• israilli yahudi akademisyen ilan pappe kitabı

    --- spoiler ---

    spo
    --- spoiler ---
    okuduğum son kitap #ilanpappe’nin modern filistin tarihi üzerine söylenecek çok şey var.ufkumu net olarak açtı ve hazır gündem filistin’le yoğrulmuşken,kitaptan edindiğim fikirlerimi paylaşayım.
    -her şeyin en başında filistin bölgesinde, yahudi, müslüman, hristiyan, dürzi nüfus yaşıyor.bunların iç içe yaşadığını düşünmek mantıksız olur tabii ki.herkes kendi mahallesinde yaşıyor ama genel olarak bir kavga yok.
    -o zamanlar bölgede yaşayan insanlarda etnik temelli bir milliyetçilik değil, din temelli bir ayrımcılık var ama zaten dininden bağımsız hepsi semitik yani filistinli.
    -siyonizmin kurucusu theodor herzl kafayı filistin’e taktığında, filistin’in osmanlı devletinin bir parçası olduğu doğru ama osmanlı’nın güçsüzlüğünden yararlanan avrupalı her milletten misyonerler bölgede cirit atıyor ve okullar açıyor. tabii bu okullardan ya da hizmetlerden büyük merkezlerde yaşayan çok küçük bir grup yararlanıyor.kırsallar kendi halinde hayatlarına devam ediyor.
    -siyonistler, filistin’den toprak almaya abdülhamit döneminde başlıyorlar ama burda şu var ki,abdülhamit en başlarda çok karşı çıkıyor ve izin vermiyor.ama osmanlı’nın içinde bulunduğu zorluklarla beraber ingiliz baskısına çok direnemiyor.
    -bir ara siyonistler israil devletini,o zamanlar ingiliz sömürgesi olan uganda’da kurmayı planlıyorlar. ama bu gerçekleşmiyor.
    -filistin konusu açılınca türkiye’de ‘onlar bizi sırtımızdan bıçakladı’ diye bir tartışma her zaman açılır. doğrudur, türklere karşı bir isyan başlatıyorlar ama bu durduk yere olan bir şey değil. bölgeye atanan jön türkler din temelli değil etnik kimlik temelli bir ideoloji benimsiyorlar ve bölgedeki halkı türkçe konuşmaya zorlayıp, türkleştirmeye çalışıyorlar. tepkiler buralardan başladığı gibi çok ağır şeyler de yaşanıyor.
    -türkler’den sonra bölge ingiliz mandasına giriyor. ingilizler iki taraftan birini koşulsuz destekliyor denilemez hatta genelde eşit davranmaya çalışıyor. (bkz: kenan evren; eşitlik olsun diye bir sağdan bir soldan astık.)
    -kitapta en ilginç notlardan biri benim için şuydu; en başta müslümanların dağınık olmasından ingilizler çok şikayetçi oluyor ve bölgedeki tüm müslümanları tek bir yerden kolayca yönetebilmek için bir müftü atıyor, müftü en azından en başlarda tabii ki ingiliz mandası yanlısı oluyor (bkz: türkiye’de hilafet isteyenler ne istiyor ve bu tartışmaları çıkaranlar kimler)
    -siyonistler ingilizler’e, ingilizler ayrılırken reddedemeyecekleri bir teklif sunuyor ve israil devletinin kurulması karşılığında, israil’in bölgede ingiltere’nin ileri karakolu olmasını teklif ediyor. ingilizler bu teklifi kabul ediyor ve israil’i o gün bugündür destekliyor.
    -siyonistler bölgede devletleşmeye başlarken, filistinliler aptal olduğundan değil, bunu yıllar sonra anladıklarından en başta cevap veremiyor.çünkü toprak sattıkları kişilerin devlet kurmaya çalışıp, silahlanacakları akıllarına gelmiyor.normal olarak tabi. mesela evinize davet ettiğiniz misafirin sizi rehin alacağını hesaba katmazsınız. burda filistinliler derken, sadece müslümanları değil, hristiyanları ve yahudileri de kast ediyorum.çünkü filistinli yahudiler de en başlarda siyonistlerden çok rahatsız oluyorlar. çünkü mesela siyonistler filistinli yahudilerin , müslüman veya hristiyan işçi almasını kesinlikle yasaklıyor. filistinli yahudileri de izole etmeye başlıyor.
    -siyonist yahudiler, filistinli olanlar değil, özellikle doğu avrupa’dan göçen yahudiler. aslında batı avrupadaki yahudiler bile en başlarda filistinde bir devlet kurmakla ilgilenmiyor.zaten oldukları yerlerde genel anlamda (asla tam olarak değil) rahatlar. ama 2. dünya savaşı her şeyi değiştiriyor.filistin’e yahudi akını başlıyor.
    -avrupadan gelen yahudiler, özellikle aşkenazlar, arap ülkelerinden gelen mizrahi yahudilerine da ayrımcılık yapıyor. yahudi nüfusun bile en fakiri onlar oluyor. arapça konuşmalarını engellemeye çalışıyorlar.arap yahudiler arasında yönetici olabilenlerin sayısı daha az.arap yahudiler genelde şehrin daha varoş yerlerinde yaşıyor.
    -1948’de israil devlet olarak kuruluyor. bu tarihten itibaren ağır bir siyonist propaganda başlıyor. eğitim sisteminde, tarımda, sağlıkta her yerde dünyanın her yerinden gelen yahudileri yoğun bir siyonist propagandaya maruz bırakıyorlar. çok kültürlü çok dilli olan yahudi toplumunun, farklılıklarını eritmek için ellerinden geleni yapıyorlar aslında başarıyorlar da.
    -filistin davası şimdilerde bir avuç siyasal islamcının elinde görünse de aslında uzun yıllar, sol eğilimli bir çizgi izliyor hatta israil’deki komünist yahudilerden de destek alıyor. sovyetler arkalarında duruyor.
    -şimdilerde inanması güç olabilir ama en başlarda abd de bölgede bir filistin devleti kurulmasını savunuyor.
    -bütün bunlar olurken yani sovyetler, abd, latin amerika ve bilimum ülke filistinlilere destek verirken, bilin bakalım kimler filistinlilere her zaman en büyük kazığı atıyor? arap politikacılar..mısır’ın derdi, gazze’yi kendi topraklarına katmak, ürdün’ün derdi is batı şeria’yı kendi topraklarına katmak ama yerlerinden edilen filistinli mültecilerin durumunu arap birliği zirvesinde bile yıllar yıllar sonra zorla gündeme alıyorlar. uzunca bir süre filistin bu zirvelere katılamıyor bile.
    -bugün türkiyede starbucks basan bir militan grup var, türkiye’deki siyasal islamcıların filistin’i sahiplenmesi hamastan sonra oluyor.aslında yine dertleri filistinliler değil, bölgede yaşayan hristiyan topluluktan veya dürziler, filistinli yahudilerle ilgili bir empatileri yok, zaten filistin davasını uzun yıllar türkiye’de de solcular sahipleniyor. o kadar ki deniz gezmiş ve arkadaşları zamanında filistin’e gidip silahlı direnişe bile katılıyor. tabii hamasla beraber türk siyasal islamcılar filistin’i sahiplenince, bir anda bu mc donalds ve starbucks basan tipler türüyor. (gel de şunu söyleme, solcu ile siyasal islamcı arasındaki fark ne kadar bariz değil mi, biri direnişe desteğe filistin’e gidiyor, öteki starbucksta kahve içen 17 yaşındaki çocuğa saldırıyor, pislik zihinli pislik insanlar)
    -yıllar yıllar içinde siyonistlerin saldırıları, arkalarına aldıkları 2. dünya savaşı mağdurları etiketi ile beraber barbarlıkta zirveye oynuyor, köy boşaltmalar, apartheidler, suyu ve elektriği kesmeler, korkunç kitlesel baskılar…
    -filistinliler 2 kez intifada yapıyor ve başarılı oluyor da
    -filistinli mülteciler genel olarak komşu ülkeler suriye, lübnan ve ürdün’e dağılsa da lübnan ve suriye onları her zaman çok ağır şartlar altında bırakıyor ve onlara insani haklarını bile vermiyor. ürdün nispeten daha eşit bir ortam sunsa da, orda da filistinli politikacılar ve direnişçiler baskı altında tutuluyor
    -direniş hareketinin merkezi sonradan tunus’a taşınıyor
    kendi düşünceme gelince, öncelikle 75 yıldır ve sanırım modern tarihin en uzun direnişi olan filistin direnişine hayranım ve özgür olacakları gün için her gün dua ediyorum
    filistin derken kast ettiğim sadece filistinli müslümanlar değil, filistinli hristiyanlar ve filistinli yahudileri de kast ediyorum. işgalcileri avrupa’dan gelenler olarak görüyorum.
    son olarak filistin davası bir insanlık davasıdır. eğer bu davayı savunurken ‘müslümanların zaferi’ ‘yahudilere ölüm’ ‘araplar defolsun’ ‘barbar araplar’ ‘katil yahudiler’ ‘katil hristiyanlar’ ‘haçlı seferleri’ diye savunan biri görürseniz bilin ki onun da siyonist hayvanlardan hiç bir farkı yok…insanlar ölüyor, insanlar çocuklarını, sevdiklerini, annelerini, kardeşlerini kaybediyor..bu bir insanlık suçudur #freepalestine
hesabın var mı? giriş yap