• turkuaz renkte hexagon (alti köseli poligon) fasli günes
  • acıyan yerlerime tütün basan boards of canada şarkısı.
    bir balığın kalbindeki çırpınışı bile duyabilirim bu şarkıyı dinlerken.
  • acayip bir sarki, hayatin acayipligi gibi bir sey. sasirip kaliniyor guzelligine. uzun uzun dinlenebiliyor, incelenebiliyor hayret icinde. hayati bastan ogreniyormus gibi.
    isminde turklerden cikmis bir seyin olmasi* gurur veriyor insana.
  • sağımda boydan boya denizi gören bir pencere var, rapor yazıyorum, kahve içiyorum, pencereden temiz hava ve inceden insan sesi geliyor, gök grimsi ve turquoise hexagon sun giriyor kalitesiz notebook hoparlörlerinden... tümünden üstün, tümünden güçlü, ekrana bakan kafa bu vurguyu işlemekte yetersiz kalıyor, kalacak, kalsın da... oysa pencere hapsedemiyor manzarayı, insan sesleri dağınık ve saçma, koku, moku hava ise beyne bir girer bir çıkar. boards of canada iyidir, music has the right to children güçlüdür.
  • bu parçayı ilk dinleyişimi çok net hatırlıyorum. vakit akşamüstü. bilgisayar ekranı açık, midemde abur cubur birikintisi, last fm'de zaman öldürüyorum. tepki: "ne lan bu? insanlar böyle abuk subuk şeyleri mi dinliyor?".

    aylar sonra parçayı ikinci dinleyişim. vakit sabaha karşı. gözlerim pörtlemiş, baş ağrım var, uyuyamıyorum. kafamı uyuşturacak bir şeylere ihtiyacım var. tepki: "oha tam da aradığım şey buymuş meğersem. hangi kafayla yapmışlar bu parçayı? bu parçayı nasıl tanımlardım acaba? yok, tanımlayamazdım sanıyorum."
  • bulutların üstünde zamanın ötesinde bir boc parçası! parça ki ne parça! boc'un altın dolu elektronik gerdanından nadide bir parça.
  • kaos. sosyalleşmenin ve kahkahaların, zevk ah'larına karıştığı, gittikçe çöküşe ve deliliğe kurban edilen biri. ensesinde sürekli kendini yiyip bitirmek için dolanan bir şeylerin geriliminden, tüm gücünü yitiren bir hayatın sesi.
hesabın var mı? giriş yap