• bana göre tanımı: bir ülkenin, vatandaşının "insani konfor"unu ve özgürlüğünü ne kadar sağlayabildiğine göre şekillenen yaşam standardıdır.

    bu standardı belirleyebilmek için sadece alım gücünü baz almak yetersiz olur. bireylerin; özgürlüğüne, politik tutumlardan tutun da toplumun aklıselim ortalamasına kadar geniş ölçekli bir seviyedir bu.

    genelde birkaç kalem ürünü kıyaslayarak alımgücü karşılaştırması yapıyoruz ama bu da yanlış. mesela diyelim ki norveç'te bir tesisat işi yaptırmak çok masraflı, fakat aynı zamanda bina tesisatı sağlam ve dayanıklı malzemelerden iyi işçilikle yapıldığı için bina uzun yıllar bakım/onarım/tamirat ihtiyacı duymuyor. türkiye'de ise tesisat işi yaptırmak ucuz, norveç'tekinin 3/1 fiyatına. fakat kötü işçilik ve kötü malzeme yüzünden bakım/onarım işine daha sık ihtiyaç duyuluyor. bu durumda kim zararda?

    mesela türkiye'de insanın ömründen ömür götüren şeyler var. bunlardan ikisi; ev ve otomobil. bunlar herhangi bir gelişmiş avrupa ülkesinde uçurum farkıyla daha ucuz. ev eşyaları çok daha ucuz. çoğunda sağlık hizmeti ücretsiz.

    yani kısaca, yaşam standardı karşılaştırması ancak ve ancak genel bir karşılaştırmayla, tüm yaşam koşullarının değerlendirilmesi ile yapılabilir.
  • diğer adıyla yaşam kalitesi, bireylerin yaşam standartlarını ifade eden bir terimdir. refah seviyesi, boşanma oranları, suç sayısının nüfusa oranı, bir çocuğun şeker almaya çıkıp ve güvenle evine geri dönebilmesi gibi belli başlı kriterler üzerinden değerlendirilir.

    bu kriterler zamanla değişiklik gösterebilir. bugün refah seviyesi konusunda bize bilgi veren bir kriter, yarın refah seviyesini ölçebilir nitelikte olmayabilir. bunun ülkemizde en bariz örneği cep telefonları. cep telefonları şu an türkiye'deki insanların refah seviyesi konusunda bilgi vermediği gibi neden ev telefonlarının sorgulanmadığı da sorulması gerekir. zira cep telefonları üzerinden refah seviyesi ölçmeye çalışanlar da farkında olacaklardır ki, ev telefonları artık tercih edilmeyecek kadar erişilebilir durumdalar. bu anlamıyla cep telefonları da, bu durumdan farksızdır.

    bu tür kritelendirmelerin bir temeli olmalı. bunun için uluslararası kabul edilmiş endeksler var. bu nedenle bu tür basmakalıp ve kulaktan duyma bilgilerle değerlendirme yapan kişileri dikkate almamakta fayda var.

    bekir ağırdır, türkiye'deki bireylerin refah seviyesinin oturulan ev, oturulan evin çevresi ve eve ait olan arabanın üzerinden ölçüldüğünü belirtiyor. sınıf ayrımı da buradan geliyor. yani ne cebindeki telefon ne de türkiye'nin %75 evinde olan bulaşık makinesi refah seviyesini ölçüyor. buradan yola çıkarak, iletişimde olduğumuz kişilerin arabalarına, şehrin hangi bölgesinde oturduklarına ve evlerinin nasıl olduğuna bakarak onların yaşam standartları konusunda daha net bilgiye ulaşabiliriz.
hesabın var mı? giriş yap