• benim bu. efenim peşinen söyleyeyim hayatımda hiç sevgilim olmadı. işten eve evden işe ot gibi yaşadığım için de bu saatten sonra olacağını da hiç sanmıyorum.

    neyse yaklaşık bir buçuk yıl önce bir işe başladığımdan beri yaşın geldi geçiyor diye ailem beni evlendirme peşinde. sürekli bir sevgilin var mı diye sorgulanıyorum. eğer bulduğun birisi yoksa, biz bakalım, kız bulalım sana derdindeler. özellikle babannem "senin mürüvvetini görmeden ölmek istemiyorum" diyor ve beni evlenmeye ikna edemediği için anneme kızıyor. annem de sürekli sana şurdan kız baktım, şurdan şu kızı soruşturdum evlen artık diye baskı uyguluyor. ben de bazen "boş işler bunlar, bana kız falan bakmayın olmaz bu iş " diyerek, bazen de bu tip durumları alaya alıp gülerek geçiştiriyorum.

    evlilik fikri bana çok fantastik bir olay gibi geliyor. hangi aklı başında bir kız benimle evlenir ki, benimle evlenecek kadar düşmüş bir kızla ben evlenmem zaten diyorum. bu konuda inanılmaz bir aşağılık kompleksim var. böyle düşünmem için elle tutulur kendimi ikna edici bir sebebim de yok. galiba yalnızlığı ve özgürlüğü seven beynimin bunların elden gitmesinden korktuğu için kendi kendine geliştirdiği bir savunma mekanızması olabilir. bilemiyorum.

    neyse konuyu dağıtmayalım. bizimkiler bana sırf kız bakmasın diye beni her aradıklarında evde bir kız varmış gibi gizemli davranıyorum. "haber vermeden gelmeyin ha müsait olurum olmam" diyerek bizimkileri sürekli telkin ederek bu düşünceyi sürekli pekiştiriyorum. bu konuda da başarılı oldum. elime telefonu alıp bizimkilerin yanında sözlük falan okuyorum ama babam kız arkadaşımla konuştuğumu zannediyor. kızı görmek için telefonu elimden kapmaya çalışıyor, bize göstermiyorsun diye trip yapıyor. bazen annem de babama uyuyor. getir buraya da tanıştır bizle kızı istiyor. ben de sürekli gülerek "yav kız arkadaşım falan yok, kızla falan konuşmuyorum" desem de gülerek söylediğim için inanmıyorlar. amaç da bu zaten.

    bundan yaklaşık bir bir buçuk ay önce bir telefon geldi. babannem çok rahatsızlanmış ve yoğun bakıma alınmış. kahroldum. hemen işten izin alıp memlekete gittim. güç bela 5 dakikalığına yoğun bakıma girdim. zor durumdaydı. konuşacak, onu teselli edecek bir şeyler bulmam lazımdı. elini tuttum; "hadi iyileş bana kız istemeye gideceğiz" dedim. "inşallah yavrum inşallah" dedi. sonra "var mı birisi" diye sordu? "ağzına bakacak olursak var demek ki birisi" diye ekledi. "kimse yok şu anda ama sen bulacaksın işte bana, iyileş de bul " dedim. "bulurum yavrum bulurum" diye cevapladı. "yalnız aramızda sır olacak kalsın bu, kimseye söyleme" dedim. bizimkiler gaza gelmesin diye. fakat ne çare ben çıktıktan sonra giren anneme " hadi gözün aydın zug zwang yeşil ışık yaktı" diye müjdeli haberi vermiş. eyvah eyvah!

    aradan iki hafta geçti. babannem yoğun bakımdan normal odaya alındı. ziyaretine gittim hastaneye. odada annem, babam, halam, köyden yaşlı bir kadın akraba, iki tane de komşu var. oda kalabalık yani. konu döndü dolaştı benim evlilik meselesine geldi. "babannem sana kız buldum" dedi. bir garip oldum. "yattığın yerde bana nasıl kız buldun mübarek" dedim. "bir hemşire" dedi. "buraya gelip gidiyor. bizim köyün bilmem kimin torununun, bilmem kimin oğlunun kızı. çıktığı yok galiba geçen geldi ağzını yokladım biraz. bir daha geldiğinde konuyu açarım, tek gitme de alır gelirim." dedi. "ne oluyor lan bu ne hız?" dedim içimden. bu esnada köylü akraba olan yaşlı teyze lafa giriyor "yav o kız bizim köyden bilmem kimin yeğeni değil miydi, köyde şunun bilmem nesinin, bilmem nesinin kızı da hemşire o da olursa ona da bakın." diyor. babannem " hee onu da biliyorum onun da ailesi bilmem şöyle böyle o da olur" diyor.

    babannemle, akraba yaşlı teyze arasındaki dialog uzadıkça uzuyor ve ortaya yine bizim köyden bonservisi elinde istenebilecek iki tane de öğretmen kız çıkıyor. ben bir yandan telaş yapıyorum "lan bu sefer kesin ayvayı yedik " diye bir yandan da bir babanneme dönüp, bir akrabaya dönüp sorguluyorum o kız kim, bu kim, ailesi kim, nasıl biri falan diye? kafam bir babannemden tarafa dönüyor, bir akrabadan tarafa dönüyor ve söylenenleri pür dikkat dinlemeye çalışıyorum. bunu gören annem basıyor kahkahayı. "bizim oğlan yeşil ışık yaktı, evlenecek sonunda baksana nasıl da merakla bakıyor" diye. babannem de anneme laf sokuyor "kabahat sende sen yeşil ışık yaktırmayı bilmiyorsun oğlana" diye. bu sefer odadaki herkes bana bakıp kahkahaya boğuluyor, komşular da işin içine girip, hadi hayırlı olsuna doğru gidiyor iş.

    artık benim içimde alarmlar ötmeye başlıyor. beynim bangır bangır bağırıyor "kendine gel zug zwang bu bir tatbikat değildir." diyerek beni uyarıyor. kendi kendimi yakmak üzereyim, acil çıkış kapısı arıyorum, yoksa durum kritik. "yav yeşil ışık felan yaktığım yok, evlenmek istediğim de yok, ben bunları babanneme moral olsun diye söyledim" diye durumu anlatmak istiyorum ama bakıyorum babannem mutlu; odadaki herkes mutlu; bu mutluluğu bozmak istemiyorum. fakat "dur demezsem bunlar resmen kızı isteyecek bana" düşünceleriyle şaşkın bir çaresizliğe düştüğüm anda kafamın içinde şöyle bir bir ses duydum:

    "iki hemşire ile iki öğretmen de seninle evlenmek için sırada bekliyordu zaten zug zwang gelse de evlensek diye. la mal mısın seninle kim evlenir amk kafana taktığın şeye bak? bırak istesinler, araştırsınlar tüm dünyayı ne olacak, ne çıkacak? nasıl olsa kimse beğenmez seni. gün gelir sana kız bakmaktan bıkarlar nasıl olsa. onlar da anlar bu işin olmayacağını. bozma şu güzel ortamı, keyfini çıkar bu anın, dalgana bak."

    bunu duyunca müthiş bir rahatlama geldi. adam haklı lan deyip koyver rahvan gitsin moduna girdim. geçen hafta babannem "git bir takım elbise al kendine kız bakmaya gittiğimizde güzel görün" dedi. güldüm geçtim.

    babam sürekli uyarsa da evlilik için hiç para biriktirmiyorum mesela. nasıl olsa evlenmem ben diye. yeni evlenen bir arkadaşım var sordum: "evlilik sana kaça patladı?" diye. "30.000 tl" dedi. bunu duyunca zorlanarak bir yutkundum. sonra "para işini evlenenler, yakışıklılar düşünsün bana ne!" dedim, rahatladım.

    yalnız hasbelkader kazayla bir kız denk gelir de benimle evlenmeye kalkarsa çok pis girer bana.

    edit: ufak tefek imla hatalarım düzeltildi. uyarı ve yardımları için @haydangeliphuyagidenfuzuli, @minibus, @pisinham, @yine tek mactan yatan adam, @deeps, @bu nick cok guzel, @biyomedikalci ve @ayaz yazgi adlı yazarlara çok teşekkürler.
  • (bkz: evlenir)
  • arkadaşlarının düğünlerinde taktığı altınları nasıl geri alızlarım diye kafa yoran insandır.
  • kenara üç beş bir şey atmaz, çocuk sevgisini her ihtiyaçları olduğunda ikiletmeden yanlarında olarak tanıdıkların bebelerinden temin eder, bir kısmı kendisiyle barışık bir topluluktur.
  • (bkz: aradığı aşkı bulamamak)
    aşk kapıyı çalınca fikirler değişir durumudur.
  • zug zwang la bekle bekle nereye kadar'ı bas goz edelim kampanyasi.
    ehehe
  • direk benim dediğim insan tipi. iş hayatı dışında sorumluluk almayan biri olarak hayatı yaşadığım durum. sadece ev arkadaşıma "geç gelirim" demenin rahatlığını yaşamak çok güzel bir duygu.
  • ''ay hep böyle diyenler evlenir'' diyen beyinsizler topluluğu tarafından kafası sikilir. lan olm 30 yaşındayım çocuk sahibi olmamak hayatımdaki en net kararım. bana gelmiş hala ''ay kesin çocuk sahibi olur'' diyorlar. siz şaşırmışsınız gençler
  • valla ben oyleyim.para biriktirmem olani harcarim.

    lan oglum evlenicem diye para biriktiririm olurum para kalir oyle.
hesabın var mı? giriş yap