*

  • ertesi gun okul oldugu için içine bi karamsarlık çoker.annen hadi banyoya der.sende mecbur girersin.etrafta utu yapılır yada utu yapılacak gomlekler vesaire bulunur.camasır askılıgı salonun ortasında duruyosa bide iş çığrından çıkar.kafayı pis üşütürsün..ı..(bkz: kafayı pis usutmek)
  • ve aynı anda televizyondan bizimkilerin müziği duyuluyorsa her şey tam bir kabus gibidir evet
  • her gun banyo yapan insanlarin sendrom olarak gormedikleri dogal bi olayin yorumu. ha bardagin dolu kisminda ilik su altinda bi sure deniz gunes kum hayalleri kurmak ya da sadece su askini tazelemek vardir ama bunu farketmek icin once suya asik olmak gerekir.
  • ev ertesi gün* yapılacak temizlik için hazırlanmış olduğundan*** ve her taraf dağınık olduğundan daha bir can sıkıcıdır.

    pazar günlerinden nefret etme sebebidir.
  • özellikle 7 - 12 yas arası çocukların kabusu olan ve karşılaştıkları sendrom. bir şekilde bütün hafta banyo yapmaktan kurtulan ve anneyi devamlı üşümek ve hasta olmak bahaneleriyle kandırlan çocuğun kaçınılmaz sonudur... anne pazar günü çocuğu yıkamaya kararlıdır.
  • (bkz: pazar banyosu)
  • 80lerde çocuk olan her bireyin ortaokulu tamamlayana kadar yaşadığı sendromdu. şimdi de bana pazartesiyi ve işe gitme zorunluluğunu hatırlattığı için ara sıra yaşamıyorum desem yalan olacak sendrom.
  • diğer adı: kanarya sendromu'dur. haftada bir gün banyo yapan kanaryalardan bulaşır. gurur kırıcı olabilir hatta. kafesin kapısına takılan plastik banyo ile sobanın yanına iliştirilen plastik leğen eş zamanlıysa hele.. banyo yapmaktan hoşlanmayan çocuklara anne en şirin sesiyle ünler:
    - hadi ama bak murat* da bıcıbıcı yapıyo..
    ilerleyen günlerde her sabah ve akşam yıkanır, bir tek pazar günleri musluk bile açmaz hale gelirsin.

    "bıcıbıcı" yapan kız çocuğuysa bir tür şiddettir bu uygulama. tıpkı doğar doğmaz kıçımıza yediğimiz şaplak gibi. kadına şiddet önlenmek isteniyorsa önce ebelerden başlansın..
hesabın var mı? giriş yap