• 2006 yapımı, yönetmenliğini hae-sung song'un yaptığı, yaşanmış kötü çocuklukların doğurduğu boktanlaşan hayata dayanamayıp kişilerde temel arzu haline gelen ölme isteği ile bağışlanma ertesi hayata bağlanma gibi konuların işlendiği ve sonuna doğru insanda ağlama isteği uyandıran iyi olmayan sonlu, hıristiyanlık temalı kore filmi.

    (bkz: urideul-ui haengbok-han shigan)
  • hayatın ne kadar boktan olduğunu anlatan film. insan dünyaya lanet ediyor.
  • dong won kang ve lee na-young'un başrollerini paylaştıkları buram buram hristiyanlık kokan güney kore filmi. misyonerlik kısmını bir tarafa bırakırsak eğer, birbirinden berbat hayata sahip iki insanın birbirlerini rehabilite edişleri güzel anlatılıyor.

    lee na-young abla harika bir oyunculuk sergilemiş. kendisini bir de bir kim ki duk filmi olan bi mong'da izlemiştim. çok fotojenik çok asil bir suratı var.
  • hayatımda en çok ağladığım film.seneler önce izlediğimde bağıra bağıra ağlamış ertesi sabah boğazımda kocaman bir yumruyla uyanmıştım.sonrasında yatak döşek yattım bir süre öyle sarsıcı olmuştu
    karakterlerin o halleri,hikayeleri ve birbirlerinin o kısacık sürede dert ortağı olmaları* ...
    izleyin,izlettirin
    en sevdiğim repliğiyle noktalayayım
    -rahip kim, hiç bir mucizeye tanık oldunuz mu?
    -bir balığın insan şeklini alması sihirdir mucize değil.farklı bir insan olmak mucizedir.
  • özgün ve hayatın içinden senaryo deyince aklıma ilk gelen ülkelerden biridir, güney kore. sinema yazarları epey yaratıcı bir hayal dünyası ve realistliğe sahip olsa gerek. buna iran ve ispanya'yı da dahil edebiliriz.

    filme gelecek olursak; filmi beğenip beğenmemekten ziyade, salt sonuna dek izleme isteği ile doldum. öyle ki acaba sonu ne olacak ve merak ede ede; o duru, saf, dingin filmi bitirdim. ve bir bakmışım ki filmin bizzat içinde duyguları yaşar olmuşum. yapbozlar birleştikçe de çok beğendim bu filmi diyebilirim.

    --- spoiler ---
    öyle bir film ki; uçlarda yaşayan ve ölümü arzulayan iki genç. o gençler ki bir şekilde birbirini bulunca; o çok istedikleri ölümden de vazgeçerler. bu sefer başlar hayata tutunma arzusu. ama işte artık iş işten geçmiştir. o eşik aşılmış, geri dönüşü olmayan bir yola girilmiştir de artık tutunacak dal dahi kalmamıştır.

    hayat da bir yönüyle öyle değil midir zaten? tam istediğimiz ve o ideal olan şeye ulaştığımız an ile elimizden kayıp gitmesi bir an oluyor. "evet ya ben buldum!" dediğin an, bir bakıyorsun ki kaybetme zamanın başlangıcı geliyor ardından. ah ne acı!

    bir idam mahkumu düşünün ki arkadaş kurbanı olmuş ve itiraz dahi etmemiş. hakkını savunmamış. dolayısıyla suçluluk psikolojisine kendisini büründürüyor ve müstehak olarak görüyor bunu. kötü aile geçmişi ve travmatik olaylara da zaten gebe. üstüne yoksulluk ve kimsesizlikten ötürü ölen kardeşinin ölümünü dahi kendine biçiyor. sonuç itibariyle ölümü de arzular hale geliyor.

    diğer yandan yine ailesi ile araları kötü olan bir akademisyen var. onun da geçmişi travmatik olaylarla dolu ve bunların gün geçtikten birikmesinden ve derinleşmesinden mütevellit, bu da kendisini atıyor ölümün kollarına. 3 kez intihar girişiminde bulunan akademisyen o çok arzuladığı ölümü elde edemiyor. travmatik olaylara maruz kalmasının en büyük öğesi de ailedir. ah şu aileler, ya destek olun, ya nötr ya da yok! varsa yoksa köstek olunacak ve bir darbe de siz çocuklarınıza vuracaksanız, eksik kalsın!

    olayın gelişme kısmına geldiğimizde; hayattan bağını koparmış bu bireyler birkaç görüşme sağlıyor ve bütün düşünceleri %180° değişiyor. artık hayata tutunacak nedeni birbirlerinde buluyorlar. onlar sohbet ederken gardiyan gibi bir köşede onları izliyor, onlar gülerken siz de gülüyor, onlar ağlarken siz de ağlıyorsunuz. öyle ki yönetmen kamera açılarını özellikle bunu gerçekleştirmek için yapmış olsa gerek.

    sonuca geliyoruz ve; hüsran. bir umut idam mahkumu aşık, kurtulacak sanıyorsunuz ama yok. dedim ya artık geri dönüşü olmayan bir noktaya gelmişlerdi. hele de o son sahne insanı çok derinden etkiliyor. kaldı ki bu ve buna benzer gerçek olaylar üzerinden nice aşk-hayat-acı sarmalından geçilen yaşanmışlıklar var, biliyorum.
    --- spoiler ---

    yazılıp çizilecek çok şey; ama anlatabilecek bir dil yok...

    edit: imla
  • film intihara meyilli defalarca teşebbüsde bulunmuş bir kadının bu eğilimini kontrol altına almak adına teyzesi tarafından bir idam mahkumuyla görüşmeye mecbur bırakılması ve başta her ikisinin de itirazına rağmen neticesinde aralarında doğan arkadaşlığı konu almaktadır..

    2006 güney kore imdb 7.4
hesabın var mı? giriş yap