• gadamer'in başyapıtı. bize gelmez, hermeneutik filan.
  • hakikat ve yöntem (gerçek ve yöntem) demenin almancası
  • bugün çevirisinin çıktığını gördüğüm kitap paradigma yayınlarından, daha doğrusu birinci cildinin. öncelikle yoğun bir emekle çıktığına şüphe yok, ilk olarak teşekkür etmeliyiz ama öylesine çeviri saçmalıkları var ki, bu teşekkür ve sevinç boğazımızda kalıyor. yani yorumbilgisi demiyorsun tamam, hani öztürkçeleştirmenin karşısındasın anlıyorum, ama hermeneutik demek varken acayip bir şekilde özsaçmalayarak hermenoytık (okunduğu şekliyle) demenin ve bunu türkiye'de ilk kez yapıyoruz gibi bir övgüyle ortaya atmanın ne anlamı var ki? bunun gibi onlarca saçmalık var, orjinaliyle bırakıyorsan hiç çevirme kavramları, direk almanca bas kitabı...
  • gadamerin doğru bir yorumun evrensel bir kriteri olabileceği düşüncesini reddettiği hermeneutik çalışması. şöyleki;

    "nasıl ki varlığın ve dünyanın tezahürü olarak hakikat, bizim kontrolümüzün dışında kalıp yöntemlerimizi aşıyorsa, aynı şekilde bir metnin anlam ve hakikati de bizim kriterlerimizi aşar."

    demiştir. bunun gerekçesinide şöyle izah etmiştir:

    "metnin hakikati (anlam, temsil ettiği varlık) tezahür ettiğinde yorumun doğruluğu anlaşılabildiğinden ve metnin birden çok hakikati bildirmesi söz konusu olabildiğinden, bir metnin bildirdiği hakikat ile doğru yorum arasını ayıracak evrensel bir kriter olamaz: bir metnin farklı yorumlar aracılığıyla ortaya çıkan hakikatleri (anlamlar) karşısında tek bir doğru yorumu ortaya çıkarmayı amaçlayan evrensel yorum kriteri oldukça sınırlayıcıdır ve dini. sosyal ve siyasi alanlarda despotizme ve diktatörlüğe kapı aralar."
  • paradigma yayınlarından 2008 yılında çıkan ilk baskısı baz alındığında çeviride bazı sıkıntılar göze çarpıyor * *. özellikle hermeneutik veya hermenötik olarak dilimize yerleşmiş çok temel bir kavramı hermenoytik olarak anlaşılmasına rağmen çok talihsiz olmuş. onun dışında da birçok kavram bu 'türkçeleştirme' çabası ve çeviri kazası ile okurken insanın gözüne gözüne batarak okumayı zorlaştırabiliyor. ama elbette böyle temel bir eserin dilimize katılmış olması her daim sevindirici.
    birinci cildinde 'hümanizmin temel kavramları' başlığında incelenen 'yargı yetisi' başlığında özellikle kant'ın yaklaşımı ile de harmanlanarak yargı yetisine ve onun çevresindeki yaklaşımlar dikkat çekici;

    --- spoiler ---

    'aptal insan ile duyarlı insan arasındaki fark, aptal insanın yargıdan yoksun olmasıdır- yani onun öğrendiği ve bildiği şeyleri doğru şekilde sınıflandırarak doğru şekilde uygulayamamasıdır.' (s. 41-42)

    'bu yüzden o soyut bir şey olarak öğretilemez, yalnızca durumdan duruma uygulanabilir ve dolayısıyla duyular benzeri bir yetiden daha fazla bir şeydir. o, öğrenilemeyen bir şeydir; çünkü, kavramardan hareketle yapılacak hiçbir ispatlama kuralların uygulanmasıa kılavuzluk edemez.' (s. 42)

    'mesele, evrensel olanın uygulanması değil, içsel tutarlılıktır.' (s. 43)

    'sağduyu/ akl-ı selim kendisini öncelikle doğru ile yanlış, makul ile makul olmayan konusunda yargılarda bulunurken sergiler. sağlam yargıda bulunan kişi, bununla tikelleri evrensel bakış açılarına göre değerlendirebilen kişi değildir, tam tersine o sahiden önemli/ anlamlı olan şeyi bilir, başka bir söyleyişle şeylere doğru, sağlıklı ve sağlam görüş açılarından bakar.' (s.43-44)
    --- spoiler ---
  • paradigma yayınlarından çıkan çevirinin iki cildi de tükenmiş. sahaflar fahiş fiyat istiyor. derken öylesine girdiğim bir kitapçıda ciltli kapak 2. cildini gördüm, inanılmaz! hazine bulmuş gibi hemen aldım. sevinsem mi? böyle büyük bir eserin ülkede rağbet gormemesine üzülsem mi bilemedim. neden böyleyiz? ne kadar sürecek hakikate kapalılık? şimdi değilde ne zaman gerçekten düşünmeye başlayacağız? varsın olsun ne yapalım, eser bunları yazarken tam karşımda; büyük bir keyif ve heyecanla bakıyorum ona.
  • tarihsel/zamansal bilince sahip olan insan "nurdannwirdesnichtdem phantomeines historischen objek-resnachjagen, das gegenstand fortschreitender forschungist, sondern wird ın dem objektdas anderedes eigenen und damitdas einewiedas andere erkennen." aydınlanmanın ilerlemeci, indirgeyici objektiflik sanısına kapılmayacak ötekinin de kendisine özdeş ve zamansal (zamansal dasein bkz. heidegger) olduğunun ayırdına varacak onu (başkasını) ve kendini anlayacaktır. wahrheit und methode s305
  • şimdi bu adam kitabında; söyleşiyi retorik, şiiri poetik ve yorumu diyalektik olarak ayırmış ya! bunu yaparak iyi bir şey yapmış. anlam bütünlüğünü anlatmış işte daha ne yapsın? gizemli şeylerden hoşlanıyorsan ve dünyaya form vermek istiyorsan kant oku be kardeşim.(o kadar etkileşimden uzak şeyler hakkında yazmaya ve okumaya başladım ki patetik bir şekilde kendi kendimle konuşuyorum, insanın gündemi kendinin belirlemesi hoş ama acı verici, acilen toplumsallasmalı. ibadet falan mı yapsam acaba )
hesabın var mı? giriş yap