• ölümünün 1. yılında kendisi için yakın dostu verdi tarafından requiem eseri bestelenen manzoni’nin ömründe yazdığı tek roman ve hatta şaheser.

    kitapta sadece baş kahramanlar renzo ve lucia’nın aşk hikayesi değil; bu aşk hikayesi ekseninde binlerce kişinin ölümüne neden olan 17. yüzyıl veba salgını, 30 yıl savaşları ve büyük kıtlık gibi tarihi olaylar da farklı kahramanların perspektifinden katman katman işleniyor. uzun bir roman olmasına rağmen, akıcı dili ile dikkat çeken ve keyif veren bu esere dair kötü olan tek şey yazarın tek romanı olması.

    tarihi romanlara ilgili duyan herkesin özellikle okumasını tavsiye ederim.
  • ömer seyfettin'in hikâyesi. evlilik ve kadın-erkek ilişkileri konusuna görece pesimist bir yerden bakılan hikâyenin bir yerinde şöyle bir ifade geçer:

    "ruhumda ilahi bir ateş olmadığı için mi, yoksa müspet ilimlerle pek gençken uğraşmaya başladığımdan mı, her nedense, ben 'aşk denen heyecanı hiçbir vakit duymadım."

    ömer seyfettin'in çoğu hikâyesinde görülen bu düşünceyi onun hayatıyla açıklamak mümkün. doğrusu kendisi de bu fikri benimsemiş gözüküyor. karısıyla 1918 yılında boşanması gibi bir vaka da var.
    bu öyküde ise on beş senedir evlenmemiş, nişanlı kalmış ama birbirini çok seven bir çifte karşı duyduğu önce hayranlık ve merak; daha sonra ise hayal kırıklığı ve üzüntü duygularını anlatıyor. okurken, romantik mevzular için hayattaki hakiki şahısları kahraman seçmenin ne kadar manasız bir şey olduğunu düşündüm.
hesabın var mı? giriş yap