• henüz doğmamış ama yetişkin bir insanın portakaldaki vitamin halini hatırlatmak amacıyla söylendiği için mutlaka doğacak olmak.. portakaldaki en hızlı, en kıvrak, en cevval vitamincik daha sonra karşımıza yumurtaya ilk ulaşan sperm olarak çıkar.. yumurtaya ilk ulaşan spermler daha sonra da karşımıza carl lewis, bill gates, einstein olarak çıkarlar.. yumurtaya sonradan ulaşan spermleri ise reklamcı, bilgisayarcı, rehber, halkla ilişkiler uzmanı, menajer, web tasarımcısı, gsmci olarak görürüz.. bir de hiç ulaşmayı başaramayanlar vardır ki bankacılar, sigortacılar bu çeşit spermlerin gerçek hayattaki yansımalarıdır..

    edit: bu entriyi yazdığımda bankacıydım.. şimdi reklamcı oduğuma göre epey gecikmeyle de olsa yumurtaya ulaşabilmişim demek ki..
  • (bkz: fesupanallah)
  • "insanlar yaratılmadan önce yeryüzü portakal bahçeleriyle kaplıymış demekki!" diye düşündürten ve düz mantıkla insanlar hala sürekli doğmaya ve ölmeye devam ettiklerinden dolayı dünyanın hala portakal bahçeleriyle dolu olmasını gerektiren eylem.
  • hakkıyla olunacaksa kabuğunda olmak gerekir.

    ben hakkı değilim.
  • yemesi olmayan sadece suyu sıkılıp içilmeye yarayan kıbrıs valencia portakalı olmaktansa çavdır portakalı olmak daha makbüldür.

    portakal günlükleri
  • başka dillerde muadili olup olmadığını merak ettiğim ifade. çok ilginç bir geçmiş belirtme metodu kişinin benliğini portakaldaki moleküllere aktarmak.
  • babam hiç portakal sevmez ve yemez ki ?? yoksa piç miyim lan ben !
  • bu deyimin bir de argo olan tabiri var. ben geçenlerde çok daha güzel bir versiyonuyla karşılaştım, ki muhtemelen ecnebiler bunu kullanıyorlar:

    "...daha babasının gözlerinde bir pırıltıyken..."

    çok şık değil mi?
hesabın var mı? giriş yap