• richie tennenbaum'un çocukluğundan beri kafesine kapatarak beslediği ruhunu sembolize ettiğini düşündüğüm,tabi ki sonunda özgür kalan süper güzel yırtıcı kuş.
  • haman'ı dövüp, ben-i israili özgürlüğüne kavuşturan ve dolayısıyla günümüzde purim'in kutlanmasına neden olan mümtaz bir tarihi ve tevratsal şahıs. kuzeni olan hadassah*i evlatlık edinip büyütmüştür. daha sonra saraya gelin giden hadassah sayesinde de kendine sarayda bir iş edinmiştir mordecai. lakin, israiloğullarının azılı düşmanı olan ahasuerus'lu haman'ın iktidarı ele geçirip tüm musevi kavmini ortadan kaldırmak istediğini anlayınca, haman'a karşı savaşır ve haman'ın idam edilmesine neden olur. bu yüzden de çok önemli bir şahıstır yahudi kavminin tarihinde. zaten royal tennenbaums'da da özgürlüğün simgesidir. :) çağımızın özgürlükçü mordecaisi üçün (bkz: mordechai vanunu)
  • hakkında bir şeyler yazmadan duramadım; hayatımda dinlediğim en ilginç şarkılardan biri oldu bu.

    imdi:

    şarkıyı 3 kısma ayırmak mümkün görünüyor benim bulunduğum yerden (benim bulunduğum yer de gruptan dinlediği tek şarkı bu olan kimselerin girebildiği bir kafe; evimin "benim odam"ındadır).

    1) 2.08'e kadar vokalist kardeş sanırım 4 değişik brutal vokal deniyor. scream vokalini de dahil etmiş durumdayız. buraya kadar arkadaşlar bütünlükçü bir death-grind-black(imsi) kolajı ile, acayip caiz bir tabirle "dinleyenin beynini sikmece" oynuyorlar. eleştirmek için yazmıyorum; şahsen beğenmiyor olsam da şarkının bu kısmını, meraktan ve şaşkınlıktan üst üste dinledim. bu anlamda, bu kolajın öğelerini seven insanlar bu kısmı havalara uçarak dinler, çünkü objektif açıdan bakacak olursak gerçekten çok başarılı. acayip değişken ve her farklı türün gerektirdiği/o türü "o tür" yapan gırtlak kullanımlarının tümünü -belki de fazlasını- içeren bir vokal var. bir ara şeytan bir rock band kurmuş sanıyorsunuz, bir ara öyle agresifleşiyor da acı çekiyor ki vokal, arkadaşın akciğerlerini sökmüşsünüz de boğazından içeri sokmaya çalışıyorsunuz sanıyorum; yani o vahşeti tekniğin içinde eritmek başka nasıl mümkün olurdu bilemem. bir de farklı vokal tarzına geçilen bölümlerden ikisini birbirine bağlayan bir geçiş var ki, melodiyi ve 1. kısmın kurgusu içindeki fonksiyonunu düşündüğünüzde, space-progressive diyesi geliyor insanın. lakin, az çok progressivesever bir kişi olarak diyebilirim ki, bu geçiş fazla sırıtıyor. "sırıtmasından çekinilmemiş" gibi bir düşünceyi çok geçersiz buluyorum izninizle, çünkü farklı bir kulak yaratmaya çalışmak böyle at pipisine kelebenk yerleştirmeyle değil, space-progressive* bütünlüğü içinde brutal-grind-black(imsi) eğilimi eritmekle mümkün olur. dürüstçe söylemek gerekirse sonlarına doğru 43,2% oranında beceriyor arkadaşlar bunu. ama dediğim gibi; ben, sevmedim. acayip rahatsız oluyorum bu kısmı dinlerken.

    2) betynimsgğ yertrtinndecce iskilgdkten soorna daha farklı bir yaklaşım azıcık da olsa rahatlatıyor kulaklarımızı. yok yok bayağı bir rahatlatıyor. şarkı birden ballada dönüşüyor. "az önce ciğeri dağlanan talihsiz bünye bu muydu mına koymaya çalışayım?" diye sormazdan önce, "ne kadar tatlı bir sesi varmış lan ibnenin" diyor insan. pamuk gibi oğlan, vokalin duygusunu hakkıyla veriyor, sözlere uygun bir tonla neredeyse bir akşam beraber ağlayası geliyor insanın, bu "duygusal çocuk"la. nerede az önceki "hanzo", nerede şimdiki "küçük prens". hele hele "keep the notes coming" demesi ve arkadan 3. kısmı bağlayan distortionlu geçişle birlikte göğe yükseliyor şarkı.
    şaşırıyorsunuz.

    3) bu kısmı olduğu gibi leziz mi leziz bir fade out olarak alıyorum arkadaş. şarkının ikinci kısmındaki sözlerin temasına çok iyi temas eden ana bir solo melodisi hafif hafif dans ediyor ve fonda sabit bir yürüyüş ile giden ritm gitarın yarattığı atmosferin üzerinde süzülüyor sakin sakin. insan yağmuru pencereden izliyormuş gibi oluyor, harbi harbi hüzünleniyor. tarzın gereği olarak az buçuk hareketli davullar bu kısımda da belli ediyor kendini. tıpkı 2. kısımda olduğu gibi. tıpkı 1. kısımda olduğu gibi (ama tabi birinci kısımda tatattata formatı hakim).

    sonuç itibariyle, "rastladığım en ilginç şarkılardan biri" ifadesine, "ayrıca rastladığım en tuhaf, en rahatsız şarkılardan da biri" ifadesini ekliyor, vay anasına diyerek sözlerimi burada noktalıyorum...
  • the royal tenenbaums oyuncusu olan kus film cekilirken kacirilmis, ve karsiliginda fidye istenmis. filmde sonradan mordecai'in "daha fazla beyaz tuy"e sahip olmasinin sebebi buymus: bu sahnede baska bir kus kullanmak zorunda kalmislar.
  • borderlands adli oyundaki oynatilabilen karakterlerden birinin adi. uzaktan bol hasar vermeyi seven ve normalden cok fazla miktarlarda ganimet bulabilen bir hunter. dusmanlara saldirmasi icin yollayabildigi bir yirtici bir kus* var omzunda. filme* gonderme mi bu hayvan bilmiyorum ama, oynamasi zevkli bir karakter mordecai.
  • btbam'ın repeat yapmaktan asla yorulmayacağınız bir parçası. bu şarkıyı dinlemek, otuzbir çekerken yanınıza aldığınız peçeteye gözyaşınızı silmeye benzer.
  • feci karizma ve bir o kadar ayyaş bir borderlands karakteri. ilk oyunda oynaması en keyifli karakterlerden birisiydi. özellikle bloodwing adlı kuşu ile ortamda sağlam terör estirebiliyordunuz. ikinci oyunda ise onun yerine assassin var. fakat ikinci oyunda da tekrar karşımıza çıkıyor ve sizlere görevler veriyor.

    --- spoiler ---

    ikinci oyunda verdiği görevlerden birisi, bloodwing adlı kuşunu, handsome jack'in elinden kurtarmak. ama ne yazık ki kuşu jack'in elinden kurtardık dediğiniz sırada, kancık herif* bombayla patlatıyor kuşun kafasını. bizim hunter'da deliriyor tabii, tek vuruşta koca badass robotları alıyor. oha amına koyayım falan diyorsunuz.

    --- spoiler ---
  • regular show'un 26 yaşındaki mavi, tembel kargası. yakın arkadaşı rigby ile pek de sıradan olmayan olaylara karışması ile ünlüdür.

    arkadaşlarıyla her bir boku yapabilirken margaret'ın yanında angut'a bağlaması iyi düşünülmüştür. zaten bu hoppa margaret da 2 dakika boşta kalmasın, hemen gitsin sevgili bulsun. mordecai'de anca sikine bakıp otursun. oğlum salla margaret'i, sana kız mı yok amk.
  • sözlerinin burada yazdığını hatırlıyorum, hatta deli bir arkadaşımız yazmıştı. deli deliliğini yapar ve sözlük hesabını kapatır; sözler de uçar doğal olarak.
    buyrun o zaman, deli eserin deli sözleri: *

    asleep mid-sentence- the words fell apart.
    no one is listening anyway.
    the day will soon turn black
    and my "wants and needs" will spill on me burning ashes.
    i learned to be selfish today...
    i learned to be alive.
    these things i care for are for my personal gain
    my personal happiness only.
    why should i sit in your chair and satisfy your standards?
    i've done it all before and i've confused myself a thousand times.
    the tragic day i call morality just doesn't do it for me anymore.
    the day will turn black and i will have lived or died.
    asleep mid-sentence- my words fall to the ground.
    swept into this dreamland.
    economic satisfaction.
    never succeed.
    but happiness has its place.
    justice will not lie in your corner.
    throw myself in the corner
    we have nothing to complain about here.
    tragic day seems too peaceful to most,
    spoiled ambitions turned my heart to black, black.

    living dreams, loving dreams,
    awakening to what i've always dreamt of.
    living dreams, loving dreams,
    awakening to what i've always dreamt of.
    the familiar sound, the familiar sound of the lovely laugh
    from the love of my life will keep the notes coming.
    from the reciting of the show, from the plip and the shevanel,
    from the grind that annoys, and the sarcasm they all hate
hesabın var mı? giriş yap