• alfred rosenberg ve hermann göring gibi isimlerin organize ettiği, kunstschutz isimli özel sanat uzmanı askeri birlikleriyle , işgal edeceği şehirlerdeki sanat eserlerini önceden tek tek belirleyip organize bir şekilde sınıflandırıp kargolayıp tren veya gemilerle almanya'ya kaçırma uygulamasıdır.

    adolf hitler viyana güzel sanatlar akademisine başvurusu reddedilmiş başarısız bir sanatçıydı. bununla birlikte o kendisini bir sanat uzmanı olarak düşünmekte ve başa geldiğinde bu estetik idealleri doğrultusunda ülkesini yeniden dizayn etmek istemekteydi. kendisi ve parti subayları old masters denen ressamların eserlerine (özellikle germen kökenli olanlarınkine) hayrandı. kammerspiel denilen ve o dönemler altın çağlarını yaşayan alman expresiyonizm akımına ve modern sanat akımlarına düşmandı naziler. bu akımları dejenere sanat olarak nitelemekteydi. ve böylece ülke genelinde üçüncü reich sanatı isimli akımı başlatmış oldular.

    yağmalamadaki amaç hitler'in führermuseum hayaliydi. hermann göring de sanata çok meraklıydı ve o da bu yağmayla kendi özel kolleksiyonunu oluşturmuş oldu.

    yağmanın hedefleri arasında zengin yahudi ailelerinden rothschild , rosenbergler ,goudstikkers ve schloss'ların özel kolleksiyonları da vardı.

    von ribbentrop taburu denen başka bir askeri birlik ise kurucuları joachim von ribbentrop önderliğinde bilim hırsızlığını amaçlıyordu. birliğin görevi işgal edilen ülkelerde özel ve kurumsal kütüphanelere, üniversitelere, laboratuarlara girip, bilimsel, teknik veya diğer bilgilendirici değeri olan herşeyi ve materyalleri almanya'ya göndermekti.

    çalınan yaklaşık 600.000 eserin 100.000'i hala kayıp durumdadır. almanya ve civarındaki eski mağara tuz madenleri veya manastır mahzenlerinde hala bu paha biçilmez eserler çıkartılmakta , keşfedilmektedir.

    konu alan filmler:

    (bkz: the train)
    (bkz: the monuments men)
  • bugün vizyona giren hazine avcıları filmi tam da bu konuyu anlatmaktadır.
  • kafa yapısı diktatör olan insanların aynı zamanda nasıl sanatı da kendilerince bir yönlendirme ya da hayatı biçimlendirme aracı olarak görebileceğinin güzel bir örneğidir. mesela geçmiş özlemi içinde olan, modern olanla barışamayan dikta kafalı yöneticiler hiç olmayacak şekillerde baroktu vb türünden mimarileri tekrar hortlatmak, her kıvrımlı kubbeli yapının önünde huşu içnde dikilmek eğiliminde olabilirler.
hesabın var mı? giriş yap