*

  • steven pinker'ın 2002'de yayımlanan kitabının adı.
  • the blank slate: the modern denial of human nature.
    beyaz sayfa: insan doğasının modern inkarı.

    mit'de psikoloji profesörü olan steven pinker tarafından yazılmış bir kitap.

    kitap, insan olmanın ne anlama geldiğini tartıştığı söylenebilir. pinker, bu kitapta aklın işleyişinden insan doğasının işleyişine güzel bir geçiş yapmış.

    528 sayfalık kitap viking adult tarafından yayımlanmış. isbn: 0670031518

    *
  • (bkz: tabularasa)
  • artik bu konularda calisan, kitap yazan, saygi goren kimsenin savunmadigi, 2002'de de savunmuyor oldugu bir fikri cok revactaymis gibi gostererek curuten kitap. sanki anasini satayim john locke daha gecen gun vefat etmis de yikilmasi gereken tabular varmis.

    konuya girisi bununla yapanlar begenirler herhalde, zira adam hem zeki, hem meshur, hem de iyi yaziyor ama artik herkesin kafasina kazinmis olmasi gereken "birakin kardesim nature vs nurture'i, genler cevreyle etkilesirler" tekerlegini yeniden kesfetmis. mit'de profesorsun diye oyle kor gozune barnagim straw man yapmak var mi ya. varmis meger, insanlik dedikleri buymus meger.
  • türkçede 'boş levha' anlamına gelen, steven pinker kitabının adıdır. kitabın adı ingiliz filozof john locke'un, insanların temel mantık yasalarını doğuştan getirdiklerini öne süren rasyonalizm akımına karşı çıkarak insan zihninin doğumda boş bir levha* gibi olduğunu, dolayısıyla insanların çevresel etkilerle tamamen şekillendirilebilir zihinleri olduğunu iddia eden görüşüne bir tepki olarak koyulmuştur ve tam adı 'the blank slate, modern denial of human nature'dır.* kitap boyunca insan zihninin doğumda neden boş bir levha olamayacağı, doğuştan getirilen özelliklerin kişilerin kişilik özelliklerinden tutun politik ya da sosyal tutumlarına kadar hayatlarının her alanında belirleyici etkileri olduğunu gösteren antropoloji, psikoloji, nöropsikoloji ve genetik araştırmalarından örnekler verilmektedir. ancak bu konu sadece kuru araştırma bulguları verilerek değil, bütün bu bulguların insanlar tarafından neden görmezden gelindiği üzerine uzun bir tartışma yürütülerek incelenmiştir. insan zihninin doğuştan farklılıklar gösteren bir yapıda olduğu gerçeği yerine, herkesin eşit bir boş levha olarak dünyaya geldiği fikrinin benimsenmesi; determinizm korkusu, belirsizlik korkusu, nihilizm korkusu ve eşitsizlik korkusu gibi başlıklar altında uzunca tartışılmıştır. kısaca, determinizm korkusu başlığı altında, insanların doğuştan getirdiği bazı özellikler olduğu kabul edilirse insanların 'beyin yapılarının kuklaları' olacağı korkusu; belirsizlik korkusu başlığı altında, boş levha metaforunun insana sağladığı insanların zihinlerini şekillendirebilme fikrinin ortadan kalkmasıyla özellikle eğitimcilerin ve ebeveynlerin çocukların gelişimlerini istedikleri gibi yönlendiremeyecek olmalarından duydukları korku; nihilizm korkusu başlığı altında, insan doğasının olumsuz yanlarının tanınması durumunda ortada ahlak gibi bir kavramın kalmayacağı düşüncesi; eşitsizlik korkusu başlığı altında, doğuştan getirilen özelliklerin tanınması durumunda insanların farklılıklarından dolayı farklı muamelelere tabi tutulacağı ve eşit haklara sahip olamayacakları düşünceleri incelenmiş ve bunların doğru ve zorunlu çıkarımlar olmadığı hem araştırma bulgularına hem de eski yunan septiklerinden descartes'a, heidegger'den nietzsche'ye kadar onlarca görüşün tartışıldığı felsefi bir arka plana oturtularak harika bir şekilde anlatılmıştır. bilimin insan zihnini ve davranışını incelerken, politik açıdan doğru olmak adına olguların özünü kaçırmaması ve yanlış yorumlamaması gerektiğinden bahsedilmiş ve bütün bunlar çok yakın geçmişte yaşanan toplumsal olaylar, filmlerin ve bazı edebiyat eserlerinin, kitap karakterlerinin insanlarda bıraktığı izlenimler, hatta bazı şarkı sözlerine referanslar vererek oldukça ilgi çekici bir biçimde anlatılmıştır.
  • boğaziçi üniversitesi yayınevi tarafından harika bir çeviri ile dilimize kazandırılmış kitap; boş sayfa.
  • (bkz: 28 şubat 2016 ekşisözlük direnişi)
    (bkz: #59097157)

    "12 d'juliol de 2009, batikent", assenyala caure en la primera pàgina; i jo ni tan sols he estat traduït al turc universitat bogazici publicar el llibre fins que vaig acabar el llibre!
    emanuel tolstoyevski que no escolta a la crítica; sense que cremava en una discussió no una actitud com la boca per reviure el llibre acadèmic. discussions van ser seguides no és tan oïdi. sí, afirmen que les persones que neixen com una pàgina en blanc que va deixar a molta gent, però encara moltes persones "no són conscients del concepte de propietat" principis que corromput per la civilització de la moral perfecta, humà, o un bucle de fora de la gent en el món físic, que creu que té una ànima. i aquests hàbits de pensament afecten a totes les nostres vides de manera profunda.
    que va donar el seu nom al llibre 'sayfa'` buit: slateen blanc "noble yabani': savagenoble i' hayalet la màquina: ruh`* com s'analitza juntament amb els d'una altra concepció comuna de la naturalesa de l'ésser humà i avaluat claus de taüt són impulsats en el primer capítol. la resta del llibre, aquesta comprensió de la cultura ha penetrat profundament en la nostra vida moral, violència, cura de nens, el sistema econòmic, l'educació, el gènere, que va avaluar els efectes sobre els interessos mides. un llibre molt agradable, senyor, l'hi recomano.
  • özellikle cinsiyet ile ilgili kısmının, eşitliği özdeşlik olarak algılayan sosyal bilimler yobazları tarafından okunması gereken kitaptır.

    steven pinker'ın savunmalarının en sansasyonel -potansiyel olarak zayıf- olduğu kısım bence sanatın varlığı ve işlevini sosyobiyoloji perspektifinden açıkladığı ve modern-post modern felsefeden etkilenmiş sanat akımlarının insan özünden kopuşunu açıkladığı bölümlerdir. eminim ki kendisine ateş püsküren çok fazla sanat fanatiği vardır.

    en nihayetinde immanuel tostoyevski kadar konuya hakim değilseniz -böyle bir voltran oluşturacak cesaret olduğuna göre çok büyük ihtimalle değilsiniz-, okumanız yeni ufuklar açacaktır.
  • sıradaki okuyacağım kitaptır
hesabın var mı? giriş yap