yara kabuğu

• kanın oksijen birleşince ayrıca kanın pıhtılaşması sağlayan maddelerce oluşan kabukkk...
• küçükken yara iyileştiği zaman yokolduğunu zannettiğim, yokolmayıp kabuğun döküldüğünü, koptuğunu farketmemin üzerinden çok uzun zaman geçmemiş şey
• (bkz: yara) (bkz: kabuk)
• koparmadan önce tırnağın ucuyla oynanması ayrı bir zevktir...
• "kezzab"ın "azab"ına karşı yaranın kuşandığı zırh --
  yaranın dünyayla doğrudan ilişki kurmasını engelleyen ket vurucu
• kucukken yedigim sey.
• vaktinden erken koparılması halinde kalıcı iz bırakabilen kaza anısı..
  kalbimizdeki yara kabukları da öyledir; vaktinden önce "geçti artık" derseniz, koparmaya çalışırsanız.. kanar.. büyür.. oyulur iyice içi.. kabul etmek lazımdır işte, bazı yaralar kalır öyle.. geç kapanır, izleri kalır.. yarayla da kabuğuyla da barışık olmak.. sabır göstermek.. acıya saygı duymak lazımdır bazen.. kabuk düşeceği zamanı kendi bilir çünkü..
• oynadıkça kanayan,
  aşk gibi.
• diz ustunde ve derin bir yaranin kabugu ise catapat kivaminda ele gelen sey.
• .. bağlarken gerilir ve acır,
  yaraları unutulmaz kılmak ister.
  ..uzaklara giderken gerinir ve kaşınır,
  yaraları tatlı hatıralar kılmak ister.
  .. dönerken dudaklarını büzer ve ıslık çalar,
  yaraların izlerini sesli kılmak ister.
  (bkz: yara izi)