tadımlık

• hayatın kendisi.^**
• sifreli kanallarda gece yarilari 2-5 dakika arasi verilen sifresiz yayin.. yurdum insani tadimliklari cumulative sekilde birlestirip doyumluk hale getirmeye calisir.
• (bkz: çeşni)
• büyük marketlerde özellikle hafta sonları tezgah açan büyük markaların çöplenmemiz için kızarttığı sucuklar, sosisler, minik kanepeler, çikolata parçaları, meyve suları falan. iş çıkışı uğranıp açlık bastırmak için idealdirler.
• bir kitaptan alıntı, bir şiirden alıntı, bir filmden alıntı, bir şarkıdan alıntı, bir fotoğraftan alıntı^*, bir yemekten bir kaşık, bir içecekten bir yudum, bir sigaradan bir fırt...
  gibi tadına varılabilecek şeylerden ufak bir parçanın alınıp lezzet beğenisine sunulmasıdır. tek kötü tarafı çabuk bitmesidir.
• (bkz: doyumluk değil tadımlık)
• mezenin türkçesi.
• yemin ederim fx'de seyretmekten en keyif aldığım program.
• damızlık ama eski kıpçakça olarak.
• yetersizlik, eksiklik, yarım kalmışlık, kursakta tıkanmışlık kelimelerinin eş anlamlısı.
  
  ucundan bakıp bırakmak neye yarıyor ki anlamıyorum. yemeğin tadımlığı bile daha çok iştahlandırırken yaşamın diğer tadımlık hazları, deneyimleri ve duyguları? tamamlanmış, "işte oldu" denebilen tecrübeden daha kıymetli ne var ki sanki.
  
  yaşıyorsan onu da tam yap. "hiç" de bir tamlıkken hele.