• tören.
    resmi işlerde uygulanması gereken kural ve yöntemlerin bütünü.
  • bir claude chabrol filmi.
    (bkz: la ceremonie)
  • seremoni
    opemoni
    sevemoni
    dovemoni
    kardeslerin en buyugu, en ateslisi ve de en kaslisidir. bazi kulturlerde kendisine rituel denir. (bkz: rituel/3)
  • kurallari vardir, cok kati, vazgecilmez.
    hemen hemen hep bir gelenege vurgu yapar, gelenek seremoninin gucunu arttirir.
    senin benim gibi siradan insani gerer huzursuz eder, amaci da bazen tam olarak budur.
    bir ajandasi vardir, insanlar sikilip, -hadi kiz kaklta bir seremoni yapalim- demezler.

    ama en onemlisi:

    eger izleyecek insan yoksa; siyasi, sosyal, psikolojik butun gucunu kaybeder.

    kim kimi dovermis?
  • "bağırarak konuşmaya devam edersen gideceğim" dedi kadın. adam elini masaya vurdu. masadaki bardak yerinden sıçradı, sallandı, tekrar dengesini bulurken kafedeki uğultulu insan kalabalığı sustu. ortalık derin bir sessizliğe bürünmüşken, adam bağıra bağıra "bu kez ben gideceğim, sen gitmeyeceksin!" diyerek yerinden kalktı. koşa koşa kafeden çıkarken kadın arkasından yetişti. "gidiyorum bak, ben de gidiyorum" dedi soluk soluğa…

    kadın hızla karşı sokağa daldı, karanlık içinde kaybolurken, adam başka bir sokağa saptı, bağıra çağıra yürürken, kadın hala adamın sesini işitebiliyordu. kulaklarını tıkadı, içi acıdı…yürümeye devam etti. adı gibi bildiği sokak ona çok yabancı geldi. birden korktuğunu hissetti. sokağın sonundan dönmeye karar vermişken bir el kolunu sımsıkı yakaladı. kadın korkuyla döndü, kendini savunmaya hazırlanırken adamı gördü.

    adam heyecanla soluk alıp veriyordu, kalbinin hızla çırpınışı, kalkıp inen göğsünden duyuluyordu sanki…kadına yine bağırdı…"gidiyormuş! sen gidemezsin, artık gidemeyeceksin! bundan sonra ya ben gideceğim ya da birlikte kalacağız!" dedi.

    sarıldılar…sokağın ortasında birbirlerine iyice sokuldular, ağlaya ağlaya birlikte uzaklaştılar...
  • bunun "seramoni" olan hali, hem de bir kafenin ismi olarak balmumcu'da dana gibi buyuk bir tabelada yazilmis olani mevcuttur. ama yeni turkiye'de bunlari gormuyoruz, nasil olsa osmanlica var, ona geri donus yapacagiz. ha cidden ya, gecen sene bi aralar osmanlica zorunlu ders olacak dalgasi vardi, noldu ona ya sahiden?
  • [bu çileden çıkıştan daha derin olansa yalnızca -ekşi suratıyla "koskocaman seremoninin tamamını izledikten sonra- meyhaneye geri dönen ve tezgahın arkasında arpacı kumrusu gibi düşünen meyhaneci'yi müstehzi bakışlarla tartan bayan horgos'un, başkalarının felaketine duyduğu sevinçti*.] laszlo krasznahorkai - satantango

    (bkz: çay seremonisi/@ibisile)
  • yönetmenliğini claude chabrol'un yaptığı, ruth rendel'in kitabından (taştan hüküm) uyarlanan filmde (1995) isabelle hupert, jacqueline bisset,
    sandrine bonnaire gibi güçlü oyuncular yer alıyor.

    etkileyici 1 final söz konusu...
hesabın var mı? giriş yap