• tv lerimizde yayinlanan abuk filmlerden biri. bu filmde normal kamyonlar yetmezmis gibi uzaktan kumandali el kadar bir kamyonun da birini carpa carpa oldurdugunu gorup dumurdan ikiye yariliriz.
  • an itibariyle kanal 1 de oynayan amerikan tv sinemasının örneklerinden biri.
    korku ve gerilim öğeleri içermesi planlanmış bir film sanırım,lakin kopmadan izlemek mümkün değil.
    7den 70e tüm kamyonların isyan etmesini ele alır filmimiz*.sürücüsüz kamyonlar insanları ordan oraya kovalamakta,köşelerde 3lü 5li sıkıştırmakta,sıkıntılara sokmakta,hatta ve hatta uzaktan kumandalı oyuncak bir kamyon,bir adamı öldürmektedir..oldukça güncel,sosyal içerikli,halka hitabeden bir film...
  • stephen king in "hayaletin garip huyları" isimli kitabının bir öyküsünden uyarlanmış filmdir.
  • sinema tarihine adini teneke harflerle yazdirmis adi ucuz,berbat bir basyapit.film bobini ziyani.stephen king uyarlamasiymis,okumadim bilmiyorum.yalniz bu film hakkinda cok agir konusacagim.ceken adam kimse onu da onume getirin.yahu bir insan bu kadar berbat bir seyi nasil ceker? neden ceker?seksenlerin ucuz video filmlerinden olsa anlayacagim da,doksanlarin sonunda boyle bir film cekmek hangi meczubun isidir?hadi ondan gectim bu filmde rol alan oyuncular ne kadar parasiz kalmistir da bu filmde oynamak zorunda kalmistir?

    iclerine bir sekilde kotu ruh giren bir grup hurda kamyon ve tirin yalnizca kasaba halkina degil izleyene de uyguladigi eziyetin iki saatlik goruntu kaydi olan bu basyapit,korku filmi olmasi gerekirken komedi turune kafadan giris yapmistir.cok degil on sene icinde kult film olacaktir adim gibi eminim.kafa dengi biriyle izlerseniz tosun pasa da gulmediginiz kadar gulebilirsiniz.

    dusuk butceli film diye cogu hurdaliktan toplanmis bir grup kamyonun kasaba meydaninda cember olusturup "vriinnn vrinnnn daaat daaat" seklinde farlarini yakip sondurmesine "kendi aralarinda konusup karar veriyorlar" diyen karakterler mevcut bu filmde.bir oyuncu bunu utanmadan soyluyor efendim.karar vermeye calistiklari konu da surekli ortalikta serserilik etmeleri yuzunden benzinlerinin bitmesi ve elleri kollari olmadigindan kendilerine benzin koymalari icin insanlarla anlasmak istemeleri.saka gibi ama oyle.hatta filmin bir yerinde bastaki kotu tir "vrinnn" diye gaz verip sellektor yapinca kasaba halki kendi arasinda "galiba kizdi" falan diye konusuyor.daha ne diyeyim bilmiyorum.

    eger dunyada baska film kalmazsa mutlaka seyredin,gulmekten yerlere yatacaginiz garanti.
  • söz konusu hikaye 1986'da maximum overdrive adıyla bizzat stephen king tarafından filme çekilmiş ve yeterince kötü bulunmuştur zaten ama bazılarını durduramamış belli ki bu durum. adamlar kötü bir filmi daha kötü bir şekilde tekrar çekmişler.

    bu filmle ilgili tek teselli tv filmi olarak çekilmiş olmasıdır, sinemalarda kalabalık yapmamış neyse ki.
  • 1999 yazı...
    işe güce fazlaca daldığımı ve televizyon izlemek dahil sosyal yaşamımı fazlasıyla ihmal ettiğimin farkına vardığım bir geceydi.
    bu gece ne filmi denk gelirse gelsin izleyeceğim sonuna kadar deyip televiyon başına oturmuştum. bilin bakalım hangi film oynuyordu. filmin yarısında saçmalıktan kusacagım gelmişti ama inat olsun sosyalleşmeye ilk adımdır deyip sonuna kadar izlemiştim. ıyk. ismini bile duyunca tüylerimden diken diken mi oluyorum ne.
  • gary numan'ın cars'ının j dilla tarafından neredeyse yeniden düzenlenmiş, uygun ortamlara hazırlanmış hali.

    buradan dinleniyor.
  • bir film bu kadar kötü olabilir.
    sırf stephen king den uyarlama diye izledim ama bin pişman oldum zaten oyuncak kamyonun postacıyı öldürdüğü yerde izlemeyi bıraktım.
    kitabını okusak belki bir şeye benzer ama film bu kadar kötü yapılamaz yahu.
    kimsenin aklına lastikleri patlatmak veya yakıt deposunu veya radyatörü delmek gelmiyor mu?
    kesinlikle izlemeyin size hayatınızdan 2 saat bahşediyorum ben yandım siz yanmayın.
  • 1997 yılından stephen king'in aynı adli hikayesinden uyarlanmış, çekilmez olasıcaymış dedirten, sözüm ona korku ve gerilim türü sinema filmi.
    tekinsiz, kuş uçmaz kervan geçmez bir kasabaya yolu düşen bir kaç yabancı insan, "başımıza iş açalım, buralarda öldürülelim de atraksiyon olsun" mantığı ile kasabada geçici süreliğine ikamet etmektedirler. yol üstünden geçen kamyonculardan başka da kasabada çok insan yaşamamaktadır.

    işte böyle iken kamyonlar tuhaf hareketler yapmaya başlarlar. şoförler kamyonların hakimiyetini kaybeder. kamyonlar şoförleri ve diğer insanları ezer öldürürler, kaza yaparlar falan. bir grup aklı evvel de nedense, "dışarda kamyonlar adam öldürüyor" diye kasabada konaklama yerlerinde mahsur kalırlar. insanın izlerken "ulan kamyon bu köpek mi de korkudan saklanıp, uzaklaşıncaya kadar ortaya çıkmıyorsunuz" diyesi gelir.
    film o kadar absürttür ki korku ve gerilim türü adı altında dünyanın en komik salaklıklarını kameraya çekip ibreti alem olsun diye, insanların yüzleri gülsün diye bilerek yapıldığını düşünürsünüz.
    mesela bir sahnede uzaktan kumandalı bebek ayakkabısı kadar bir kamyon, çarpa çarpa bir adamı öldürür.
    bir sahnede dalgıç tulumu ya da astronot kıyafeti gibi bir şişme kıyafeti kamyon, kopresörle şişirir, tulumun içinde adam olmamasına rağmen tulum birden cana gelip yanda duran ve ne amaçla durduğunu bilmediğiniz bir baltayla yaradana sığınıp, şöföre bir vurur ki adamcağız ölür.
    bir sahnesinde de bu kulaklar, korku dolu gözlerle ve gayet tedirgin bir suratla oldukça ciddi şekilde iki adamın aralarındaki bir diyaloğuna şahit olmuştur;
    - bu kamyonlar katil. bizlerin dışarı çıkmasını bekliyorlar.
    - eğer bu kamyonlar bir şekilde akıllandılarsa ve akıllarını kullanabiliyorlarsa, bir gün dünyadaki tüm insanlığı kendi köleleri yapabilirler.

    işte bu diyalogtan sonrasını, içimin geçtiği ve kendimi kaybettiğim için hatırlamamaktayımdır.
    bunu yazanın da, sinema filmi yapanın da, iki cihanda da yakaları ellerimdedir. bunların yatacak yerleri yoktur.
hesabın var mı? giriş yap