seyyidhan kömürcü *
-
2003 senesinde yaşar nabi nayır şiir ödülünü mehmet erte ile paylaştı. diyarbakır'da resim öğretmenliği yaparak hayatını kazanmaktadır. "hasar ayini" adlı bir kitabı varlık yayınları tarafından okuyucuya sunulmustur. basarili bir sairdir. hatta yeni kusagin en basarili sairi sayılabilir. geçtiğimiz aylarda ilhan berk bir dergiyle yaptığı röportajda:" her ay yeni ve güzel bir şiir okumak için bana gelen dergileri heyecanla karıştırıyorum ama genelde hayal kırıklığına uğruyorum. en son seyyidhan kömürcü adlı bir şairin-kendisini hiç tanımam-bir şiirini(ya da mısrasını) çok beğendim" deyip şairi bir anlamda onore etmiştir.
-
7. nüzhet erman şiir ödülü'nü de aldi. resim ogretmeni olarak calisiyor. bilkent'te yüksek lisansı kazandı diye duyduk.
-
kesinlikle düzyazıya yeltenmemesiı gereken yazar. necip fazıl hakkında yazmış olduğu şeyler gaflete delalettir kanımca. bir de kürtlük meselesine pek ozanca yaklaşamamıştır. şiir yazsın hep; biz, çok icra ettiği o güzel şiirleriyle ilgileniyoruz onun. şiirin de, şairin de milliyeti yoktur.
-
zafer ekin karabay'ın ölümünden sonra, onun için yazdığı siyah çok tuhaf bir şiirdir. gerçekten tanımadığı, kitaplardan tanınan biri için nasıl bu kadar içten, nasıl acıyı bu kadar iyi ifade edebilen bir şiir yazılabilir diye insanı hayretlere düşürür.
"sigara ve kahveyi saymazsak evde yalnızım
günlerdir söylüyorum;
sigara ve kahveyi saysak da evde yalnızım"
arka arkaya tekrarlanası dizelerdir, yalnızlığın altını bir kez daha koyu bir şekilde çizmek için..
mutlak bir ekip çalışmasıdır der çağrılan her ölüm için, bir ara kişisel marşımdır ayrıca bu şiir.
siyah
şüşa dile min şikest ! *
zafer ekin karabay içindir
işte! patlayan parantez, sırayı bozan ölüm
söndürüp ışıklarını karşıdan karşıya geçirmeye yarayan hayat
bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
mutlak bir ekip çalışmasıdır
üç el oyuk bir yağış biçimidir ölüm
demişken diyelim ve öyledir;
olmayan davaların işi değildir divana kalmak
ya da aşkın ara sokağında balkondan sarkmak
çünkü çocuk oyuncağıdır harç taşımak
taş toplamak, kuyu kazmak
demişken diyelim ve öyledir;
işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden eşim
önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey
demişken diyelim ve öyledir,
hala şüphe taşıyor her taş
süslü cami avlularında yalın ellere tapıyorum
öldüğünü bilmeyen iplerden
hala süslü siyah mektuplar alıyorum
günlerdir –makilerin ordan- yazıyorum;
sigara ve kahveyi saymazsak evde yalnızım
günlerdir söylüyorum;
sigara ve kahveyi saysak da evde yalnızım
aslında günlerdir çok ileri gittiğim de söyleniyor
ısrarla yüzündeki kışa benzediğim ya da
kış dediğim aynamızın önünde elek
günlerdir hoh taşıyorum
taş topluyorum deliklerine
yani ısrarla kuyuları güldürüyorum kendime
işte! ben dolaylarında hayatını kaybeden hayat
önce aşk, sonra ara sokağında taş taşıyan şüphe yani
bilinsin ve süssüz siyah bilinsin istiyorum;
yok kimseye –makilerin orda- anlatacağım bir şey
seyyidhan kömürcü
* ‘içimdeki şişe kırıldı’ ; annemin ölümü karşılama cümlesidir -
hayat alabildiğince çapkın
hayat alabildiğince olasılık
hayat: tembel tabanlı ayakları
ve temkinli adımlarıyla gençliğime bastı
bir ömür boyu kurbağa öptüm, hâki!
dudaklarımda hala bataklık tadı
ne demeli...
dizelerinin sahibi şair. -
kömürcü, şiire ateşle yaklaşıp külle dönmeyi göze almış bir şair. onun için vurkaç tekniğiyle örülmüş, sözünü sakınmayan bir imgelemden yana. 2003 yaşar nabi nayır şiir ödülü'nü alan şairin, hasar ayini ilk kitabı.
"hasar ayini'ndeki şiirleri yazarken, öznenin özneye, dilin dile, nesnenin nesneye, fiilin fiile devlet, yani otorite oluşu, bir sıfat olarak sevgilinin sevgiliye, anne ya da babanın çocuğa ve devletin bütün bunlara devlet oluşunun kısmen ironik bir hasar tespitine girmiş buldum kendimi. çok sonra bu huşu durumunun bir ayine karşılık geleceğini farkettim. yani tematik bir iddayla da oluşmayan bu kitap, aynı makineyle çekilmiş, bu yüzden de renk anlayışı olan 26'lık bir poz: baktıkça beni öteye ya da beriye dönük yaşanmışlık kısmında titreten bir fotoğraf albümü."
kömürcü, şiiri ateşle yaklaşıp külle dönmeyi göze almış bir şair. onun için vurkaç tekniğiyle örülmüş, sözünü sakınmayan bir imgelemden yana. bir şairin sonunda kendini kendini babasız ve oğulsuz kılma; gerektiği yerde kendi kendini yok sayma cesaretine ve erdemine sahip olması gerektiğine inanıyor.
seyyidhan kömürcü kimdir?
1979 yılında mardin-derik'te doğdu. ankara gazi üniversitesi güzel sanatlar eğitimi resim bölümü'nü bitirdi. diyarbakır'da resim öğretmenliği yapıyor. şiir ve yazıları varlık, e, milliyet sanat, kum ve yasakmeyve dergilerinde yayınlanan şair, 2003 yaşar nabi nayır şiir ödülü'nü aldı.
17.02.2004
kaynak:
yazar: melih bayram dede
http://www.dergibi.com/kitap/ayrinti.asp?id=236 -
dünya lekesi kitabını okuyun, başka da hiçbir şiir kitabı okumayın ve iyi davranın kitaba ki yıllar sonra elinizde bir ilk baskı hazinesi taşıyor olabilesiniz. insanın gününü bozacak kadar sağlam vuruyor şiirleri.
-
herkesin bıçağı yok bir esnada
eşyanın devamı
senin tamamın olduğum bir evde
sana en uzun yarımlardan bahsediyorum
ben açıkçası seni yanımda hep siyah bir huy gibi taşıdım
kendi masalından düşene biz denir bir vakitte
insan durup kuyusunu beğenmeye gelir bir dünyada
birkaç kişiydik güya
birkaç iş vardı
birkaç ev
iki ömür üç defa eşyanın asıl yerini aradım
aramak eşyanın en kötü yeridir bu bıçak başka
ruhumu kestim ruhumu kestiğim bir zaman biçimidir esna
siyah huylu adamlar var bir dünyada
bak sen sustukça kalbime kaçıyor sesim
bak kendimin devamı değilim ben
yüzümün devamı değil gövdem
yazık ki terbiye eşyaya mahsus insan unutkan
eskinin eski kıymetiyle utan dedim
utan ve güle kırmızı davran
eski seslerin aşkıyla ilgilendiğim o vakit
elimde alnın elimde ağız tadın
elimde seni sevme tehlikesi geçirdim diye bir ilan
gül’e sabır et sabr’a bıçakla katlan
başka hayal girince aşkın girmediği evlerde
kapının sesine inanmak feci
biz demek korkunç
zaman yok esna yalan
eşyanın asıl yeri kimin haddi
kimin hesabı sevişmeyi artık unuttum sanmak
bu sefer suyuma saplandı masalını yazdığım bıçak
bu yüzden ruhumu kesti masalını olduğum insan
işte bütün bütün suları daha iyi düşündüm
sesimin kara devamıdır sesin
insan aslen fazlasıdır bir dünyanın
her şeyi suyla düşünecek kadar pişmanıdır bıçak
burada hep iki kişiyiz ama üç ağız tadım var
hep üç cümlem var üçü de aynı:
insan bizzat fazlası olur bir dünyada
dersi tarih olanların en önce ellerini yıkaması içinmiş su
en uzun yarımlarla unutanmış insan -
ikinci şiir kitabı "dünya lekesi" ile geçen yıl bu zamanlar beni, birinci birada ulu orta sarhoş etmiş neredeyse hüngür hüngür ağlatacak kıvama getirmiş hakiki şair. "belki bir yutkunma yeriydi hayat" , "belki de bir yere üzgün üzgün bakmaktır dünya" gibi insanın yaşadığı bütün acıların tekmilini birden getirip boğazına düğümleyen dizeleri vardır. kendine ait şiir dilinin temelini bir avuç kelime oluşturur ve bu kelimeleri her defasında daha iyi yan yana getirip o kelimeleri daha büyük anlam denizine salar. ilk kitabı "hasar ayini" okunup sonrasında "dünya lekesi" okunursa dediğim daha iyi anlaşılacaktır. son olarak şairi bugüne dek tanımamışlar için "sena" şiirinden bir parça:
(...)
bir ömür ağrıma gitse de dünyadan oluşmuş harfler
yarım dalgın ve kusurlu geldim ben buraya
günde beş defa hiçbir şey yapmamaktansa
kalıp sana baktım
kalıp sana bakmak oldu dünya
baharatları tek tek
zamanın bizi nasıl terlettiğini tane tane
dünyaya inanmış bir yüzü üzgün üzgün anlattım sana
dedim belki de bir yere üzgün üzgün bakmaktır dünya
(...) -
uzunca bir süre önce keşfettim seyyidhan kömürcü'yü. o vakitten beri ''dünya lekesi'' kitabı elimden düşmek bilmedi. altını çizdiğim cümleleri arka arkaya birkaç defa daha okudum. insanı "rahatsız etmek için yazılmış" bir şiir kitabı yazıyor kitabın başında, gerçekten de öyle. şiir sevenlere şiddetle tavsiye ederim..
"sanki dünya iyileşmez anladım
dünya ve doğu iyileşmez asla!"
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap