modern dünya yalnızlığı
-
küçük alanlarda, kısıtlı bir çevreyle geçen, teknolojiye bağımlı bir sosyal yaşam sonucu insan evladının kendi çevresine ördüğü sosyal ağlarla, o ağ yumağının içinde yaşama çabası sonucu oluşmuş bir yalnızlıktır.
-
facebook'ta hiç tanımadığın ortak arkadaşlara arkadaşlık talebi göndermekle sonuçlanır.
-
bir rüya olan bu hayatı daha düşünsel ama yine rüya olan başka bir hayata, sanal hayata taşıma çabamızla çoktan vites yükseltmiş yalnızlıktır.
-
şu an şahit olduğum gibi iki sevgilinin bir cafeye oturup bir süre sonra kendi telefonlarıyla ilgilenmesi durumu. tek kelime etmeden ya da tam tersi sadece bir kelimelik konuşmalarla internette takılmalarından daha güzel bir örnek olamazdı.bir ara sadece fotoğraf çektirmek için bir araya geldiler. gördüğüm kadarıyla erkek kişisi whatsapp 'daydı. karşındakiyle konuşmayıp sanal ortamda konuşmak da günün ironisi olsun.
-
sadece göz gezdirmeye -şimdilik- vakit bulduğum bir yazı: http://www.economist.com/…w/te/pe/ed/outofisolation
okumaya değer bir yazı olduğuna dair okurlardan, badilerden gelecek teşvik edici mesajlara ise açığım çünkü arada kaynama ihtimali de olduğundan buraya koydum linki. yoksa kısa bir yazı biterdi her türlü.
gözümden kaçmayan -hayret- yazıya dair sitede yapılmış şu yorumu da eklemekte fayda var: ''there's just one issue ı have with the following sentence: “the damaged individual and the healthy society work in concert to maintain separation.” while this sentence poignantly captures the pain of depression, loneliness and shame, ı strongly disagree with the notion that western culture, especially in nyc, is "healthy." working until you drop dead doing something that doesn't suit you is not healthy. suppressing all your emotional baggage while pretending to be someone you're not is not healthy, nor is living way beyond one's means. this lifestyle has caused serious pain not just to creatives but to everyone. the good news is that many havens and pockets of compassion that are popping up in the city, like yoga and mindfulness centers.'' -
bunu en güzel tercüme eden cezmi ersöz olmuştur kanımca... yalnız hissedenlere gelsin...
senin gemin camdan sevgili
duydum ki yine umudunu kesmişsin insanlardan,
dostluklardan... duydum ki yine acımaya başlamışsın
kendine...
yolunu kimselerin bilmediği, bilmek de istemediği
sevginin o hayal ülkesinde birilerini beklerken çok
üşümüşsün...
insan ancak kendisine sevgili olabilir, diyormuşsun.
şimdi artık yollarda ve binbir hayalin peşinde
sürüklediğin ve yıprattığın sevgine minnet borcunu
ödeyecekmişsin...
acıyan sevgini şımartacak, onu örtülere saracakmışsın.
onu kendini güçlü ve korunaklı olduğunu hissetmediğin
hiçbir yerde ortaya çıkarmayacakmışsın...
sevgini yırtıcı bir kuş gibi yetiştiriyormuşsun.
en iyi savunmanın saldırı olduğunu ve yokolmamak için
yoketmek gerektiğini öğretiyormuşsun ona...
ona onu, sabırlar, merhametler ve inceliklerle değil,
hazlar, hayranlıklar ve kıskanç ilgilerle
besleneceğini vadediyormuşsun.
her gece uyumadan önce arkasında che guevera’nın resmi
olan aynanla konuşuyormuşsun: bir sen varsın önemli
olan, bir sen varsın gerçek olan... hem onca acıya
rağmen hala güzelim...
ve artık kendime yasaklıyorum başkalarına acımayı ve
hayatın acısını...
aynadaki nefesinin buğusunu görüyorum buradan.
gözlerinle gözgöze gelemediğim için tutup aynadaki
buğuyu öpüyorsun.
yaralı kendini öpüyorsun...
çekmeceden cüzdanının çıkarıp içindeki kredi
kartlarını seyrediyorsun zoraki bir hayranlıkla.
içinde sevgini sakladığğın kaleyi daha da
güçlendirmeyi geçiriyorsun aklından.
kredi kartlarını yalıyorsun dilinle ve onların zehirli
tadını içine akıtıyorsun.
bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen ölüm
çığlıklarına alıştırmak istiyorsun kendini böylece.
hem senden güçsüzlerin ölümü, hem bu ölümleri gizleyen
ve bütün katliamları anında temize çeken teknolojinin
zehirli tadı sarıyor şimdi sevginin yaralarını.
bankamatikten her para çektiğinde kulağına gelen
çocukların ve kimsesizlerin ölüm çığlıklarına
dayanamadığını hissettiğin anlar, senin için hayatta
sadece annenin babanın ve kardeşlerinin önemli
olduğunu söylüyorsun kendine ve akşam iş dönüşü onlara
hediyeler alarak evine dönüyorsun...
ve eskiden, sevgini bir kalenin ardına saklamadan önce
sadece kendi çocuklarını sevenleri kınadığını unutmak
içinse bu defa başkaları değil kendin kanatıyorsun
sevgini.
sonra küçük, tüylü bir köpek almak istiyorsun kendine.
köpegi severken, kucaklarken sana acımasızlık eden
dostlarının, seni sevginin o hayal ülkesinde yıllarca
bekletip düşlerini ve ömrünü çalan sevgililerin
yüzleri geçsin istiyorsun karşından.
onların yüzleri geçtikçe sahibin olduğun için senden
başka kimseyi sevmeyecek ve bağlanmayacak olan
köpeğine daha da sıkıca sarılmak istiyorsun, öpüp
koklamak.
kendini öper gibi, yaralı ve belki de artık hiç
iyileşmeyecek olan kendini.
hiç iyileşmeyeceğini artık kendinden bile
saklayamadığın böyle anlarda para kazanmak istiyorsun,
iş kurup daha çok para kazanmak.
böyle anlarda bir kalenin ardında gizlediğin herşeye
yanlışlarla dolu olsa da senden izler taşıyan tarihine
bile düşman oluyorsun.
seni bu hale getirenlerle bir olup bu belki de artık
hiç iyileşmeyecek yaralı kendini yoketmek
istiyorsun... sonra yorgun düşüyorsun... artık
dinlenmek istiyorsun. yarına daha dinlenmiş ve
korkularından kurtulmuş olarak uyanmak istiyorsun...
ve uykuya dalmadan önce vitrinlere bıraktığın
dalğınlığın geliyor aklına...kendine bir kez daha
acıyorsun ve bu yüzden pahalı bulup da almadığın
giysileri almaya karar veriyorsun.
bu pahalı giysiler sayesinde ilgilerin kölesi değil,
ilgilerin merkezi olmayı istiyorsun.
bu giysiler sayesinde sızlayan sevgilerini örtmek,
örtmek, örtmek istiyorsun. görünmez olmak istiyorsun.
oysa senin gemin camdan sevgili...
işte güçlü balığın güçsüz balığı yokettiği kanlı
denizin her tarafından seni görebiliyorum...
sadece ben değil dost düşman herkes uykuya daldığını
görebiliyoruz buradan.
çünkü senin gemin camdan sevgili.
sıkıntından yediğin tırnaklarının kenarlarını...
korkulu bir rüya gördüğünde birden silkinişini...
yaralı sevgini korumak için aldığın onca kötücül
karara rağman nasılsa hep masum kalan sayıklamalarını
görüp duyuyorum buradan...
kaleni ve kalenin ardında sakladığın yaralı sevgini.
boşuna saklama sevgini. senin gibiler hiç örtünemez
sevgili...
seni bu kanlı deniz ve düşmanların da dostların da
hemen tanır.
ya benzerini bulup gidersin buralardan.
ya da seni yokederler sevgili...
herkes gibi ve herşeyi bilerek yaşamaszın sen
senin gibiler örtünemez...
bu kanlı denizde senin gemin camdan sevgili.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap