stubble

• ing.; beti benzi atmış anlamını veren kökü kurutulmuş ekin betimlemesi.
• ing. kirli sakal
• jason statham'ın eksik etmediği tek aksesuarı.
  
  iyi ayarlamakla birlikte artık takım elbise giyen (siyah, gri, beyaz ve lacivert giyecek, sadece kravat bile olsa pembeli, morlu giyinmeyecek) birisine sinek kaydı traştan daha çok yakışan sakal modeli. şarapçı sakalıyla (turkish stubble) arasında mikrometrelerle ölçülebilecek bir fark vardır, bu yüzden adamı rezil de eder vezir de.
  
  nasıl mı bırakacaksınız? bi kere gece traş olunması gerektiği söylendi. sabahları traş oluyorsanız ve sakallarınız sık ve kalın ise normal traşınızı hafifleteceksiniz. ben böyle birisiyim. temiz bir yüz için tersten traş oluyorum, stubble bırakmak istediğimde traş olurken sadece uzama yönüne doğru hamleler yapıyorum. böyle böyle yaptıktan sonra yüzümde kıl kökleri olduğu gibi kalıyor hatta birazcık da uzun olmakla birlikte tam bir gölge oluyor. doğru saç şekliyle de birleştirdi mi tamamdır.