• umut vadeden yeni nesil şairlerden.

    "eli ayağına dolaşıyor,
    allah’ım ne güzel düğüm"

    edit: link eklenmiştir.
  • genç şairlerden.

    "çok güzelsin, ben bu kadar sevemem. "
  • ''kırdığınız kapıları açmış olmazsınız. ''
  • üstüne gül

    eli ayağına dolaşıyor,
    allah’ım ne güzel düğüm.

    avucuma yazıyorum bu şiiri
    karışsın diye mürekkebi saçlarına.
    çünkü saçların bugün sağanak yağışlıdır,
    saçların bugün günlerden çarşamba.

    bakar bana gülersin sanki kimse ölmemiş gibi bugün
    ama bilirim başkasının yarasıdır sende kanayan.
    ve yanakları al al bir anneyi doğuran
    gülüşünün güneşi, ardına saklanacak bir dağ arıyor gibi..
    oysa ömrünün öğlesi bile olmamıştır henüz.

    “rüzgar gülü, rüzgar kokar” içimden bir ses:
    “bir mucizeye sırt dönmek için karamsar olmak yetmez.”

    öyleyse ey kader, ey ben demiştim diyen suflör!
    sen de çölünün hamza’sını getir istersen.
    bir kaplumbağa -yarası kabuk bağlamış sırtında- neyden korkar..
    her kim uzun yaşayabilir ki; öldüğünü anlayacak kadar..

    nasıl da atıyor kalbim bu yalanları!
    anahtarı içerde unutulmuş bir kapı telaşından senin kalbin,
    bense kendini kesmek için bilenmiş bir bıçağım, hepsi bu!

    muzaffer serkan aydın, üstüne gül, itibar, sayı 14
  • sanki tutamağını bulamamış tutamaksızlar, tutunamayanlar için buyurmuş şair;

    "yaşadı denemez, bir müddet ölmedi sadece."
  • güzel insan, güzel abidir. var olsun.
  • "balonlar, içi boş şeylerin de bazen yükselebileceğini hatırlatır."
  • “oysa ömrünün öğlesi bile olmamıştır henüz. “

    keşke daha önce keşfetseydim dediğim şair.
  • gölgeden isimli şiirin şairi.

    “kını kalbin olan bir kılıç gibi taşıdın masumiyeti
    yoruluyor kapıların artık açılmaktan
    yazgın bile yadırgıyor tüm bu olanları
    kendini çıkartamıyorsun bir camın ardından bakınca
    üzülme, herkes kendine dönüşür hikayenin sonunda..

    neşen; o külden şato, bana eski bir yangını anımsatıyor..
    ve sen seviniyorsun, yaşanmamış günleri hatırladıkça..
    çünkü ben de hatırlıyorum:
    elinde ince bir defter, yeşil ve telaşlı..
    gölgeden soluk, ayın on dördünde gibi canlı..
    öylece duruyordun, güzel olmak için hiçbir sebebe ihtiyacın yoktu..

    şimdi iki kişi biniyor otobüse
    biri sen değilsin, biri ben değil.
    su almaz güneşi battığında güneşin
    gözlerini kapat, göreceksin;
    gerçeğe üstünlüğünü güzel düşlerin..

    bırak, herkes unuttun sansın
    sen al bu şiiri çeyizine kaldır..”
hesabın var mı? giriş yap