• basrollerinde philip seymour hoffman* ve laura linney*nin oynadigi 2007 yapimi komedi drama.
  • akbank sponsorlugunda yirmi yedinci uluslararasi istanbul film festivali programina dahil olan laura linney e en iyi kadin oyuncu ve orijinal senaryo dalinda oscar adayligi getiren film.
  • aldığı ödüller:

    2007 flanders en iyi senaryo
    2007 abd ulusal film eleştirmenleri ödülleri: en iyi senaryo
    2008 abd usa bağımsız ruh ödülleri: en iyi senaryo; en iyi erkek oyuncu (philip seymour hoffman)

    iksv'de yer alan konusu:

    savage ailesi’nin sert, komik ve yürek parçalayıcı hikâyesi sık rastlanan bir ikilemi anlatıyor: senelerce ayrı kaldıktan sonra iki kardeş, wendy ve jon savage babalarının bunamaya başlaması üzerine onunla ilgilenmek için biraraya gelmek durumunda kalırlar. fakat her ikisi de ölümün gerçekliği karşısında dar kafalı ve bencildir. savage ailesi, bilinen ama konuşulmayan bir konuda, yaşlanmanın gerçekleri ve güçlükleri hakkında bir dram.

    http://www.iksv.org/…asp?content=film&sid=12&fid=66

    bu akşam saat 21:30'da emek sinemasında galası gerçekleşecek. diğer gösterimleri ise 12 nisan cumartesi saat 11:00 ve 20 nisan pazar saat 16:00'da.
  • annem: biliyo musun filmin adını?
    ben: biliyorum. savage ailesi.
    annem: hıı.. neymiş konusu?
    ben: işte bi kadınla bi adam babaları bunayınca yıllar sonra bir araya gelmek zorunda kalıyolar. yaşlılıkla ilgili..
    annem: sen üzülürsün şimdi onda.
    ben: evet.
    annem: nerden buluyosun kızın böyle filmleri, neşeli filmlere gitsene.
    ben: ne bliym işte anne, seçmişim öyle.
    annem: üzülme sakın, film onlar.
  • güzel film. karakterler süper.
    yalnız biraz uzun gibi.
  • ilk kez ikibinyedi yılında sundance da gösterime giren amerikan-alman ortak yapımı bir aile draması.drama denildiğine bakmayın, arada küçük tebessümler göstermenize sebep oluyor bu film.

    ilk gösterim tarihinden bu yana bir çok ödül almış, ülkemizde ise istanbul film festivali kapsamında nisan ayında gösterilmiştir.

    oğul jon (philip seymour hoffman), baba lenny (philip bosco) ve kız wendy (laura linney) arasında, babanın yaşının ilerlemesi sebebiyle rahatsızlanıp çocuklarının kanatları altına girmesiyle başlıyor hikaye.

    bir kaç sahnesi dışında buffalo/new york da çekilen filmde olaylar ve diyaloglar; çevre, atmosfer, küçük ama önemli detaylar eşliğinde oldukça başarılı işlenmiş.
    (babanın sun city de yaşaması, ruhunu kaybetmiş bir kış mevsimindeki buffalo)

    ---yorum spoiler içerir---
    ama filmin en can alıcı noktası arabada kızı ve oglu kavga ederken baba savage in, bu kavgayı duymamak için işitme cihazının sesini kısıp, kapşonu çekip, kafasını cama dayayıp mezarlığı seyretmesi içimi parçalamıştır.
    ---yorum spoiler içerir---

    güzel memleketimin her köşesinde yaşlı anaya-babaya saygı ve bakım son derece iyi olduğu için filmdeki gelişmeler karşısında kah üzülüyor, kah gülüyor, yeri geliyor “yaşlılık zor be” diyorsunuz.

    öflemeden, püflemeden geçirilecek iki saat için değer doğrusu. temin ediniz, izleyiniz izletiniz.
  • komedi dramdan öte buram buram dram kokan, oyunculukları olsun, senaryosu olsun film gibi film. kesinlikle izlenmeli.
  • kabının üzerinde 97 dakika yazıyor olsa da 97 dakikadan uzun süren film.

    philip seymour hoffmana zaten bayılıyorum, daha bir bayıldım. adam resmen oynadığı rolu sahipleniyor sanki. kendinizi onun yerine koyup o baba için üzülmeye başlıyorsunuz. hatta babayı kendi babanız gibi görüp ağlamaklı bile olabiliyorsunuz. çok acı.

    film küçük ama vurucu detaylarla doluydu. belki de bu özelliği ile insanı içine çekiyor film.

    --- spoiler ---
    kedinin babanın ayakları büküldüğünde aşağı atlayıp gitmesi ve gece jon savagea gelen telefonda kedinin çıldırdığının söylenmesi, bence kedinin yaklaşan ölümü hissetmesinden kaynaklanıyordu.
    iki kardeş kavga ederken babanın kulaklığının sesini kısması. sadece bakışlardan bile anlıyorsunuz adamın neler hissettiğini, içinde ne pişmanlıklar yaşadığını.
    --- spoiler ---

    laura linneyi hiç beğenmem sırf o donuk bakışlarından dolayı. o donuk hali sonunda oscar adaylığı getirmiş. bravo diyim ne diyim.
  • pek güzel, keyifli 03:24'lük bir kelli ali parçası da olur kendisi.
  • yaşlılık fobisi olan ve buna rağmen hayatının üç yılını alzheimerlı biriyle geçirmiş, ona bakmak zorunda kalmış birisi olarak, ilk bir saati epey zor geçen film. sonrasında yavaş yavaş alışılıyor duruma; o günlerde de buna nasıl yavaş yavaş alışmışsa insan, aynı hislerle.

    aslında film tipik bir aile draması. uzun zamandır görüşmeyen sorunlu aile bireyleri bir sebepten bir araya gelirler ve olaylar o sebep etrafında gelişir durumu yani. fakat oldukça sıcak bir film, çoğu zaman sizi de içine dahil ediyor. hele ki yaşınız 30 ve üzeriyse...

    filmi küçük beklentilerle izlemeye koyulursanız, sonrasında hayatınıza koca bir beğeni daha ekleyerek kalkacağınız kesin gibi.
hesabın var mı? giriş yap