the mudge boy

• bu filmin galasinda ilk defa bir film festivalinde seyirci tarafindan yonetmenin yuhlandigina $ahit oldum, ilginc bir deneyimdi.
  herkesin zevkine uyacak bir film degildir, nitekim cook bos vakti olana tavsiye edilebilir. izlenmesede buyuk bir kayip olmayan bir filmdir.
• 14 yaşındaki dunkan yaşadığı kasabada hassas kırılgan yapısıyla ve davranışlarıyla herkesin gözünde farklı bir çocuktur. annesinin ölümüyle de duygusallığı artmış, kendine annesinden yadigar kalmış beyaz tavuğuyla birlikte sessiz içe dönük ayrı bir dünya kurmuştur. bu arada babası dunkan'ın diğer çocuklardan farklı olduğunu bilmekte ve bu farklılığa olan hoşnutsuzluğunu da zaman zaman sert tepkilerle dışa vurmaktan çekinmemektedir.
  
  dunkan'ın küçük dünyası kasabanın asi ve yakışıklı genci perry'ye ilgi duymaya başlaması ile birlikte değişmeye başlar. dunkan, kendi kırılganlığına ters bedenen ve duygusal anlamda güçlü kendine güvenen perry'yi tanıdıkça ona daha çok bağlanmaya ve onunla daha çok zaman geçirmeye başlar. perry'nin dunkan'a karşı ilk başta acıma ile başlayan hisleri daha sonra onun naifliğini kadınsılıkla özdeşleştirmesiyle birlikte zamanla farklılaşır. perry bir süre sonra dunkan'ın tüm hayatını değiştirecek bir davranışta bulunarak kendi gerçeğini de bastırdığı her şeyle birlikte açığa çıkartır. bu davranış dunkan'nın perry'ye karşı hissettiği sevgi ve babasına karşı duyduğu yoğun korku sebebiyle fazla büyütülmez ve üstü örtülür. ancak dunkan yaşadığı bu tecrübeden sonra tek bildiği perry'ye karşı geri dönülmez derecede aşık olduğudur. bu aşk ve sonrasında yaşanan yüzleşme dunkan'nın tüm yaşamını değiştirecek, iyiniyet ve sevgiyle örülmüş küçük dünyası hayatın acımasızlığı ve gerçekleriyle farklılaşacaktır...
  
  the mudge boy gerçekten güzel bir dram. yönetmen michael burke gösterişsiz ama oldukça güçlü bir filme imza atmış. dunkan'nın karakter betimlemeleri, perry ve babası ile olan ilişkisi perdeye sade ama bir o kadar da güçlü olarak yansımış. film vermek istediklerini seyirciyi zorlamadan ama kimi zaman da onu derinden etkileyerek vermeyi başarmış.
  
  emile hirsch dunkan karakterinde muhteşemdi bu arada. ben bu çocuğa bayılıyorum. oyunculuk anlamında genç yıldızlar arasında bundan iyisi sanırım yok. filmi tek başına hem de oldukça zor bir rolde üstün bir oyunculukla sırtlayıp götürmüş. yönetmen sanırım bu rol için başka bir oyuncu seçseydi film bu kadar başarılı olmazdı. o derece karaktere uygun bir oyuncuydu emile hirsch, yönetmeni bu açıdan da kutlarım.
  
  filmin son olarak sundance film festivalinde büyük ödülüne aday olduğunu da unutmadan ekleyeyim. bence izlenmesi gerekli filmlerden tavsiyemdir
• --- spoiler ---
  
  gecenin bu saatinde beni zırıl zırıl ağlatmış film.
  emile hirsch o kadar güzel oynamış ki, birçok sahnesini başa alıp alıp izledim.
  bir de tavuksever olarak üzüldüm sonuna.
  buckethead'den gelsin o zaman
  
  --- spoiler ---
• çok sevdiği annesi kaybeden duncan'ın psikolojik değişimini şaşırtıcı ve dramatik örneklerle seyirciye anlatan -hem çok da güzel anlatan bir film. dramın bir parçası oğul, diğer parçasını ise çoğunlukla üç maymunu oynamak zorunda kalan baba oluşturuyor.
  oyuncular harika, yönetmen harika.
  
  hafızalardan kolay silinmeyecek, epey üzen film.
• the mudge boy (2003)
  
  annesinin ölümünü atlatamamış, içinde bulunduğumuz acımasız dünya için fazla saf ve kırılgan, aynı zamanda da cinsel kimliğini yeni keşfetme aşamasında olan ve yeni tanıştığı arkadaşlarının da onu hayal kırıklığına uğrattığı, tuhaf ve asosyal bir çocuğun hüzünlü hikayesi the mudge boy. konu: annesinin ölümünden sonra içine daha da kapanan, annesinin kıyafetlerini giyerek onu anan ve aynı zamanda tek dostu tavuğuyla zaman geçiren duncan adında tuhaf bir çocuğun öyküsü olan film, duncan'ın edinmeye başladığı çevre, arkadaşlıklar ve keşfetmeye başladığı cinsel yönünü konu alıyor. annesinin kıyafetlerini giyip taklidini yapmasıyla a. hitchcock esintileri olduğunu söyleyebileceğimiz film, toplumdan nerdeyse izole yaşayan tuhaf bir çocuğun psikolojisini ve bilinçaltını kusursuza yakın resmetmiş, bundan fazlasını vadetmeyen, ama vadettiğinin de hakkını veren, genel izleyicisinin yüksek çoğunluğunun eleştirmesini anlamadığım ve katılmadığım, özellikle emile hirsh'in başarılı performansıyla taçlanmış, oldukça kaliteli ve izlemeye değer bir dram filmi.
  
  7.4 / 10