• ece ayhan'ın bir şiirdir.

    tek konuşulur yüzüdür bacaklarının arası.
    sakal ve bıyık da bıraktığı.
    dönmez bir sapkının.
    üzerine bir dedikodu.
    yaklaşmaz kadınlara buyurulduğu gibi.
    kışkırtır kuşkuları.
    başlarındaki sorguç ve berbername.
    gömdürülmüştür diri diri toprağa başaşağı.
    ürker ve parlar birkaç katana ötede.
    neden anlayamıyordum.
    tutunur bir utanç ince.
    bir kız limon yanığı.
    saçak altlarında dolaşır erkeğini.
    açılmıştır kapılarının kilitleri kendiliğinden.
    kıpırdanır bir kefen.
    gebelenmiştir yatarak üzerine ölünün.
    bir kilisede işlemeyen.
    bataklıklarda büyütmüştür çocuğu.
    neft dökerek yakıyordum bir mektubu da kuş zarflı balmumu.
    artık bir çocuğun yüreğindeki eğriliktir.
    bileğinde doldurulmuş ve bütün bir atmaca taşıması.
    çalışır toplamıya tüylerini.
    yazdırır göğsüne safranla.
    yinelediği bir sözcük kezlerce: erselik!
    sevişir ısırarak kendi ağzını.
    çalar lavtasını yılgının elden düşme.
    malta yahudisi'ni okuyordum.
    barındığım sandukanın içinde.
  • çokca statükoculuk, eh bayağı* bir konformizm, az buçuk muhafazakarlık, bir buçuk taammüden nezaket, yarım porsiyon da kaynanam ortalığı görsün, dostlar da alışverişte görsün yumaklarından alaca örülmüş; örnekleri çok görülmüş, gördükçe böğürülmüş* bir çeşit hayat kazağı.
  • türkçe yazıldığı için her gece ece ayhan'a teşekkür etmemizi gerektiren kitap. hem ece ayhan'ın hem türk şiirinin gelmiş geçmiş en yüksek noktası.

    "bir artıkyıl'ın son imsakıydı. sustu bir emmebasma kara tulumba. kurşuni bir fısıltı. saçlarını çözmüş bir ses, dedi kimdir o?"
  • hakkı çok verilmemiş kitap bence. lautreamont etkisi var ama tarihsel bir derinliği var(ermeni, bizans göndermeleri) ve bayağı ilham verici. kesik kesik ve bitmemiş cümleler rahatsızlık hissini muazzam veriyor, bunun yanında yoruma da açık şekilde hayal gücünü sürekli iteliyor. fiil yoksa çok çeşitli fiil imkanı bize kalıyor. burada ne demiş kısmı çok fazla çeşitleniyor ve bu okuyucuya hareket kabiliyeti veriyor. akışkan bir sıvıyı hissetmek gibi ortodokslukları okumak.
  • tek konuşulur yüzüdür bacaklarının arası. sakal ve bıyık da bıraktığı. dönmez bir sapkının.


    1968 tarihli ece ayhan eseridir. böylesi kaliteli küfür okumamıştım hem de şiir olanı.

    geçenlerde, flört etmek istemediğimi belirttiğim bir beyefendi demişti ki ne işe yararsın başka? tam taşı gediğine koyan satırları yazmış ece ayhan. çoğu beyefendi için ne yazık ki: tek konuşulur yüzüdür bacaklarının arası.
    ben o dili konuşmuyorum, geçiniz.

    elde edemeyince de çoğu beyefendi ece ayhan'ın şu satırlarında:
    seriyor zambaklarını kıskançlığın bir delikanlı. yeraltı gömütlüğü açık.
  • kitabın sonundaki sözlüğü okuyup şiirlerin üstünden geçmeyince içindeki şiirleri anlamanın mümkün olmadığı kitap. her şey anlamakta değil gerçi tabi. farklı kelimeler, lezzetli elbet.
hesabın var mı? giriş yap