• nihayet 3 ekim 2009'da nahçivan'da azerbaycan, kazakistan, kırgızistan ve türkiye arasında imzalanan nahçivan anlaşması ile kurulan uluslararası örgüt. yani bugün. 1992 yılından beri düzensiz olarak toplanan türkçe konuşan ülkeler zirvesi nihayet kurumsallaştı. zira aradan 17 yıl geçti. dikkat edilirse türkmenistan ve özbekistan konseye üye olmamıştır.

    söz konusu konsey, avrupa konseyi, ingiliz milletler topluluğu, arap ligi, islam konferansı değerinde.

    örgütün idari merkezi istanbul oldu. kazakistan'a türk konseyi akademisi kurulacak. bakü ise parlemanterler asamblesi olan türkpa'nın merkezi oldu. eğitim ve kültür alanında 1992 yılından beri faaliyet gösteren türk dünyasının unesco'su türksoy da bu konseye bağlandı. ayrıca aksakallar komitesi sürekli faaliyette olacak. ülke başkanları her yıl iki kere toplanacak.

    örgütün ingilizcesi turkic council'dir. uzun adı, türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyidir.

    http://www.yalquzaq.com/…2010/09/turk_zirvesi12.jpg

    edit-1: türkiye önderliğinde değil kazakistan önderliğinde kurulmuştur.
  • türk dünyasının müstakbel birleşmiş milletler'i.
  • resmi sitesi şudur: http://www.turkkon.org/
  • http://www.vidivodo.com/…si-ikili-anlasmalar/964791

    cumhurbaşkanı abdullah gül'ün sanki silah zoruyla toplantıya getirilmiş gibi haline dikkatinizi çekerim. zaten hep bundan kaybettik arkadaş!!!
  • avrupa birliği yerine üzerinde çalışılması gereken proje. zaten konjonktür bizi bu tarafa sürüklemektedir. su yolunda akar...
  • sonun da takm ile birlikte içerisinde moğolistan'ında bulunduğu ilk askeri birliğimizi de oluşturduk.

    fakat türkmenistan gibi bir ülkenin hala bu gelişmelere mesafeli durması ve çin, rusya ve batılı ülkelerin bu gelişmelere ses çıkarmadan uzaktan seyirci kalmaları insanın aklına "acaba" ile başlayan sorular getiriyor. ortada, avrupa birliğine karşı bir ticaret birliği, rusya gibi yıllarca yerel dilleri yasaklamış bir ülkenin karşısın da ortak bir türkçe oluşturmak gibi gelişmeler vardı. şimdi askeri ayağıda gerçekleşti. insan sormadan edemiyor. "yedirirler mi bunu bize yoksa bu da bir çeşit oyun mu ?"

    bu arada konsey anlamına gelen türk keneşi gibi türkçe bir isim de mevcut.
    (bkz: http://www.tdk.org.tr/…iew=article&id=290&itemid=74)
  • türkmenistanın yakınlarda büyük olasılıkla gireceği oluşum.
  • türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi (türk konseyi - tdik), türk dili konuşan ülkeler arasında kapsamlı işbirliğini teşvik etmek amacı ile uluslararası bir örgüt olarak 2009 yılında kurulmuştur. türk konseyi'nin kurucu üyeleri azerbaycan, kazakistan, kırgızistan ve türkiye'dir.

    türk konseyi’nin temel belgeleri olan 3 ekim 2009 tarihli nahçıvan anlaşması ve 16 eylül 2010 tarihli istanbul bildirisi’ne göre, tdik üyesi ülkeler, birleşmiş milletler anlaşması’nın amaçları ve ilkelerinin yanı sıra uluslararası hukukun diğer evrensel olarak tanınan ilkelerini benimsemiştir. barış ve güvenliğin korunması ile iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesine ilişkin uluslararası normlar, türk konseyi çatısı altında yürütülecek işbirliğinin zeminini oluşturmaktadır.

    türk konseyi, 1992 yılından beri toplanan, "türkçe konuşan devletler devlet başkanları zirveleri" sonucunda ortaya çıkan ortak siyasi irade üzerine kurulmuştur. bu zamana kadar 10 zirve gerçekleşmiş olup, bunlardan istanbul’da düzenlenen 16 eylül 2010 tarihli son zirvede tdik’nın kuruluşu resmen ilan edilmiş, öncelikleri ve yol haritası ortaya konulmuştur. türk konseyi’nin daimi bir yapı olarak kurulmasıyla birlikte yapılan zirveler, türk konseyi zirveleri olarak yeniden adlandırılmıştır.

    amaçlar

    nahçıvan anlaşmanın önsözünde üye devletler, birleşmiş milletler anlaşması’nın amaç ve ilkelerine bağlılıklarını teyit ederek, türk konseyi’nin temel amacını, türk dili konuşan devletler arasında kapsamlı işbirliğini derinleştirmek, bölgesel ve küresel barış ile istikrara katkıda bulunmak olarak tanımlamışlardır. üye ülkeler ayrıca, demokrasi, insan haklarına saygı, hukukun üstünlüğü ve iyi yönetişim gibi temel ilkelere bağlılıklarını ifade etmişlerdir. türk konseyi kapsamındaki işbirliği, üye ülkeler arasındaki ortak tarih, kültür, kimlik ve türk dili konuşan halkların dil birliğinden kaynaklanan özel dayanışma temelinde inşa edilmektedir.

    örgütün, nahçıvan anlaşması’nın 2. maddesinde ortaya konulan temel amaç ve görevleri şunlardır:

    - taraflar arasında karşılıklı güvenin güçlendirilmesi;
    - bölge ve bölge dışında barışın korunması;
    - dış politika konularında ortak tutumlar benimsenmesi;
    - uluslararası terörizm, ayrılıkçılık, aşırılık ve sınır ötesi suçlarla mücadele için eylemlerin koordine edilmesi;
    - ortak amaçlarla ilgili her alanda etkili bölgesel ve ikili işbirliğinin geliştirilmesi;
    - ticaret ve yatırım için uygun koşulların yaratılması;
    - kapsamlı ve dengeli bir ekonomik büyüme, sosyal ve kültürel gelişimin amaçlanması;
    - hukukun üstünlüğünün sağlanması, iyi yönetim ve insan haklarının korunması konularının tartışılması;
    - bilim, teknoloji, eğitim ve kültür alanlarında etkileşimin genişletilmesi;
    - kitle iletişim araçlarıyla etkileşimin ve daha yoğun bir iletişimin teşvik edilmesi;
    - hukuki konularda bilgi değişimi ve adli işbirliğinin teşvik edilmesi.

    kaynak: http://www.turkkon.org/

    ayrıca bu konuda bir yazı için; http://politikaakademisi.org/…a-birliktelik-olgusu/
  • bodrum zirvesi: türkçe konuşan devletlerin birleştirici stratejisi

    şu aşamada dünyanın jeopolitik durumunun gergin olduğu bilinmektedir. bunun arka planda etkin bölgesel işbirliğini sağlayabilecek kurumların faaliyet konusu aciliyet arz etmektedir. türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi 2009 yılında kuruldu. geçen süre içinde başkalarından farklı olarak, bu kurum istikrarlı faaliyet gösterdi. şimdi onun rolünün yeni seviyeye yükseltilmesine ihtiyaç duyuluyor. bu bağlamda konseyin 4üncü zirvesine ilgi büyüktü. bizim için daha önemli olanı diğer şeyler arasında, azerbaycan’ın tutumu ve teşebbüslerine olan ilişkiydi.

    işbirliğinin etkili biçimi: türkçe konuşan devletlerin modeli

    türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi (tdküik) 4üncü zirvesi yapıldı. türkiye’nin bodrum şehrinde azerbaycan, türkiye, kazakistan, kırgızistan ve türkmenistan cumhurbaşkanları verimli müzakereler yaptılar. bu etkinlik birkaç açıdan ciddi önem taşıyordu. her şeyden önce, son zamanlarda küresel ölçekte cereyan eden karmaşık jeopolitik gelişmelerin türk devletlerinin işbirliği formatını nasıl etkileyeceği merak doğuruyordu.

    sır değil ki, şimdi bölgesel düzeyde kurumların hiç de hepsi verimli çalışamıyor. bunun yanı sıra, dünyada gözlenen ve izahı şimdilik tam olmayan jeopolitik, jeoekonomik ve askeri eğilimler yaşanıyor ki, onun arka fonunda tdküik gibi kurumların etki alanı ilginçtir. bodrum’daki görüş kanıtladı ki, türk dili konuşan devletler modern tehditlere cevap veren, rekabete dayanıklı dinamik örgüt oluşturuyorlar. bu, önemli bir sonuçtur.

    başka bir konu şu anda avrasya coğrafyasında entegrasyon süreçlerinin küresel jeosiyasetin ilgi alanı olması ile ilgilidir. tdküikin bodrum zirvesinden birkaç gün önce astana’da avrasya ekonomik birliği’nin kurulması hakkında belge imzalandı. rusya, beyaz rusya ve kazakistan’ın kurucuları oldukları gümrük birliği’ni genişletmek ve geliştirmek planları mevcuttur. buraya türkçe konuşan devletlerden olan kırgızistan’ın üyeliği meselesi gündemdedir. bu gerçekler zemininde türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi 4`üncü zirvesi nasıl görünüyordu?

    meselenin bu tarafına da bodrum’daki etkinlik sırasında açıklık getirildi. türkiye cumhurbaşkanı abdullah gül, türk devletlerinin işbirliğinin hiçbir örgüte karşı yönelmediğini vurguladı. çağdaş tarihsel aşamada hızla yaşanan küreselleşme sürecinde ortak kökler, ortak kültür ve tarihe söykenen halkların ilişkilerini güçlendirmek isteği tamamen doğaldır. azerbaycan cumhurbaşkanı ilham aliyev’in bu bağlamda programda söylediği fikir yerine düşüyor.

    devlet başkanı zirve toplantısındaki konuşması sırasında vurguladı: “… ekonomik alanda yapılan çalışmalar da takdire şayandır. iş forumu geçirilmiştir … eğitim, ulaştırma bakanlarının görüşmeleri yapılmıştır. çok mutluyum ki, azerbaycan’ın girişimi ile türk kültürü ve kalıtsal vakfı kurulması da artık gerçekleşiyor… ben bugün özellikle türksoy`un faaliyetini yüksek değerlendirmek istiyorum. çünkü türksoy bizi manevi açıdan, kültür alanında birleştiren kurumdur. bizim birliğimizin temelinde elbette ki, ortak kökler, ortak kültür, tarih duruyor ve bugün biz bu sağlam temel üzerinde güzel işbirliği kuruyoruz” (bkz.: bodrumda türkdilli dövl?tl?rin ?m?kdaşlıq şurasının ıv zirv? toplantısı keçirilmişdir / az?rtac, 5 haziran 2014).

    şüphesiz, tdküik siyasi ve güvenlik konularına da dikkat ediyor. fakat cumhurbaşkanı ilham aliyev’in sözlerinden de açıkça görülmektedir ki, burada hiç kimseye karşı bir şey yapmak yoktur. tek amaç türkçe konuşan ülkelerin ilişkilerini günümüz koşullarına uygun geliştirmektir. dolayısıyla tdküik diğer entegrasyon modellerine halel getirmeyecektir. meselenin bu tarafı türk devletlerinin birliğinin perspektifini ve etkinliğini ortaya koymaktadır.

    bunlardan türkçe konuşan devletlerin işbirliğinin stratejisi anlaşılıyor. esasen kültür, bilim, tarih, sanat ve ekonomi alanında ilişkileri derinleştirerek dünyanın demokratik kesimiyle bütünleşmeye ulaşmak amacı hedefleniyor. bu zaman başka işbirliği formatları aleyhine herhangi niyet veya plan söz konusu olamaz. onu diyelim ki, bu nokta oldukça büyük önem taşımaktadır. çünkü şimdiki aşamada başkalarının hesabına kendi gelişimini ve güvenliğini sağlamaya çalışan kurumlar az değildir. bu ise jeosiyasette çeşitli çelişkiler, çatışmalar ve ülkelerarası ihtilaflar yaratıyor. tdküik tüm bunlardan uzak olduğuna göre, azerbaycan cumhurbaşkanı ilham aliyev’in söylediği gibi, “türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi artık güçlü uluslararası örgüte dönüşmüştür”.

    azerbaycan’ın girişimleri: verimli sonuçlar

    bunların arka planda bodrum toplantısında azerbaycan’ın devlet başkanının ifade ettiği bir tez oldukça ciddi önem taşıyor. ilham aliyev konuşmasının bir bölümünde vurguladı: “biz enerji alanında işbirliğini daha da derinleştirmek azmindeyiz. buna ulaşmak için tüm olanaklar vardır. bizi birleştiren coğrafya geniş coğrafyadır. bizim ülkelerimizin birkaçı doğal kaynaklarla zengindir. bu kaynaklar artık çeşitli yollarla dünya pazarlarına ulaştırılıyor. yani, hem türkmenistan’ın, hem kazakistan’ın hem azerbaycan’ın bağımsız ve çok yönlü ihraç yolları vardır. yani, hiçbir ülke ihraçla ilgili hiçbir sorun yaşamıyor. ancak çıkarlarımızı daha da dolgun şekilde sağlamak, beraberliğimizi güçlendirmek için biz bu alanda ortak çalışmalıyız ve eminim ki, çalışacağız” (bkz.: önceki kaynağa).

    düşünüyoruz ki, burada stratejik önemi yüksek olan pozitif bir niyet söz konusudur. doğal enerji kaynakları ile zengin türk devletleri modern dünyada birçok çelişkilere neden olan bir sıra jeopolitik sorunu çözebilirler. biz güney kafkasya ve orta asya’nın enerji kaynaklarının nakli konusunda batı’yla rusya ve çin arasında oluşan gerilimin azaltılmasını kastediyoruz.

    birincisi, azerbaycan, kazakistan ve türkmenistan büyük enerji rezervlerine sahiptir. onlar bu açıdan dünyanın büyük devletleri için jeopolitik düzlemde stratejik önem taşıyor.

    ikincisi, şu anda bu ülkelerin her biri çeşitli ihraç güzergahlarına sahiptirler. burada batı, rusya ve uzak doğu (özellikle çin) yönleri vardır. fakat bunların her birinin kendi jeopolitik çıkarları mevcuttur. hatta dünya liderliği yolunda yoğun mücadele ediyorlar. bu nedenle türk devletlerinin farklı jeopolitik hatta düşmesi ihtimali az değildir. bunun olmaması gerekiyor. çünkü hem küresel jeosiyaset için ciddi düzeyde hayli çelişkileri ortadan kaldırabilir, hem de büyük bir mekanda gerçek entegrasyon modeli şekillendirmek şansı doğar.

    tüm bu gerçekler azerbaycan, kazakistan ve türkmenistan’ın enerji ihracatı konusunda koordineli hareket etmesinin meydana yeni jeopolitik hususlar yaratabileceğini gösteriyor. örneğin, türk devletleri batı-rusya-çin hattında birleştirici köprü rolü oynayabilirler. bu bağlamda türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi`nin geniş imkanlara sahip olduğunu söyleyebiliriz.

    burada kültür, bilim, eğitim ve ekonomi alanlarındaki işbirliği potansiyelinin geniş olduğunu ayrıca vurgulamak gerekir. azerbaycan cumhuriyeti cumhurbaşkalığı idaresi başkan yardımcısı, dış ilişkiler daire başkanı novruz mammadovun bununla ilgili fikirleri ilginçtir. n. mammadov az?rtac-ın özel muhabirine yaptığı açıklamada şunları söyledi*üncü zirve toplantısı`nda türkçe konuşan ülkeler arasında siyasi, ekonomik, kültürel, bilimsel ve diğer alanları kapsayan ilişkilerin kurulması için imkanların araştırılmasına dair kararlar alınmıştır. cumhurbaşkanı ilham aliyev’in bodrum’daki konuşması azerbaycan’ın geniş olanaklarını bir kez daha ortaya koymuştur. taraflar azerbaycan’ın başkanlığında örgütün geçtiğimiz dönemdeki etkinliğini yüksek değerlendirmişler” (bkz.: novruz m?mm?dov: prezident ilham ?liyevin türkdilli dövl?tl?rin ?m?kdaşlıq şurasının ıv zirv? toplantısındakı çıxışı az?rbaycanın geniş imkanlarını bir daha ortaya qoymuşdur / az?rtac, 5 haziran 2014).

    görüldüğü gibi, tdküik`in geliştirilmesi girişimlerinde bakü’nün özel yeri vardır. bu, ülkenin dış politikada tam manasıyla geniş imkanlara sahip olduğunun tasdikidir. bu bağlamda bodrum zirvesi`nin hem de azerbaycan’ın türk dünyasında jeopolitik rolünün önemli ölçüde arttığını gösterdiğini söylemek mümkündür.

    kaynak: http://politikaakademisi.org/…lestirici-stratejisi/
hesabın var mı? giriş yap