• italyanlarin 2016 yili'ndaki oscar adayi filmi. (bkz: http://www.imdb.com/title/tt1167611/)

    gectigimiz sene yine italyanlarin adayi ve kazanani olan la grande bellezza'nin sembolik anlatimindan sonra yine o kadar olmasa da benzeri bir anlatim beklerken olabildigince dumduz ilerleyen bir film izlemek sasirtici oldu. arkadaslik ve italya'daki issizlik, uyusturucu, fakirlik gibi temel ogeleri konu alan filmde oyunculuklar en cok dikkatimi ceken sey oldu. o eroinleri, kokainleri iciyor olsalar belki bu kadar inandirici oynayamazlardi. deniz kenari sehrinde beklenilen mutluluk yerine tum sehri kaplamis, huzun, mutsuzluk, parasizligi resmen tum oyuncular iliklerine kadar hissetmis. konunun kendisinden, senaryodan ve kurgudan o kadar etkilendigimi soyleyemeyecegim, hatta cok fazla filmden atilmasi gereken sahne var gibi geldi. iyi bir film ama cok muhtesem bir basyapit degil.
  • fragman, detaylı bilgi ve analiz için link

    italya dendiğinde akla gelen ilk yerlerde değil de, akla gelmeyecek varoşlarda dolaşıyor kameralar. uyuşturucu bağımlısı iki dostun ilişkisi üzerinden akıyor film; kötü aslında yüzde yüz kötü değildir’i işlemiş. yin yang öğretisi gibi, siyahın içindeki beyaz olayı. birbirlerine de bağımlı cesare ve vittorio, birbirlerini seviyorlar, dövüyorlar, sevgili gibi bir ayrılıp bir barışıyorlar. gerçek hayatta da madde bağımlısı olan bu karakterler film boyunca başarılı bir performans sergiliyor.

    yönetmenin diğer filmi amore tossico ile ortak sahneler barındırıyor (dondurma sahnesi: at – nec )

    yönetmen filmi daha vizyona girmeden vefat etmiş. filmin çekimleri çok kolay olmamış; o esnada kanserle savaşmakta imiş caligari. aynı zamanda maddi zorluklarla da boğuşulmuş. bunu bilen yönetmenin arkadaşı yapımcı valerio mastandrea, destek olması amacı ile yönetmenin de hayranı olduğu martin scorsese’ye aşağıdaki satırları içeren bir mektup göndermiş:

    “size çok basit bir sebepten yazıyorum. sinemaya yürekten bağlı olduğunuzu biliyorum. italya’da da sizin gibi sinema aşığı bir yönetmen var. hatta belki sizden daha fazla. açıkçası, bazı şeyleri başarmak için sinema aşığı olmak yetmiyor, ancak 70li yaşlarına merdiven dayayan bu arkadaşın kendini ispat edebilmesi için çok fazla şansı yok. şansı olduğunda bunu zaten başardı.”

    yalnız kaliteli filmler çıkarttı 2015’te italya. ama mia madre dururken bu filmin oscar adayı olması pek yerinde olmamış. sorrentino’nun “youth”u ve matteo garrone’nin “the tale of tales – ıl raccondo dei racconti”si ingilizce olmalarından dolayı aynı kulvarda değiller, olsalardı esamesi okunamazdı zaten. izlenebilir, karanlık ve başarılı, ancak başyapıt sayılmaz.

    fragman, detaylı bilgi ve analiz için link
  • filmin yapılma serüvenine, yönetmenine dair buraya yazılanlar dışında en ufak bir bilgim yok. ancak cesare'nin son sahnesinde arka plandaki palmiyeli duvar kağıdını gördükçe carlito brigante'nin (bkz: carlito's way) ölüm sahnesinden başka şey düşünemez oldum.

    film ise şaheser olmamakla beraber güzeldi. paolo vivaldi'nin yaptığı soundtrack albümünü de beğendim.

    şimdi gidip bahtsız carlito ve cesare için you are so beautiful dinleyelim sözlük.
hesabın var mı? giriş yap