• film hakkında kısa bir yazı:

    sessizliğin gücü: sameblod
  • vakit geçirmek için açtım ancak vakit geçirmelikten öte bir filmmiş. gerçekten sizi bir süreliğine isveç'e götüren bir film. ırkçılığı da sonuna kadar hissetiriyor. çocukları oynayanlar ise ayrıca harikalar. muazzam iş.
  • mıh gibi çakıldı bazı sahneleri beynime. kızın o delici bakışları. yaşlı kadının huysuz, küskünlüğü. elitliğin mide bulandırıcılığı. kızın delici bakışları demiş miydim? asla kaçmayışı, direnmesi.

    bu kez benim iskandinav filmi fetişim yüzünden de değil üstelik, kesin bilgi.

    --- spoiler ---

    bu almancılık gibi "iki tarafa da ait olamamışlık" beni hep üzmüştür. almanyada alman değilsin türkiyede türk değilsin.

    çok zor çünkü, "ana yurdu" diye anılan bir ana kucağına bile sahip olamamak. insan hep ait olmak peşinde aslında ömür boyu.

    film bittikten sonra geri dönünce fark ettim yaşlı kadın gerginken kulağındaki yaraya dokunuyor, hep onu kapatma saklama eğiliminde.

    sami'lere hiçbir sevgisi yok, hatta aşağılayıcı konuşuyor haklarında ama şuna bak insan geldiği yeri hiç böyle küçümser mi diye kızamıyorsun da. çünkü ne annesi ne de ana yurdundan sevgi görmedi, görmüyorlar. gerçekten de yaşamları sadece görevden ibaret gibi, birbirleriyle de diyalogları çok az.
    sert koşullarda zor hayatlar yaşayan topluluklarda çok şaşırtıcı değil belki de düşününce, ama yine de anne şefkati veya akıl hocasına ihtiyaç duyuyor insan neticede.

    "köylü bunlar dağlı, kokuyolar"

    toplumsal sınıf bilincinde koku, görünmez bir duvar gibi, karakterin kendi kokusunun farkına varması rahatsız olması ve ondan kurtulmaya çalışması en az yöresel kıyafetleri yakmak kadar vurucu bir nokta bence.

    bir de kendi adıma, kendileri de köylü olmasına rağmen zalım çocukların kızı buzağı gibi damgalama sahnesi ne kadar gerdi ve korkuttuysa da, şehirden gelen heyetin iğrenç tavrıyla kızı fotoğraflama sahnesi beni çok daha vurdu, bence çok daha travmatikti. ruhsal şiddetin bazen fiziksel olandan çok daha güçlü olmasından mıdır?

    ruhsuz elit aile ve yedikleri vıcık kremalı pasta benzetmesi kalp ben.

    başrol karakterin kendisinden mahrum bırakılan ama aslında hakkı olan şeyleri talep etmesine hayran kaldım.

    korkusuz değil, korkuyor, ama asla kaçmıyor korktuğu şeyin üstüne gidiyor dizleri titreyerek. gerçek cesaret budur.

    utanmıyor, "sizin beyin yapınız kapasiteniz yetmez" vs gibi laflarla, küçümser bakışlarla sürekli sindirilmeye çalışılsa dahi, utanmıyor. onun seçimi değil ki.
    bu bilinçli tavra bayıldım. you go girl!
    --- spoiler ---

    bu karakter gibi film de aynı şekilde cesur bence, değindiği konu anladığım kadarıyla isveç'te neredeyse tabu imiş. bizim kültürümüzle benzerlikleriyse ayrı enteresan.

    gece gece beni bir duygudan diğerine fırlatıp attı, duvarlara çaldı adeta samiblod.
    köylü - kentli
    modern - geleneksel
    birey - toplum
    çocukluk - yetişkinlik

    ve seçimler, bizi biz yapan, inşa ettiğimiz hatta emek emek işlediğimiz oluşturduğumuz kimliğimiz ve bunun için ödeyeceğimiz bedeller.

    bazısı verilen kıyafeti giyer ömür boyu, bazısı verileni işler, bazısı da yakar o kıyafeti kendine başka kılık bulur.

    anlatacak çok şeyi var filmin, gayet soğukkanlı bir şekilde söylüyor, sakin ama buz gibi bir su birikintisi gibi.
  • amanda kernell'ın yönetmenliğini yaptığı 2016 yapımı film. isveç'in sami ırkına uyguladığı politikayı 14 yaşındaki elle marja üzerinden anlatıyor. 25 tane ödül kazanmış. başroldeki kızlar ve filmin yönetmeni gerçek hayatta sami ırkından.

    http://imdb.com/title/tt5287168/

    fragman

    --- spoiler ---
    elle marja ya da isveç hayatına girerken kullandığı isimle christina, filmin başında yaşlı olarak görünüyor. kardeşinin cenazesine gelmiş. bundan sonraki kısım christina'nın çocukluğunu anlatıyor. önce kardeşiyle beraber yatılı okulda görüyoruz. ardından uppsala. bu şekilde devam eden hayat mücadelesini izliyoruz.

    benim için en etkileyici sahne elle marja'nın ren geyiğini öldürdüğü sahne oldu. elle geleceği için çırpınırken kardeşi bir lapon gibi yaşayıp ölmeyi seçmişti.
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap