• bu zamana kadar hakkında entry yazılmamasına şaştığım, rusça ve rusya'nın en büyük yazarlarından biri. yaşam ve yazgı'nın türkçeye çevrilmesi ile birlikte daha çok tanınmaya başlayacaktır.
  • radikal'de yer alan kendisi ile ilgili bir haber için : yaşam özgürlüktür
  • stalin döneminin pisliklerini çok güzel yaşatan yazar,

    doğan tarkan'ın hakkındaki yazısı,

    http://marksist.org/…ey-gecip-gider-vasili-grossman
  • berdiveç, babi yar, maidan
    soykırım’ın icrası kadar üstünün örtülmesi, delillerinin saklanması ve inkârı da büyük bir hakikattir. hiçbir soykırım, yapıcılarının dürüstçe kabul etmesine tanık olmamıştır. soykırımın tarihte hiçbir yerde ve hiçbir zaman, hiçbir tarihsel, ideolojik, politik, ahlaki, açıklaması veya “gerekçesi” yoktur. başta mağdurları olmak üzere her yerde vicdanlı insanlığın çabalarıyla soykırım açığa çıkarılmıştır.

    1943’te stalingrad’da almanların teslim olmasıyla ukrayna’ya giren kızıl ordu birlikleri ezici kısmı yahudi olan 100 bin kişinin katledildiği babi yar katliamını öğrendi. kısa süre sonra da berdiveç’te 30 bin yahudi’nin öldürüldüğü haberi kulaktan kulağa yayıldı. kızıl ordu askerleri arasında yer alan vasili grossman, “isimsiz bir şehirde” yahudilerin katledilmesini anlatan “yaşlı öğretmen” ve “ölenlere bir ağıt” olan “yahudisiz ukrayna”yı yazdı. bu iki öykü, bütün dillerde yayımlanan ilk soykırım metinleri olarak gösterilmiştir.

    soykırım’ın başlangıcı olarak ukrayna ve polonya treblinka katliamlarını araştıran grossman, iki öyküden sonra büyük bir ahlak ve cesaret örneği sergileyerek yazdığı “treblinka cehennemi” adlı makalede, nazilerin izleri tüm yok etme çabalarına karşın hayatta kalan 40 kişiyle ve bölgedeki köylülerle görüşerek gerçeği ortaya çıkarmayı başarmıştır.

    grossman, stalin yönetimindeki sovyetler birliği’ne de eleştiri yöneltmekten kaçınmadığı eserlerinde kısmen “kendi hikâyesini” de anlatmıştır. annesi berdiveç’te yaşayan grossman, naziler ukrayna’yı işgal etmeden önce onu yaşadığı şehirden çıkarmayı başaramamıştır. ölümünden sonra evrakları arasında bulunan ve annesinin ölümünün dokuzuncu ve yirminci yıldönümlerinde yazdığı iki mektupta annesine dair kederli ifadeler vardır. fotoğrafların birinde grossman çocukken annesiyle birliktedir, ölü bir ss subayından alınan ötekinde ise büyük bir çukurun içindeki yüzlerce çıplak kadın görünmektedir. bunlar babi yar’da tarandıktan sonra uçuruma atılan yahudi kadınlar olabilir.

    grossman’ın dev romanında yer alan, anna semyonovna’nın oğluna yazdığı ve gettodan çıkartmayı başardığı mektup ukrayna yahudileri için yazılmış en iyi ağıttır. anna’nın mektubu, “7 temmuz’da almanlar kente zorla girdiler, uzaktan bir silah sesi geldi, sonra parktan koşarak insanlar geçti, birden bir tank gördüm ve biri ‘almanlar geldi’ diye bağırdı, sabaha karşı uykuya daldım, uyandığımda kendi odamda kendi yatağımdaydım, ama kendimi gurbette, terk edilmiş, yapayalnız hissettim, sovyet yönetimi yıllarında unuttuğum bir şeyi, yahudi olduğumu bana o sabah tekrar anımsattılar, almanlar kamyonla gelmişler, ‘juden kaputt!’ diye bağırıyorlar, daha sonra bunu bazı komşularım da bana anımsattılar, kapıcının karısı pencerenin altında duruyor ve komşu kadınlardan birine ‘tanrıya şükür, yahudilerin sonu geldi!’ diyordu, komşularımdan dul bir kadın –oğluna hep ben bakardım- akşam bana uğradı ve ‘sizden akşama kadar odanızı boşaltmanızı istiyorum, odanızı ben alacağım’ dedi, yahudi hekim olduğum için poliklinikten atıldım, çalıştığım ayın parasını istediğimde, görevli ‘siz sovyet yönetiminde çalıştığınıza göre paranızı stalin ödesin, moskova’ya yazın’ dedi, hastabakıcı marusya beni kucakladı ve ‘tanrım size ne olacak, başınıza neler gelecek?’ diye sessizce ağlamaya başladı, pek çok kişi beni şaşırttı, örneğin yaşlı bir pedagog –her zaman seni sorardı- senin için ‘o bizim gururumuz’ derdi, o uğursuz günlerde beni gördü, başını çevirdi, selam vermedi, bana sonradan anlattılar, komutanlıktaki toplantıda, ‘hava temizlendi, sarımsak kokmuyor artık’ demiş, o toplantıya gitmeyenler de oldu, daha sonra ‘tüm yahudiler 15 temmuz’a kadar eski kent semtine taşınacak, reddedenler kurşuna dizilecek’ ilanı yapıldı, evle, bahçeyle vedalaştım, bir ağacın altında oturdum, komşularla vedalaştım, iki komşu kadın benim yanımda sandalyeleri, masayı kim alacak diye kavga ediyorlardı, ben onlarla vedalaşıyordum, sonra ağlamaya başladılar, köpek tobik beni duygulandırdı, son akşam bana sanki özel bir yakınlık gösterdi, eğer gelirsen yaşlı bir yahudi kadına iyi davrandığı için ona yemek ver..” dokunaklı sözleriyle devam eder.

    “yeraltındaki ölüler” adına konuşan vasili grosmann’ın “yirminci yüzyılın savaş ve barış’ı” olarak da nitelenen büyük eseri “yaşam ve yazgı” yayınlanalı yarım yüzyıl çoktan doldu. yahudi soykırımı’nın üstünden ise neredeyse 75 yıl geçti. maidan meydanı’nı dolduran “yeni devrimcilerin”, ellerinde tek saplı çift balta taşımaları, rusça ve diğer dilleri yasaklamaları, komünist ve bölgeler partisi’ne gösterdikleri tahammülsüzlük ve koyu yahudi düşmanı bir ideolojiye sahip olmaları nedeniyle ukrayna’dan “yahudi göçü” başladığı haberleri geliyor. dileriz ki, emperyalist ülkelerin aktüel dalaş ve kapışma alanı ukrayna “yeniden” yahudi veya başka halkların katliamlarına, pogroma ve sürgünlere sahne olmasın. “yeni anna semyonovnalar” bir daha görülmesin. (hüseyin aygün, birgün, 6.3.2014)
  • rus yazar. kendisi stalin öldükten sonra eseri yaşam ve yazgının basılabileceğini düşünmüş fakat gerçek bu şekilde tecelli etmemiş, kgb müsveddelerden daktilo şeritlerine kadar elinde ne var ne yoksa el koymuştur. yazarını değil ancak eserini mahkum etmiştir yetkililer. bununla da yetinilmemiş dönemin politbüro başkanı mikhail suslov tarafından eserin basımının 300 yıldan fazla beklenmesi gerektiği deklare edilmiştir. fakat tarih bu şekilde akmamış eserin iki nüshası gizlice ülkeden kaçırılmış ve günümüze kadar ulaşmıştır. eseriyle kendi kaderi arasında manidar bir tezatlık görülen bir yazardır grossman.

    (bkz: yaşam ve yazgı)
  • alman işgali başladığında vasili grossman'ın annesi ukrayna'da, berdiçev'de bulunuyordu. naziler hızla rusya içlerine doğru ilerlemekteydi. vasili grossman tehlikede olan annesini moskova'ya getirmek istemişti. ama karısı buna engel oldu. evleri küçük olduğu gerekçesiyle istemedi. bu arada vasili'nin annesinin ilgilenmek zorunda olduğu engelli bir yeğeni vardı. moskova'ya gelirse onu da getirmek zorundaydı. "benden başka kimsesi olmayan yeğenim olmadan şuradan şuraya gitmem" diyen annesiyle "ev zaten küçük, bize yetmiyor" diyen karısı arasında kalan vasili hayatının en büyük hatasını yaptı ve karısını tercih etti, kısa bir süre sonra naziler berdiçev'e girdiler ve diğer yahudilerle birlikte vasili'nin annesini de katlettiler. etme bulma dünyası ya da karma bu andan sonra devreye girdi. vasili'nin karısının vasili'den olmayan oğlu mişa, kısa bir süre sonra savaşta öldürüldü.
  • holodomor katliamı üzerine yazdıkları:

    "her aç insanın ölümünün kendine göre olduğunu da düşünüyorum. bir evde savaş oluyor, insanlar birbirlerini gözlüyorlar, birbirlerinin elindeki yiyecek kırıntılarını zorlla alıyorlar. kadın kocasına, koca karısına karşı. anne, çocuklarından nefret ediyor. öbür evde ise sarsılmaz bir sevgi var. böyle dört çocuklu bir ev biliyordum. anne dilini döndürecek gücü olmadığı halde aç olduklarını unutmaları için dört çocuğuna masal anlatıyordu, boşken bile kollarını kaldıracak gücü olmadığı halde çocuklarını kucağına alıyordu. içindeki sevgi yaşıyordu. insanlar, nefretin olduğu yerde ölümün çabuk geldiğini fark ediyorlardı. sevgi de hiç kimseyi kurtaramadı, bütün köy yerde yatıyordu. tek bir canlı kalmadı."

    http://sturmfuhrer89.tumblr.com/…grossmandan-sovyet
  • 1941-1945 yılları arasında kızıl orduya savaş muhabiri olarak katılmış ve ikinci cihan harbinin en kanlı cephelerinde bulunmuş sovyet yazar-gazeteci. antony beevor'un bu röportajlardan ve grossman'ın mektuplarından derleyerek oluşturduğu "savaşta bir yazar" adında enfes bir kitabı vardır.
hesabın var mı? giriş yap