*

  • bazılarının inşallah kelimesi yerine kullnadığı kelime. (bkz: inşallah yerine umarım demek)
  • daha da ileri gitmek isteyenler için (bkz: inşallah amindir)
  • birinci tekil şahsın amini...
  • çareyim. iddialıdır bu nedenle.
  • geniş zamanlarda yaşayan insanın arka fonda yaptığı şeyi anlattığı, her türlü çekimi yapılmış cümle.
  • "korkarim" var bir de, umarim esantiyonu. arada hortluyor (hortlamak onun isi). "korkarim bu kis cok sert gececek." korkarim ne la? dublajdan mi firladin? zaman da genis ha. kacarim.
  • dünden bugüne, bugünden yarına kullanımı arttıkça etkisi azalan.

    babadan oğula, anadan kızına geçe geçe, genlerimize kadar işlemiş adeta; her cümleye "umarım" diye başlamak.
    gerçekten ummak mı? onu kim kaybetti ki, biz bulalım?
  • umarsın tabii amına koyim. ummazsan inşallah diyeceksin çünkü... inşallah dersen de müslüman zanneder arap dostların.

    yahu, garip ülkeyiz harbiden. tanrıya manrıya inanmayan adam umarım diyormuş, ne desinmiş. umma amına koyim! kimden umuyorsun ki? ha, ben de makarnaya ketçap sıkmam, zaten sıkınca "fışırtt" diye ses yapar kesin; sıçan adam efekti duyunca midem kalkar; o ayrı mevzu.

    klavye delikanlısı gibi oturup doğru konuşalım: ben insan sevmem. selam-melam işim olmaz. tanımadığım adamın dükkanına girerken selamun aleyküm mü desem, merhabalar monşer mi desem diye ikircikli tavırlarlarla... (tam bu esnada kemik gözlüğüm düşer...) öhöm ne diyorduk? ha, anasını siktiğimin kuralcı tekelcisi akşam 10'dan sonra bira satmıyormuş! "işler nasıl be müdür?" desem ne olur artık sana: "umarım işleriniz iyidir" desem ne? ...veyahut selamun aleyküm diye tesbih sallasam 37 ekran televizyonun kumandası kadar yer tutabilecek sikik tezgahında. sanmam. ummam da amk.

    vay tanrısızmış da tanrılı gibi konuşmaya itiliyormuş, mahalle baskısı görüyormuş. ulan, mahalle ne? benim mahallem yok mesela. sokağın başındaki binayla, new york aynı uzaklıkta bana. las vegas'taki casino'lara da girmemişim; arkadaki apartmanın kömürlüğüne de. "komşuluk bitmiş"miş. komşuluk ne olm? selam verdiğinde almadı diye arkasından laf ettiğin adamın mesleği mi? yemin ediyorum garipsiniz.

    "...ama toplumlar belirli kurallarla ve tahammül eşikleriyle bağlarını sıklaştırabilirler ancak." mı dedin? toplum ne olm? teyzenlerle/dayınlarla toplanıp çay içtiğin odalar mı? sokakta bir adam kaza geçirdiğinde, fotoğrafını çekmiştin, akşam da kahvedeki çocuklara göstermiştin: "-lan bugün ne oldu amına koyim?" diye söze girerek. dayınların çayını, tanımadığın adamdan üstün tutmuştun? o muydu lan toplum algısı?

    yoo dostum yoo. o kadar gereksiz ayrıntılarla uğraşıyorsun ki hayatta; sonradan olma sarı sakallı esnaf bile haline gülüyordur eminim. insanları sevmemeyi ve siklememeyi öğrenmen ivedilikle icap ediyor. becerebilirsin sen de, umarım. çünkü yalnız canım sıkılıyor; yanıma adam arıyorum. solo test oynarken, piyonları başkası hareket ettirsin, yine hep ben gerizekalı çıkayım istiyorum. umarım başarırsın, yok lan ummam.
  • ateist "inşallah"ı.
hesabın var mı? giriş yap