• lehçe tufan, su baskını anlamına gelen bu sözcük polonya tarihinin en fırtınalı dönemlerinden biri olan 1655-1660 arasında gerçekleşen büyük kuzey savaşı için kullanılmıştır. büyük kuzey savaşı pek çok kez yaşandığı için lehlere göre ikinci büyük savaş olan bu savaş rus, alman ve anglo saksonlara göre birinci kuzey savaşı'dır.

    nobel edebiyat ödülünü 1905 senesinde kazanmış olan henryk sienkiewicz yazmış olduğu üçlemesinin* ikinci kitabı da potop isimlidir ve bu dönemi anlatmaktadır, üçlemeden esinlenen yönetmen jerzy hoffman 1974 senesinde yabancı dalda en iyi film olarak oscar'a aday gösterilen ve polonya-sscb ortaklığında potop isimli filmi çekmiştir. ardından da 1999 senesinde ilk kitap olan ogniem i mieczemi çekmiştir.

    potop'a geçmeden önce biraz geçmişe gidelim:

    polonya krallığı ve litvanya grandükalığı aynı kişiler tarafından polonya için o zaman ki başkent olan krakow, litvanya içinse vilnius'tan yönetilmekteydi. 1569 senesinde imzalanan lublin sözleşmesi ile bu iki devlet ve ek olarak kraliyet prusyası adı verilen bölgeler** tek bir yönetici ve kralın adı altında birleştiler. 1572 senesinde jagiellon hanedanlığından kral sigismund ii augustus'un arkasında varis bırakmadan ölümü ile birlikte bizim lehistan krallığı elin ingilizinin polish-lithunian commonwealth dediği toprakları ömrü boyunca yönetecek olan kral soylular tarafından seçilmeye başlandı. bu esnada magnate adı verilen yüksek soylular ile szlachta adı verilen düşük soylular ve otoritesini tam olarak oturtamayan kral arasında çekişmeler başladı. bu sorunlar devletin hem iç hem de dış politikalarını etkiliyordu, konuyla ilgili iki örnek verecek olursak iç politikada hmelnitski ayaklanmasını verebiliriz, aslında ilk başta szlachtaya karşı olan bu isyan zamanla kozakların özgürlük mücadelesini dönüşüyordu. dış politikada ise moldovayı* kim yönetecek sebebinden ötürü osmanlılar ile çıkan savaşlar örnek olabilir. ingilizcede buna moldovian magnate wars diyorlar.

    her ne kadar krallar seçimle gelse ve tam olarak devlet yönetiminde erk sahibi olamasalar da lehistan savaşlardan genellikle başarı ile çıkıyor, politikada sadece doğu avrupa'yı değil avrupa genelini etkileyebiliyordu; habsburg dominasyonuna karşı ayakta kalabilen yegane güçlerden biriydi, hatta valois hanedanlığı ile birleşen lehler fransa tahtına da bir şekilde el atmışlardı.

    1655 senesinde hâlâ hmelnitski ayaklanması ile uğraşan lehlerin -ivan grozni'nin deneyip başaramadığı- doğu topraklarını ele geçirmek maksadıyla ruslar savaş açtı. ardından da ateşkesi bozan isveç imparatorluğu polonya'nın kuzey topraklarını istila etmeye başladı; onların amacı da ruslardan önce önemli yerleri elde etmekti. işin ilginç bir diğer noktası da şu: o esnada polonya kralı olan jan ii kasimir vasa hanedanlığı üyesi idi tıpkı savaştığı isveç imparatoru x.charles gustav gibi.

    1655-1660 arası lehler isveçlilere karşı kazandılar, fakat elde ettikleri zafer pirus zaferi idi. bu dönemdeki savaşlara aynı zamanda büyük kuzey savaşı da denilmekteydi.

    kozaklar ile yapılan anlaşmadan sonra polish-lithunian commonwealth'in evrildiği isim polish-lithunian-ukranian commonwealth idi. ruslar ise isveçlilere göre daha ısrarcı davrandılar ve 1667 senesinde savaşı bitirdiler, litvanya grandükalığına ait olan pek çok toprağı ele geçirmişler; kozakları kendilerine çekmişlerdi. zaten kazandıkları bu ivme ile de hem kırımdaki tatar hanlığı'na baskın gelmeye başladılar hem de polonya'ya yüz sene sonra iki devleti de çökerttiler.
hesabın var mı? giriş yap