• yaşamın başlangıcı adıyla dilimize çevrilmiş, erken dönem çocuklukta çevresel etmenlerin çocuğun bilişsel, sosyal ve zihinsel gelişimi üzerindeki tesiri hakkında belgesel, netflix'ten izlemek mümkün.

    her biri 40-45 dk uzunluğunda altı bölümden oluşuyor. her bölümle ilgili altını çizdiğim, sonra yeniden dönüp bakmak istediğim kısımlar oldu.

    --- spoiler ---

    1- fantastik bebek: sinir sistemi henüz oluşma aşamasındayken kaydetmeye yani öğrenmeye başlar. bebek dünyaya, bazı ön bilgilerle gelir ve gelişimi boyunca bu bilgileri kullanır. bir insan 0-3 yaş arasında sahip olduğu öğrenme hızına hayatı boyunca hiç ulaşamaz. peki bebeğin beynini ateşleyen, beyninin, beyin hücreleri arasında saniyede 700-1000 adet bağlantı kurmasını sağlayan nedir? "insan olmak nasıl bir şey, hayatta olmak nedir, hayat denen şey nedir?" gibi sorular. benlik algımız ve dünya ile ilgili düşüncelerimiz işte tam bu dönemde oluşuyor.

    2-ebeveyn olmak: " bir bebeği dünyaya getirmek ne anlama geliyor? diye sorarsanız, bu ailenin yaklaşımına bağlı. ve içinde bulundukları koşullara. çocuktan, hayatınızdaki bir boşluğu doldurmasını mı bekliyorsunuz? planladığınız bir şeyi başaramadınız ve şimdi çocuğunuz aracılığıyla mı başarıyorsunuz? yoksa bir çocuğun kendi potansiyelini gerçekleştirebilmesi için gereken en iyi olanakları yaratmak için mi oradasınız? kendi hayatını, senaryosunu yazması için"

    gebelik boyunca anne ve babanın yaşayacağı fiziksel ve ruhsal zorluklar değişime hazırlanmak için çok önemli.

    çocukla göz teması dahil, temas kuramayan, çocuğun ilgi çekme çabalarına karşın iletişim kuramayan ebeveyn çoğunlukla kendisi çocukken/bebekken kendi ebeveyni kendisi ile şefkat içeren temas kurmamış bir yetişkindir.

    3- öğrenmeye açık: "mesela bebekler doğduğunda, duydukları dilin sesiyle başka bir dilin seslerini ayırt edebilirler." "öğrenme yenidoğan iken başlar"
    "eğer bir çocuğu ana okuluna giderken meraklı ve öğrenmeye istekli görüyorsanız o çocuk okul öncesine gelmeden önceden olumlu deneyimler yaşamıştır. korumacı ve duyarlı ebeveynleri olmuş, güvenli bir ortamdaymış, sağlıklıymış ve iyi beslenmiş, o çocuğun keşfetmek için, oynamak için, diğerleriyle sosyalleşmek için, böyle deneyimler yaşamamış bir çocukta olmayan becerileri ve hayata karşı ilgisi olur. "
    "birçok hayvanla yapılan deneyde ödül ya da cezayı direkt olarak onlara vermelisiniz. iyi ya da kötü diye direkt olarak hayvana söylemelisiniz. insan çocuğu için, direkt olarak bir şey yapmanız gerekmiyor. onlar, bir insanın diğerine nasıl davrandığını gözlemleyip, bundan öğrenebilirler ve bu dünyayı öğrenmelerini büyük ölçüde hızlandırır.
    " çocuklar ilkokula başladıkları anda yaratıcılıklarının ve buldukları yaratıcı çözümlerin yüzde elli ya da daha fazla oranla düştüğünü gösteren bir istatistik var, okuldan önce özgür birer düşünürler ve yaratıcı fikirler deniyorlar sonra onlara nasıl düşünmeleri ve tepki vermeleri gerektiğini söyleyen bir sistemin içine giriyorlar."
    --- spoiler ---

    not: devamını izledikçe entry'yi güncelleyeceğim
  • (bkz: bana gidelim mi)
  • insanın içini acıtan belgesel.
    bebekler 0-3 yaş arasında hayatlarının geri kalanında bir daha asla ulaşamayacakları öğrenme hızına sahip oluyorlar. sırf şu bilgi bile bebekliğin ilk yıllarının ne kadar değerli olduğunu anlatıyor. beyin gelişiminde yeni sinapslar kurulabilmesi doğrudan sıcak ve sevgi dolu bir ortamla mümkün oluyor. çocuğun bütün ihtiyaçlarına hızlı cevap verilmesi bizim gibi kültürlerde çocuğu şımartmak olarak adlandırılabiliyor. doğduğu andan itibaren bebekle ten teması kurulması çocuğu kucağa alıştırmak oluyor. anne-baba adayları, yeni ebeveyn olmuş çiftler, ilk çocuğunu büyüten aileler ya da yeğen, torun gibi ailesinde ufaklık olanların mutlaka izlemesi gereken belgesel. bebeğe, çocuğa bakış açınızı, yaklaşımınızı temelinden sarsabilecek bir yapım. tamamiyle bilimsel veriler kullanılmış ve dünyanın dört bir yanından uzman, ebeveyn hatta çocuğun görüşü alınarak hazırlanmış. mükemmel.

    en sevdiğim kısmı elbette şu oldu:
    bebek bezi değiştiren erkek dünyayı değiştirir.
  • tekrar tekrar izlenebilecek, dolu dolu, duygu yüklü belgesel.
    yaşamın başlangıcı aslında adaletsizliğin de başlangıcı; nasıl bir ailede, hangi ülkede, hangi maddi koşullarda doğduğu bir çocuğun hayattaki ilk yıllarının temelini atıyor ve o dönemdeki yoksunlukları geleceğini derinden etkiliyor.
hesabın var mı? giriş yap