• asterix & obelix mission cleopatre filminin türkçe dublajına temelyus karakterini ekleyen kişinin babasıdır. ayrıca akp dönemi habercisidir.

    (bkz: her boku akp ye bağlayan sığ zihniyet)

    (bkz: ukde)
  • zeki ve yetenekli bir insandır zira silik bir doğrudan çeviri yerine herkesin aklında kalabilmiş, sevilebilmiş yerel bir isimle buluşturmuştur karakteri. pörtlekgöz ne aq.
  • korkarım ki geldiğimiz şu günde popeyesın temel reisler olarak düşünülebilmesine sebep olmuş kişidir.

    temel reisler tavuk lokantası. bana biraz kardeşler pide salonunu hatırlattı.
  • eskiler bu tür adları güzel şekilde kazandırıyormus türkçeye, şimdi ki akıl ile gitsek çıkın çıkmazı bilinmez, atılgan- enterprise olarak olarak kalır, kara şimşek diye güzide bir terimimiz olmazdı. aynı insanlar eskiden nev york ya da kaliforniya diye yazılan isimleri ingilizce hali ile yazıp "özel isim" savunmasına geçerken, japonca isimleri okunuşu şeklinde türkçe karakterle yazmaktan çekinmez (şinto vs) ... işte bunlar hep eziklik belirtisi, çok ezik bir nesil yetişti çook
  • her boku yeni nesle bağlayan emekli amcaları aramızda görmemize vesile olan kişidir. duyan da sanacak ki türk dil kurumunda 17 yaşındaki ergen çalışıyor.
  • tamam yerelleştirme akılda kalma falan ama aynı mantıkla gidersek red kit çevirisini nereye oturtacağız.
  • dursun olabilir
  • içten içe çeviri yeteneğine saygı duyduğum kişidir. zira çeviri dediğimiz şey kelime karşılıklarıyla değil, kültürel benzerliklerden faydalanarak olur. can yücel'in özellikle şekspir(bilerek yaptım) çevirileri, orjinalinden oldukça farklı kelimelerden oluşur. ancak esas eserin adeta baştan yazılmışı olan bu çeviriler önemli bir değer ifade eder(hem çeviri açısından, hem topluma kazandırma açısından).

    temel reis içinse; abd propagandasının dibine vuran çizgi filmleri, yabancılığından çıkarıp bu topluma entegre ederek iyi mi yapmıştır çeviren bilinmez ama tutunabildiğine göre(benimsenebildiğine göre) başarılıdır.

    bu tutunma meselesi de toplumun mevcut dönemdeki yargılarıyla çok ilişkilidir. yaşım gereği "örümcek adam" dediğimiz canlının, 3 yaşındaki veletler(sevgi sözcüğü olarak) tarafından "sıpaydırmen" olarak kullanılmaya başlandığı dönemi yaşadım. ithal ikamecilikten bildiğin sömürgeliğe geçişin toplumsal izdüşümünü(heyt be) gözlemledim diye düşünüyorum. eğer "popeye" hem tarih olarak hem de işlevsel olarak eskimemiş olsaydı, yeni nesilde "papay"(çok sevimli olurdu ama) olarak dönüşümünü gözlemleyecektik. çünkü artık bir şeyi kendi dilinde söylediğinde ezik hissediyorsun, kendi dilinle bu zamanlara üretilen şeyler, daha doğrusu yaygın/popili/ilk akla gelen şeyler elif şafak, mahsun kırmızıgül, hande yener filan kokuyor çünkü.

    yani mesela bir arkadaşınıza gidip "anı yaşa kanka" deseniz afedersiniz ama yavşak gibi gevşek gibi olursunuz ama "carpe diem" diyince derinlikli gibi oluyorsunuz(aklıma güncel örnek gelmedi zira artık büyüdük, ingilizce üretimleri kendi dilinde takip ediyoruz).

    işte bu yüzden; "öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna" dedikçe, behzat ç filan izledikçe, günlük dilimizle de kendimizi ifade edebilmeyi, gerçekten hissetmeyi ve hissettirmeyi öğrenebiliyoruz anca..

    neyse çok yazılır daha bu konuda, burada bitirip bir çay koyayım(inceden kültürelli gönderme yaptım, anlamadıysanız diye belirteyim)
  • teksas ile hiç alakası olmayan, hatta anlattığı dönemde teksas'ın halen ispanya'ya bağlı olduğu, abd'nin bağımsızlığından önce geçen "il grande blek" çizgi romanını "teksas" ismi ile çevireninkinden daha isabetsiz değildir. o bile neticesinde kovboy filmleri izleyen bir kitleye, daha anlayacağı bir formatta sunmuştur. ki eski dönemde çevrilen birçok çizgi roman vs. böyledir. daha kolay telaffuz edilen daha yerel isimlerin kullanılmasıdır. asterix'teki isimler zaten tamamen kelime oyunlarına dayanır. her ülke kendi kelime oyunları ile çevirmiştir bu karakterleri, zira fransızca orijinali çok anlamsız duracaktır. böyle birkaç yerelleştirme örneği daha verelim:

    beetle bailey / hasbi tembeler
    bringing up father* çizgi romanının ana karakterleri: jiggs ve maggie / şaban ve tonton-ki orijinalinde bu çiftin irlanda kökenine de vurgu var iken bizde standart bir sonradan görme aile olarak yer etmiştir.
    flash gordon / bay tekin -bu sonradan orijinali yönünde değişmiştir ama belli bir dönem gitmiştir.

    ek not: popeye'nin çevrildiği başka yerler de var. isveç'te "karl-alfred" imiş mesela**
  • ilk entry'si ile kendi içinde bir ironiye sahip olan konudur. seviye olarak akepe zihniyetinden pek farkı olmayan bir bireyin entry'de akepe zihniyetine giydirme çabası çok ironiktir.

    popeye olarak bilince ne olacaksa? küçükken izlerken, izleme keyfini mi engelledi? büyüdün, adam oldun (!) ve orjinalini de öğrendin işte. daha ne? sanki tüm o eski çizgifilmleri (clementine dahil) şimdi orjinal dilinde izlerken eskisi gibi keyif alabiliyorsun.. ki alabiliyorsan hayatın gerçekten çok sıkıcı olmalı. düşüncesi bile boğdu beni.

    bir de şu anda artık çocuklara sunulan çizgifilmler nektarının suyu tadında işler hep. eskiden yüzde yüz meyca suyu idi hepsi. şimdi her yer tasarım özürlü abuk subuk karakterlerden oluşan, başarısızlık çöplüğü.
hesabın var mı? giriş yap