• abd li yazar philip rothun tüm dünyada milyonlarca baskı yapan fakat turkiyede yasaklanan
    bir erkeğin cinsel gelişiminin anlatıldığı kitabının adı
  • çeşitli psikoloji ekollerine göre kitabın içeriğinin bölüm bölüm yorumlandığı bir kitap da mevcuttur. yani psikoloji alanındaki bireyleri eğitmek gibi bir amaca da hizmet etmektedir portnoy'un hikayesi.
  • - abi yeter artik ama yaa! atalim su derek ipnesini gruptan. bi numarasi yok, ustelik ciyuvv ciyuvvv efektleriyle kafa skiyo bezevenk. *
  • kitapçılarda üzerinde ''beraat etti'' yazan kırmızı bir şeritle satılan,kısacası türkiye'de satışına tekrar izin verilmiş kitap.
  • yahudi bir ailenin "sorunlu" çocuğu olan portnoy'un monolog şeklinde yazılmış romanı. yahudi ailelerin nasıl kapalı kutu olduğunu anlatırken anneyle erkek çocuk arasındaki ilişki ile aile baskısını öyle eğlenceli ve dobra biçimde betimliyor ve öyle güzel verip veriştiriyor ki ve o yahudi aile ile bir erkek çocuğun yetiştirilme biçimi türk ailelerine o denli benziyor ki birçok okurun bol bol özdeşim kuracağı kesin.
    philip roth'un doludizgin anlatımı kimi zaman yorarken, kahramanımızın kadınlarla olan cinsel maceralarında toplumla ailenin ikiyüzlülüğünü bize bolca betimleyen karakterin bu kez kendi ikiyüzlülüğüyle karşılaşıyoruz. tüm fantezilerini gerçekleştiren, fakat bir o kadar da yüzeysel ve cahil "maymun" lakaplı kız arkadaşı, muhafazakar bir amerikan ailesinin kızı olan diğer bir kız arkadaşı, üniversite yıllarında tanıştığı aktivist, demokrat ve tüm o hayal ettiği aile kavramlarını kendisinde barındıran mükemmellik abidesi olan kız arkadaşı ve son olarak da israil'e gittiğinde tanıştığı ve portnoy'a demediğini bırakmayan o israilli kızla yaşadıkları yine yazarın alaycı ve edepsiz üslubuyla anlatılıyor. fakat sayfalar boyunca bir adamın fantezilerini okumak can sıkıcı oluyor bir süre sonra. bir bütün olarak ise enteresan bir yolculuk sunan bir kitap olduğu söylenebilir.
  • - you understood the poem.
    - i understood the poem!
    - and with your cunt, no less.
  • ikinci kez okumaya başladığım philip roth romanı.

    kitabı elime aldığımda kaç sayfa olduğuna bakmak için sonunu açtığımda, yazdığım notu buldum: 20 eylül 2006. o zamanlar kitabı bitirdiğimde sonuna tarih ve yer yazıyordum. güzel bir âdetmiş. sonraları nedense bıraktım sonuna bu basit notu düşmeyi.

    portnoy'un feryadı, bu geçen süre zarfında çevreme en çok bahsettiğim romandı diyebilirim. hatta ondan sonra roth'un birçok kitabını aldım, bir kısmını okudum, bir kısmını yarım bıraktım, hiçbirinde hınzır portnoy'un tadını alamadım. ve tekrar okumak istediğim nadir romanlardan biri olan portnoy'u 6 sene sonra elime aldım (bu arada konu portnoy olunca, eline almak tabiri akla başka şeyler getiriyor).

    biraz da şu yüzden portnoy'a geri döndüm: artık iyi bir roman okumak zor. iş çok ticarileşti ve yayınevleri yazarlara zorla roman yazdırıyor. o zaman işin tadı tuzu kalmıyor tabi. iyi bir romana rastlamak için 10 roman karıştırmak gerekiyor belki. o zaman da romandan uzaklaşıp başka türlere kayıyorsun.

    bu arada baskısı olmadığından portnoy'un feryadı'nı bulmak artık çok zor. geçenlerde bir sahafta gördüm ve sevindim resmen. umarım değerini bilecek bir alır.
  • portnoy'un feryat figan "doktor, beni anlıyor musun?" şeklindeki itiraflarına konu olan talep nesnesi doktor, amerika'ya göçen yahudi psikanalistlerden biri olan b. bettelheim'dan başkası değildir. çok da "başarılı" geçmeyen bir analiz seansı yaşanmıştır roth ile bettelheim arasında. bettelheim'in "doyurulamayan orallik" yorumunun izlerini bulmak için portnoy'un fanteziler dünyasına bir göz atmak yeterli.
  • aslında daha ulvi bir sefalet beklerdim diyor alex ama sahip olduğu sefaletin ne denli büyük olduğunun ayırdına varamıyor bence.
    tuvaletten çıkamayan babasını ve ishal oluşunu takıntı haline getiren annesini, hahamın kandırdığı insanlar olduğunu düşündüğünden belki, bir türlü ebeveyn olarak göremiyor. sıklıkla suçluluk duyuyor ama bu suçluluğun neyle ilgili olduğunu bir türlü kestiremiyor. yahudi olarak yetiştirilmek üzere türlü baskılara katlandığı bu evden, özgürlük neferi olarak çıkmasını çok da havalı buluyor. yazım yanlışı yapan birine nasıl aşık olur ki insan? bunu kabullenemiyor. sorunlarının, mutsuzluklarının sebebinin tek bir şey olduğunu düşünüyor. anladınız işte.

    peki ama bu adam kendi için gerçekten üzülüyor mu?
  • kahkahalarınıza hakim olamayacağınız ve bir çırpıda okuyacağınız harika roman.

    abd'de, bir dini azınlık mensubunun (yahudi), çoğunluğun dinine mensuplar (hıristiyanlar) ve o dinin kendisi (hıristiyanlık) hakkında yazdıklarını düşününce insan ister istemez şu karşılaştırmayı yapıyor: kitap türkiye'de yazılsaydı ve portnoy, ali (bir alevi prototipi olarak) olsaydı ne olurdu?

    muhtemelen şöyle bir bahis olurdu;
    ilk 1 hafta içinde ölür - 4.80
    ilk 1 ay içinde ölür - 3.00
    ilk 1 yıl içinde ölür - 1.20

    edit: bahisler yazar üzerinedir.
hesabın var mı? giriş yap