• 2018 film ekimi ile ülkemize gelecek filmdir. 17 ağustos'ta abd'de gösterime girmiştir.
    yönetmen jeremiah zagar.
    roman uyarlaması, izleyelim görelim.

    ben de gidip izleyeceğim, sonrasında yine görüşüceğiz tabii. buraların değerlenmesini umuyorum...
  • 2018'de çıkan en özgün ve şahsi fikrim, birkaç haftadır seyrettiğim en içi dolu yapım. kitabını okumadığımdan bağımsız bakışımı koruyabildim ve duygusal olarak etkilendim.

    özetim: toplum tarafından "yanlış" görülmek hiç sorun değil, yanlış olmak çok güzel.
  • --- spoiler ---

    son sahnede ana karakter olan çocuğun ve asla 10 yaşında olamayacak olan çocuğun, yani; 9+1 olabilir ama 10 olamaz denilen çocuğun (çünkü 10 yaşındaki çocuklarla ilgili bir diyalog var filmde), hep annesinin bebeği olarak kalacağı söylenen çocuğun resimlerini çöpten alıp kuş olup gidercesine uzaklaşması beni etkileyen nokta oldu.
    kendi düşüncelerini, daha yeni yeni oluşan değerlerini, hislerini, duygularını aktardığı kağıtları çöpten toplayarak gitmesi çok derindi.

    filmin isminin türkçeye çevrilmiş hali "biz hayvanken" olarak sunulmuş. bu ismin tercih edilmesi bende filmin konusu bağlamında şu düşünceyi oluşturdu: biz hayvanken çok daha saf duygularla hareket eder yargılamazdık birbirimizi. yargılamaya başladık o zaman artık başka bir canlıya dönüştük. yani biz hayvanken (toplum tarafından şekillendirilmemiş birer çocukken) çok daha kabul ediciydik birbirimizi.
    filmin ismi bende bu fikri oluşturdu. ve afişi gibi isminin de orijinalliği ile sevgimi kazandı.

    --- spoiler ---
  • hakettiği ilgiyi henüz görmemiş bağımsız bir 2018 yapımı film. güzel bir büyüme hikayesi.
  • teknik olarak yaratılan atmosferdeki doğal ses kullanımı ve yavaş zoom hareketleri seyircinin odağını diri tutmada oldukça başarılı uygulanmış.

    hikaye olarak ise; sanki ebedi bir çürük nesnenin içinde hapsolmuşlar ve çevrelerindeki yıkıma karşı bir çeşit afazilik gerçekleştirmişler gibi. çürük ile olan karşılaşmalarında ya görmezden gelmeyi ya da refleksif bir şekilde sahte ambiyanslar yaratarak gizleme çabasını tercih ediyorlar (genelde avuçlarındaki ekran ile). bu set çekme durumu aile içi ilişkilere de fazlasıyla dikte ettirmiş kendisini. şahsi, rahatsızlık verici konuları konuşmak istemeleri ama çekingenliklerinin baskınlığı ile kestirip atmanın konuşmadan daha kolay olacağını düşünüyorlar. sonuç itibariyle paylaşamamanın öfkesi ile çorak bir döngüde kısılıp kalıyorlar.
hesabın var mı? giriş yap