadığına inanılır. buddha'nın öğrencileri ona ruh göçünde kişiliğin devam edip etmediğini sorduğunda, o asla net bir yanıt verememiştir.
  • metempsychosisin en iyi örneklerinden birisi dalai lama'nın ölümünden sonra mirasçılar belirlemesidir.
  • ruhun bir bedenden diğerine göçüne verilen isimdir (metempsikoz).
    reenkarnasyon için kullanılan bir başka terimdir.
  • jung'a göre kolektif bir bilinçdışı arketipidir. ruhun bedenin ölümünden sonra başka bedene geçmesidir. ancak bu aşamada ruh önceki hayatını anımsamaz.

    (bkz: yeniden doğma)
    (bkz: carl gustav jung)
  • (bkz: reenkarnasyon)

    (bkz: tenasüh)

    grekçe yeniden canlanma anlamına gelen kavramdır.

    eski mısır, yunan, roma ve kelt geleneklerince benimsenmiş bir inanç sistemidir. uzak doğu inançları, yerli afrika dinleri, kabala ve tasavvuf geleneklerinde geniş yer bulmaktadır.

    kabala'ya göre; ruhun mutlak durumu, onlara göre, sonsuza dek tüm bu mükemmellikleri geliştirdikten sonra, yayıldığı sonsuz kaynağa dönüşüdür. bu nedenle, başka bir yaşam süresi, aşağıda kaderlerini doldurmamış ve ilkel davayla yeniden birleşme durumu için yeterince saflaştırılmamış olan ruhlara verilmelidir. bu nedenle eğer ruh, insan vücudunun ilk varsayımından ve yeryüzündeki yaşamından sonra, cennetten edinilen deneyimi elde edemezse ve kirletici olan tarafından kirlenirse, o zaman vücudu yeniden hayat bulmak zorundadır. tekrarlanan denemeler yoluyla saflaştırılmış bir ışığa yükselene kadar.

    --- spoiler ---

    (bkz: zohar)

    "...tüm ruhlar göçe tabidir; ve insanlar kutsal olanın yollarını bilmiyorlar, kutsanmış olsun! hem bu dünyaya girmeden önce hem de onu terk ettikten sonra mahkemeye getirildiklerini bilmiyorlar; onlar, geçmeleri gereken çok sayıda eşik ve gizli denetimden, bu dünyaya giren ve göksel kralın sarayına geri dönmeyen ruhlardan ve ruhların sayısından habersizdirler. ruhların bir sapandan atılan bir taş gibi nasıl döndüğünü bilmiyorlar..." (zohar, ıı. 99b)

    --- spoiler ---
  • ölümden sonra ruhun göçüne ve/veya yeniden cisimleşmesine atıfta bulunan grekçe terimdir. felsefi düzeyde metempsychosis nosyonunu ilk ileri süren antik yunan düşünürü syros'lu pherecydes' (ferekidis) olmuştur. pherecydes'in öğrencisi pythagoras bu felsefenin sıkı bir savunucusuydu. öyle ki daha sonraları pythagoras'a izafe edilmiştir.

    batı inisiyatik geleneğinde metempsychosis kavramının önemi büyük ölçüde platon tarafından benimsenmesinden kaynaklanmaktadır platon'a göre, ruhlar sayıca sabittir; yani doğumla yeni bir ruh yaratımı söz konusu değildir ve halihazırda var olan bu ruhlar bir bedenden diğerine göç ederler. bu görüş antik çağdan başlayıp klasik felsefenin temsilcisi düşünürlere, plotinus ve neo-platonistlere kadar devam etmiştir.

    ruhun evrimsel/tekamül hallerine ilişkin bu fenomen yaygın olarak; bir insan ruhunun bir hayvan ve hatta bir bitki olarak yeniden doğuş ihtimalini içeren farklı bir yoruma sahip reinkarnasyon teorisidir. özellikle doğu mistisizminde çoğunlukla 'ruh göçü'(ar. tenasüh) -ing. transmigration) terimiyle ifade edilir.

    erken teozofi yazılarında bu terim reinkarnasyon ile eşanlamlı olarak kullanılmıştır. bununla birlikte, modern teozofi, bir insan ruhunun bir hayvanda veya bitkide yeniden doğabileceği fikrine karşı çıkar. bu öğreti gerçeklerin alegorik bir yorumu olarak tanımlanır. bu bağlamda kişilik, hayvan eğilimlerini bastırmadığı takdirde ego, "hayvan benzeri" özellikleri ile yeni kişilikle reinkarne edilecektir. aynı zamanda, "atomları" hayvan tutkularıyla uyumlu olarak çekerek ölümden sonra hayvanlar tarafından emilebileceği ve bu da reinkarne olan ego üzerinde istenmeyen karmik etkiler üretebileceği olasılığını içerir.

    bu konsept, pek çok kadim tradisyonun moral değerler sisteminde et yemenin yasaklanmasının temel nedenidir. batıda pythagoras ekolünün ve doğuda hinduizm, jainizm, budizm gibi inanç sistemlerinin derin felsefesinde, mezopotamya coğrafyasında ise kabala kökenli yahudi vejetaryenliğinin manifestolarında karşımıza çıkan hayvan yemeye karşıt yaklaşımın kaynağındaki nedenlerden biridir.

    metempsychosis, jungien psikolojide ise bilinç dışında arketiplerle ilintilidir.
hesabın var mı? giriş yap