yoz

• aynı zamanda bir veya tek anlamına gelir, çağrışımında yalnız da içerilir. yozlaşmak aynı zamanda yalnızlaşmak, tekleşmektir. ve yalnızlaşan hemen her zaman eylemsel olma kapasitesindedir, onun kendi aleyhine bile olsa bu tehlikeyi biz yani bütün veya toplum hissederiz, yalnızları hem yalnızlaştırır, desteklemeyiz, hem fazlasından/eylem patlamasından çekinir, böyle gitmesin artık diye dürtükleriz.
  
  ***
  dönem arkadaşım çapa'da tıp fakültesinin acillerinden birinde -sordum acil cerrahiymiş, olasılıkla alkol zehirlenmesinden gelmiş, sarhoşluğu bir türlü olağana düşmeyip gözlemde tutulan bir hastayı anımsıyor. hastanın ağzı yumulmuyor, sabaha kadar hayali birine 'ayı... ayı... ayı... ayı...' sayıklamakla sövmek arası düzenli olarak saydırıyor. tabii işler azaldığında bir parça kestirebilecek olan kimse ne yatabiliyor ne uyuyabiliyor.
  
  müstahdemlerin birinin canına tak ediyor, yeter ulan nedir senden çektiğimiz` gibisine hastanın suratına veya çenesine ikicik ekleştiriyor/yerleştiriyor. bizim hastanın kendini koruma ve saldırma şansı yok tabii ki, fakat başlıyor yeni bir nakarata:
  "yoz ayı... yoz ayı... yoz ayı... yoz ayı..."
  
  ["teşekkürler, yoz" yoz: şirket tarafından yaltakçı bir hitap şekli olarak tanımlanıp en azından son elli senedir kullanımı yasaklanmış bir tabir. aşağı yukarı ahbap anlamına gelir.] ursula k. le guin - the telling
  
  (ilk giri tarihi: 4.2.2014)
  
  (bkz: yozlaşmış/@ibisile)
  (bkz: yüz ördek ile yoz ördek)
  (bkz: yosmak)