*

  • gemi kaptanının o biçim gaza geldiği durumdur. misal, gemi kaptanı karısını da o sefere götürmüş olsun:
    -bak svetlanagül ,ben buralarda çok ünlüyümdür, herkes saygı gösterir bana istanbul boğazında..
    -saçmalama herif, ben demedim mi sana gemi sürerken votka içme diye..ulan komunizm var, dışarı çıkmak yasak, gemiden dışarıya çişimizi yapamıyoruz, kim tanıyacak seni
    -inanmazsan kıyıya bak kızım..boğazın iki yanında selam duran adamları görüyor musun, al dürbün vereyim..
    -anaaa! bu ne lan sergeican? naaptın, nasıl yani..??
  • (bkz: ssgsever)
  • bu gemilerin arkasından sessizce ilerleyen minik balıkçı teknelerinin mit olduğu da söylenirdi, lâkin bu da bir mitti...
  • istek üzerine tanim: bu gemilere bakip sosyalizme selam edenler olmuştu vaktiyle. hala hatirlarim bu gemileri gördüğü zaman sosyalist sanayinin bu devasa ürünleriyle mutlu olanlari. sonunculari seksenlerin sonunda kaybolup gitti. hah işte bu sovyet bandirali gemilerde hayalinin ve ütopyasinin timsalini görenlerin yaptiği bir iştir bu selam durma işi. yürekten, çaktirmadan, verilen bir selam türü olduğunu saniyorum..

    simdi altina dizilmiş bu dizi dizi inci, entrylerde birinci, gemiyi tekrar gorunce "vay anasini bu vapurlar nelere kadirmiş" diye düşünmemek elde değil. ee tabii sen yillar boyu milleti komünizm öcüsüyle korkutursan ya da sovyetler birliğini sosyalizmin anavatanı (ne demekse) falan diye lanse edersen, birileri de bu gemileri en büyük düşmaninin hayali olarak görmeye teşne zaten..
    neyse, bu gemiler gerçekten de zamininda türk milleti üstünde derin hezeyanlar yaratmıştir. gemiye bakıp içlenen solcusu, küfreden faşisti, "ulan ne gemi yapmışlar be", "yok abi böyle gemileri oldukça yıkılmaz bu komünizm" diyen motorüstü yalakası falan hep ayni hezeyanlardan geçmiştir. ve evet bu gemiler sadece türkiye'de değil dünyanın her yerinde sosyalizmin dünya denizlerindeki sembolü gibi görülmüştü uzun zaman. sovyet ağır sanayisinin ve demir çelik tesislerinin en önemli başarılarından birini temsil etmişlerdi. hatta sovyetler birliği dağıldıktan sonra uzun zaman bu gemilerde orak çekiçli vapur bacaları durmuş, muhtemelen kimsenin onlari silmeye gönlü razı gelmemiş, üç renk rus bayrağınin göndere çekilmesi çok uzun zaman almıştı. gemicilerin alışkanlıklarından vazgeçmesi uzun sürer derler. muhtemelen ondandir. gemilere selam durmak elbette komik bir şey ama o gemileri görünce şöyle hafiften bir selam vermek, üsküdar besiktas motoru şilebin yanindan geçerken kiç güvertede toplanan işçiler size el sallarken onlara karşılık vermek yine de keyifli birşeydi. şimdi ne mi oldu... o gemilerde ne taşindiğini kimse bilmiyor, çoğu rus mafyasinin elinde muhtemelen, gemilerin bacalarını çarların, ivanlarin, petrolarin adlari süslüyor..
  • afganistan'ın sovyetler* tarafından işgali sonrasında, afganistan'da "sovyet bayraklı araç görünce bombalamak" şeklinde tezahür eden, lakin etkenin "sovyetler" olması dolayısı ile ilgi kurabileceğimiz eylem.
  • vay canina sayin ali kirca, bogazdan geçen sovyet bandirali gemiler meselesi gayet ciddiymiş, küfür kafir gitmektedir, biz hafife almişiz diye düşündüğümüz davraniştir. o halde şöyle diyelim;

    moskova'yla, bağımsızlıkla, ulusalcilikla falan ilgisi olmayan bir eylemdir. hatta daha çok 12 eylül sonrasinda ortalik kana buza kesmişken boğazdan geçen iki geminin bayrağına bakarak kendini ve inançlarını hatırlamaya çalışan insanların eylemidir.

    romantik midir? pek değildir. sovyetler birliği'nin 12 eylül sonrasinda sınırı geçen devrimcileri türkiye'ye geri iade ettiği, sovyetler birliği kontrolündeki partilerin ne haltlar karistirdiğinin bilindiği dönemlerde bunlara rağmen yapilan eylemdir. sovyetler birliği'nin ya da sbkp'nin güdümündeki sol partilerin ve sovyetik deneyimlerin etkisindeki solcularin daha çok yaptiklari iştir. onun sonuçlarinin nerelere vardiğini da biliyoruz zaten...

    peki bu insanlar şerefsiz midir, şahsiyetsiz midir? sanmam. ona inanmişlardi, sovyetler birliğinin tek mümkün sosyalizm deneyemini temsil ettiğini düşünüyorlardi, alternatifi olamazdi onlara göre. eleştirileri anlamiyorlardi. sovyet gemilerine selam vermeyin, saçmaliyorsunuz diyenlere kulaklari tikaliydi. ha onlar "sularimizdan orak çekiçli kominis gemileri geçiyor, bunlara engel olalim başbuğum, ya da en iyisi üç beş kominis daha öldürelim," diye düşünenler için şerefsizdi, vatan hainiydi o insanlar, o baska. onlar kendilerinden baska herkesi serefsiz ve hain olarak görmeye alişkindir. baska çareleri yoktur. ama onlarin da hakli olduğu bir yer var, yillar boyu o gemiler türk insani için sosyalizmin 200 metre yakindan geçen gizemli temsilcileri olarak görüldü. onların bir bölümü o gemilerde sosyalizmin idallerinden bir bölümünü gördüler. büyük bir çoğunluğu da sevdi o gemileri. onlar böyle katrandan şeker, kandan kına yakmaya arzusuyla dolu tosucuklarin üç beş polat alamdar repliği kesme arzularina pek prim vermezlerdi. faşistlerin turan hülyasina, boğazdan geçen sovyet gemileri yanit veriyordu. doğru yanliş politik bir şeyi temsil ediyorlardi. hem de o kadar iyi temsil ediyorlardi ki... anlaşilan o ki gemiler ortadan kaybolali çok oldu ama hayaletleri bile temsil yeteneğinden pek bir sey kaybetmemiş.

    unutmadan bir de o kiç güvertelere el sallarken dikkat etmek lazim geldiğini söyleyelim. gemiciler tehlikeli adamlardir. keyif alacağım derken dumanli kafayla geminin kıçıni başıni karıştırmak mümkündür. köpekbaliği sevmezler o da ayri mesele...

    edit: vaktiyle buralarda birileri "şahsiyetsizler, orospu evlatlari" vs. kelamlar savurmuş. sonra kendileri de savrulmuş gitmiş ama biz de bokuyla kavga eden adam gibi kalmişiz burda simdi bakiyorum.. neyse, içimiz huzur dolu, cebimiz misket, ayrica ne zaman maçkadan geçsem limanda gemiler olurdu. simdi maçka'dan değil limandaki gemiler, pislikten burnunuzun ucunu bile göremiyorsunuz..
hesabın var mı? giriş yap