*

  • askeri olmayan, devletten bagimsiz, topluma fayda saglamaya yonelik calismalarda bulunan kuruluslardir. kisaltmasi stk olarak gecer.
  • halk, özel sektör* ve devlet arasında yer alan, baskı ve yaptırım mekanizması olarak demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. bir taban hareketi olarak düşünüldüğünde demokrasi anlayışının niyadını doldurmuş temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiş sürecinde önemli bir rol oynamış ve oynayacaklardır.
  • birbirleriyle ve toplumla iletişimlerinin artması gereken sivil toplum kurumları.
    sivil toplum iletisim projesi için http://www.siviltoplum.org.tr/ incelenebilir.
  • kimi zaman sivil tahakküm kuruluşu olarak da hizmet veren sürüleşme.

    mesela:(bkz: mustehcen kadin kiyafetlerinin men i dernegi)
  • özü sudur ki bunlar, "sermaye tabanli kuruluslar"dir.
    (bkz: gongo)
  • sivil olmayan toplumun hiç sevmediği, korktuğu çıkıntılar.
  • sivil toplum kurulu$ları, "barış, demokrasi, ekoloji ve insan hakları" dı$ında genel siyasi amaçlardan özellikle kaçınmaktadır. ama günümüz toplumlarında bir çok sorun vardır. sivil toplum söylemi, işte bu sorunların büyük bölümü söz konusu olduğunda bu küçük kurtarılmış alanlarda üretilen teknik çözümlerin devlet nezdinde kabul edilebilir duruma getirilmesini önermektedir. ön bir sınırlama halidir, içsel apolitikle$tirme diyor bazilari.

    azgelişmiş ülkeler için stk söylemi önemlidir, sağladıkları dı$ yardımlarla, faaliyet alanlarında gösterdikleri kalkınma çabalarıyla, dünya ile içinde bulundukları ülkelerin entegrasyonunu sağlamakla yabancı sermayenin akışını sağlayacak güveni oluşturmak adına devletin boş bıraktığı ya da çekildiği sorunlu alanlarda geliştirdiği söylemler adına önemlidir, bunlar.

    sivil toplum kurulu$lari felsefi olarak idealist, yöntem olarak eklektik, politik açıdan uzlaşmacıdırlar. görünü$teki anti devletçi yanlarına kar$ın, özünde devletçi, onu sürekli varsayan, alanını küçültmenin dışında dönü$meden aynı kalmasını öngören bir söylemdir varolu$lari.
  • ana mantigi kar amaci gutmeden faaliyet gostermek uzerine kuruldugundan, profesyonel anlamda calismanin en zor oldugu yapilardan biridir. bagislarla, aidatlarla ve sponsorlarla gelir elde ettikleri icin calisanlarina son derece dusuk maaslar verdikleri gibi, herhangi bir darbogazda maaslari kesebilir, belirsiz bir sureye kadar odemeyi erteleyebilir ama yine de hizmet ve baglilik bekleyebilirler. ayrica buralardan cok uluslu stklar olsa bile, kariyer planlamasi, yukselme, egitim, yatirim gibi seylerin hic beklenmemesi tavsiye olunur. manevi tatminle yetinebilecekler icin uygun bir calisma sahasidir.
  • görev aldığım sivil toplum kuruluşu deneyimlerime dayanarak bir iki tespitte bulunmak istiyorum.
    sivil toplum kuruluşlarının bir çoğu "kim olursan ol yine gel" anlayışını benimsemektedir. ancak şu bir gerçektir ki aynı kültür düzeyinde (bilgi veya eğitim demiyorum yanlış anlaşılmasın) insanlar bir araya gelmediği sürece verimli çalışmalar olmuyor sivil toplum kuruluşlarında. işin içine bireysel rekabet, ticari çıkar, öne çıkma çabası, eş dost kayırma girdiği zaman sivil toplum kuruluşu amacından uzaklaşıp kahvehane ortamına dönüşebiliyor. kuruluşta büyük hevesle çalışan insanlar bu kahvehane ortamından etkilenip çalışmayı bırakabiliyor ve böylece bir amaç uğruna çalışan insanlar sivil toplum çalışmalarından kaçıyorlar.
    diğer bir tespit ise bir çok ilde şubesi bulunan stk ları merkezin veya sadece bir iki şubenin koşulları göz önüne alarak yönetildiğinde saha ile merkez arasında kopukluklar oluyor ve giderilmesi güç hatta imkansız sonuçlara yol açabiliyor bu kopukluklar.
    son olarak ise kız/erkek bulmaya gelen kişiler vardır sivil toplum kuruluşlarına ki doğru düzgün işleyişi olan kurumlarda bu kişiler fazla barınamamaktadır.
    gönül ister sivil toplum bilinci ilköğretim ve lisede aşılansın gençlere ki ileride sivil toplum kuruluşlarının ne olduğunu anlamakla zaman kaybetmesinler... sivil toplum kuruluşlarıda amaçlarını kaybetmesin...
hesabın var mı? giriş yap