murat özdemir

• google'da yaptığım arama sonucu bu ad ve soyada sahip birsürü kişi mevcuttur ve aralarında adları dışında da pek bir benzerlik bulunmamaktadır. ilkokul mezunundan doktora yapmışına; bir ömür boyu erzurum'da yaşayanından, neredeyse görmediği ülke kalmamış olanına kadar her tür ve cinste murat özdemir'e rastlanabilmektedir. ukteyi veren arkadaşın hangisiyle ilgilendiği de bir muamma olmaktan öteye gitmemektedir haliyle.
• aynı isimde birde rontgen teknisyeni vardır.hali hazırda kesan devlet hastanesi nde gorev yapmaktadır.
• 2002 yılında çırağan'dan atılan aşçı. aslında kariyeri de burada başlamış. her gün farklı semt pazarlarında zeytinyağlı yiyecekler satıyor. günde 300 kg dolma satıyor ve her gün yaklaşık 1000 tl kazanıyor.
  
  http://www.hurriyet.com.tr/…zar/11262022.asp?gid=59
• new york'ta ikamet eden, turkiye'de pek taninmasada avrupa'da ve abd'de adindan ovguyle soz ettiren, ozellikle portre fotograflari ile dikkat ceken, isigi iyi kullanan, istanbul dogumlu yakisikli basarili moda fotorafcisi.
  
  http://www.muratozdemir.com/
• hayata dönüş operasyonu adlı katliam sürecinde bursa cezaevi'nde kendini yakarak öldürmüş devrimci tutsak, dhkp-c üyesi.
• sinema delisidir.
  deli gibi film izler.
  izlemekten keyif aldığı için
  filmleri sever.
  başka bir şey için ya da,
  kendini sevdiği için değil.
  
  yazıhane yi çekip çevirendir.
• dokuz eylül güzel sanatlar fakültesinde resim bölümü bünyesinde barınan akademisyendir kendisi. huysuzluğu ve hemen alınıp küsmesiyle tanınan, hatta 1 hafta dersine gitmedin ya da geç kaldın diye selamı sabahı senden kesen, bu yüzden çoğu öğrencinin "murat hoca mı? amaann diyim. şaka şaka iyii yaa, o da iyidir deee." tarzında yorumlarına maruz kalan, öğrencilerince değeri tam bilinmeyen, sizi bir kere sevdiyse ne kadar kızdırsanız kızdırın "bak kızıyorum ama" tarzı başlangıç cümleleriyle tatlı tatlı azar çeken, mimikleriyle ve diyaloglarda takındığı üslubuyla sevimlilik kat sayısını arttıran, david hockney ve murathan mungan aşığı, can mı can şeker mi şeker, baba sıcaklığındaki adam. ^* buradan hakkında biraz bilgi edinebilirsiniz
  
  (not: pek güzel kitaplar önerir, birde dolabında sanat hakkında oldukça sağlam bir arşivi vardır. bu açıdan ağzından ne çıksa kapılması farzdır.)
• antalya devlet opera ve balesinin baletlerinden biridir kendisi.
• bugün doğum günü olan, sadece ilk tanıştığınızda değil, aradan yıllar geçtikten sonra bile size 'memnun oldum' dedirtecek "adam"dır.
• öyle bir beyin ki; “ben çelik üretmek istiyorum” deyin, size en iyi ark ocağını ^* dizayn edip, düğmeye basana kadar her detayıyla çocuğu gibi ilgilensin.
  öyle bir dost ki; canınız onunla kahve içmek istesin, 1.100 kilometre uzaktan uçağa atlayıp gelsin.
  öyle bir baba ki; bir telefonunuzda çelikhanede bulurken, diğer telefonunuzda kızıyla ebru yaparken bulun.
  öyle bir yoldaş ki; ağladığınızda göz yaşlarınızı mendil uzatarak değil, eliyle silsin. ama birlikte gülerken de gözünüzden yaş gelsin.
  öyle bir eş ki; her gün yeniden "iyi ki!" dedirtsin.
  öyle bir sevgi ki; gecenin yarısı gelen telefonla yatağından kalkıp fabrikaya gidip sabahlasın ama kahvaltıya yetişip sizi en güzel günaydınla uyandırmayı ihmal etmesin.
  öyle bir güven ki; hayatınızda asla griye yer vermesin.
  öyle bir vicdan ki; canınız kestane kebap istedi diye arabadakilerin hepsini alsın. “ne yapacağız bu kadar kestaneyi?” deyince de, “akşamın bir vakti adam üşümesin, evine gitsin” desin.
  öyle bir keyif ki; arabada giderken kazara bir binaya bakıp “aa ne güzelmiş” deyin, hemen sağa çekip sizi oraya götürsün.
  öyle bir şımartmak ki; kalamar seviyorsunuz diye masaya ızgarasından tavasına, dolmasından kızartmasına kadar her çeşidini getirtsin.
  öyle bir heyecan ki; masal tadında gerçekler yaşatsın.
  öyle bir ‘büyük’ ki; ruhunuzdaki çocuğa dokunmadan sizi büyütsün.
  öyle bir kalp ki; hiç üşenmesin, her yerde sevdiklerinin yanında belirsin ve mutluluk anlayışı değiştirmekten değil, mutlu etmekten ibaret olsun.
  öyle bir ‘adam’ ki; “söz”ün bittiği yere konsun.
  öyle bir ‘o’ ki; bir santim uzak, kilometrelerce yakın…