• ing. delinmek, yırtılmak, basınç altında tutulan maddenin delinmesi
  • (bkz: rapture)
  • fr. ayrılık
  • (bkz: la rupture)
  • ing. ilişkilerin kesilmesi, çatlak, kopma.
  • steven shainberg yaz(may)ıp yönet(eme)diği feci film.

    b filmlerin, hatta onca bütçe ve dev prodüksiyona rağmen "atanamamış b" kalan kötü filmlerin hayranı kendi halinde bir adamı bile çıldırtmaya yeten film.

    --- spoiler ---

    her şeyin olduğu film. adam kaçırma, işkence, (suspense demek daha keyifli olsa da) gerilim, deneyler, kapalı mekân, kaçış ve hatta insan-dışı varlıklar...

    insanı insan yapan hislerinden (sevgi, nefret, korku, bağlılık vs.) sıyrılmış birtakım varlıkların, dünyanın geri kalanını kendine benzetmeye çalıştığı yapımda doctor who çıkıp da gelmediğinden çok ilginç ve bir o kadar dandik şeylerin döndüğü film.

    insani hislerini geride bırakırken yüzleri itibariyle de insan formunu bırakıp "ütü basılmış" ila "kamyon geçmiş" arasında kalan bu yaratıklar, insanlara bir takım sıvılar verip, denekleri kendi dna dizilimlerine çekmeye çalışıyorlar. ama her nedense korku (hatta terör hali) bu bileşime iyi geldiğinden koca bina dolusu korkularıyls feci şekilde başbaşa kalan insanların mezbahası görülüyor.

    "rupture", yani kopuş da artık güldürmeyecek dereceden kötü şekilde bu anda oluyor. korkudan kafayı yiyen denekler de "ütü basılmış" suratlı ve insani hislerden bağımsız hale geliyor.

    öyle bir dna dizilimi/yeniden dizilimi ki yüzü -pörtlek gözler müesseseden olmak üzere- kocaman kılıp aynı anda da insanda korku, sevgi, nefret, haset, şefkat ne varsa alıp götürüyor.

    --- spoiler ---

    şerh-i dinmeyen öfke: alabildiğine entelektüel bir edayla michel foucault tandanslı "yönetişim" vesair tartışırken gayrı ihtiyari kullanılan "rupture" sözcüğüne de görsel olarak gerçekten gereksiz bir imge eklemeye and içmiş yapım.
  • kesinlikle izlenmemesi gereken vakit kaybı bir film.
  • yırtık, kopma; koparak yırtılma. koparak yırtılmak hayli zorlanarak kopmayı içeriyor. zor'un miktarı olağanüstü. öyle ki koptu mu yoksa yırtıldı mı karar veremiyorsunuz. ikisi birlikte ve aynı anda gerçekleşiyor. ilginci fıtık anlamına da geliyormuş. bir de eruption var, volkanik püskürme anlamına geliyor. öyle görünüyor ki aynı kökenden gelen iki sözcük. öte yandan patlama sonrası saçılan küllere istinaden, cilt döküntüsü olarak ve cilt hastalıklarında sıklıkla kullanılıyor. mevzuya buradan sonra fissure katılıyor.

    bu daha çok zamanın elektriğini çarpabilmek. ellerini aniden kaldır ve ben bu işte yokum, de. o esnada zamanın çok yavaş akması sebebiyle bütün duygusal yükün bedeninden geçmesi. işte gerçek kuru kafa anlamını bulmaya başladı. tam da bu esnada damak kamaşması ve sıkışması devreye giriyor. donmuş bir ekran var gözünün önünde ama çok yavaş da olsa hareket etmekte. ulan zamanın ilerlemesi bu kadar mı zormuş meğer, diyorsun.
hesabın var mı? giriş yap