*

  • italo calvino'nun yky'de yakın zaman önce çıkan kitabı. daha önceden e yayınlarından sandık müşahidi adıyla ve hatta aynı çeviri can yayınlarından farklı bir isimle çıkmıştı. yky'denkinin tek farkı çevirisi.
  • yky'den sandık gözlemcisinin uzun günü olarak yayınlanmıştır. 1998'de can yayınları'ndan gözlemci olarak çıkmıştı. ikinci dünya savaşı sonrası italya'da yapılan seçimlerde, bir sandık başında görevli komünist partili amerigo ormea'nın uzun günü, soruları, idealleri, bürokrasi, düşkünler üstüne bir öykü
  • her sayfasını çevirişimde koskoca bir cottolengo'da yaşadığım hissini katlayan roman. bir alıntı yapalım:

    "amerigo, 'gönül borcunu ödemeye kimsenin karşı çıktığı yok, sayın başkan' dedi. ama ' burada siyasal bir seçim yapılıyor. sorun, herkesin kendi düşüncesine göre oy vermesini denetlemek. bunun gönül borcuyla ne ilgisi var?'

    dialogun siyak ve sibakını yazma gereği görmedim. bu ülkede yaşayan ve gerçeklerden yüz çevirmemiş herkes ne denildiğini tahmin eder. alın okuyun, okutun bu romanı. hepi topu 60-65 sayfa okuyacaksınız, parası da 5 ytl filandı sanırım.
  • "öte yandan, her gün insanın elinden geleni yapması gerektiğini belirten ahlak yasası vardı. başka alanlardaki gibi siyasette de, insan budala değilse, önemli olan şu iki ilkeydi: hayale kapılmamak ve yapılan her şeyin yararlı olabileceğine inanmaktan geri durmamak." bölüm 1.

    "savaştan sonra, oy verme zorunlu tutulalı beri, hastaneler, düşkünlerin yaşadığı yurtlar ve manastırlar hiristiyan demokrat parti için büyük bir oy deposu oluşturuyordu." bölüm 2.

    çeviri: aydın emeç
  • yky basımı onbeş bölümden oluşan bir italo calvino eseri.
    tek bir gün içinde kahramanın edimleri, coşumları, tasvirleri ve fikirleri bazen kahraman bakış açısıyla bazen ilahi bakış açısıyla yazarın kendine özgü üslubuyla anlatılmıştır.
  • calvino bu kitapta, elyazmalarından alıntıyla marx amcamıza selamlarını göndermiştir.

    "insanın evrenselliği pratikte bütün doğayı kendi organik olmayan bedeni kılan evrensellikte ortaya çıkar; çünkü doğa 1) dolaysız bir yaşama aracı, 2) kendi yaşam etkinliğinin gereci, nesnesi ve aracıdır. doğa, insanın organik olmayan bedenidir, yani insan bedeninin kendi olmayan doğa. insan doğayı kullanarak yaşar demek, doğa onun bedenidir ve ölmemek için onunla sürekli bir ilişki içinde olmalıdır anlamına gelir."
  • bir kış gecesi eğer bir yolcu'suna hayran kaldığım italo calvino'nun rastgele seçtiğim bu kitabını 7 haziran 2015 genel seçiminden önce okumuş olmam pek manidar oldu. koltuk, güç veya iktidar uğruna vermeyecekleri bir şey olmayanların yaptıkları aynı derecede mide bulandırıcı her yerde. faşistlerin bütün iğrençliklerinin yanısıra gözlem sırasında hayatı, ideolojileri ve kendini sorgulayan amerigo aracılığıyla sıradışı fikir ve tespitlerini sunan calvino'yu okumak, yine yeniden çok keyifliydi.

    demokrasi ile ilgili şu tespit beni benden aldı:

    "demokrasi yurttaşların karşısına bu gösterişsiz, renksiz ve basit kıyafetlerle çıkıyordu. amerigo bazen bunu olağanüstü güzel bulurdu; her türlü debdebe, şatafat ve gösterişin önünde eğilip dalkavukluk edilen italya'da, bu manzara ona dürüst ve ağırbaşlı bir ahlak dersi gibi geliyor, bunu, süs püsten uzak dış görünüşü yüzünden demokrasiyi aşağılayabileceklerini düşünen faşitlerden sessiz ve sonsuz bir öç alma sayıyordu.
    ...
    uzun lafın kısası, demokrasinin kurallarını pek önemsemeyen iki ayrı kesimdiler ama her ikisi de onun en tutkulu bekçileri, en somut örnekleri olduklarına inanmıştı."

    ve sözde özgürlüklerimizle ilgili cümleler:

    "amerigo, bu insanlara, zorla kabul ettirilen sözde özgürlükte, acaba gerçek özgürlüğün habercisi bir kıvılcım var mı, diye içinden geçirdi. yoksa bu yalnızca bir yanılsama, ancak bir an için kendini gösterip bir adı olduğunu tanıtlama mıydı?"

    calvino'nun önsözünde de bahsettiği üreme sorumluluğu ile ilgili fikirler, çıkmazlar:

    "insanların büyük bir kayıtsızlıkla üreyip çoğalmaları kadar onu sinirlendiren başka bir şey yoktu, üstelik aç ve geri kalmışlıklarına oranla daha çok çocuk yaparlardı; hem istedikleri için değil, doğanın işine karışmama alışkanlıklarından, ihmal ve dikkatsizlikleri yüzünden."

    sonuç: demokrasiye, seçimlere, faşistlere, komunistlere, marx'a, hegel'e, sorgusuz sualsiz üreyip duran insanoğluna, 'ya hep ya hiç'çiliğie çaktığı selamlarla cüssesinden * fazlasıyla ağır olan bir kitap.

    hep başıma gelen, ama şimdiye kadar hiçbir kitapta, filmde karşılaşmadığım durumun ifadesi:

    "hani bazen, her şeyi anladığımızı sandığımız anlar olur ya, ama daha anladıklarımızı dile getiremeden aklımızdan geçenler uçar gider."

    ve hayatımın özeti olan şu satırlar:

    "her zaman aşırıya kaçan, en uç noktaları bağdaştırmaya çalışan amerigo hem durmadan çatışmak ve savaşmak hem de aynı zamanda, her şeyin ötesindeki bu dinginliğe kavuşmak istiyordu.. ne istediğini o da bilmiyordu; sadece herkes gibi kendisinin de, sürmeyi arzuladığı yaşamdan ne denli uzak olduğunun bilincindeydi."
  • incecik bir kitap olmasına rağmen sistemi çok iyi bir şekilde gözler önüne seriyor. yky çevirisi başarılı. okunası
  • e yayınları çevirisini okudum. açıkçası calvino'nun kendi edebiyat anlayışına pek uygun yazdığı bir eser olarak düşünmüyorum. yani bu eserde yazarın adı olmasa calvino'nun yazdığını kestirmek zor olurdu. her şeye rağmen calvino'nun kaleminin güçlü olması kitabı okutuyor keskin gözlem yeteneği sayesinde atmosferi yaşıyorsunuz.
hesabın var mı? giriş yap