• deme öyle ya kötü oluyor insan
  • paranoyaklık ayrılığa gebedir , şüphe ise her zaman gerçekleri doğurur.
  • "dalından şüphe ettiğin ağacın
    gölgesinde uyumayacaksın!"
  • şu an, eşim beni aldatıyor mu diye soruyorum kendime. ben konuyu anlatayım da ister gülün, ister ağlayın halime.
    eşim iş yerinden (ben de aynı işyerinden emekli oldum ve tanınan da biriyim) bir hanımla arkadaşlık ediyor neredeyse 3 yıldır. hanımefendi hiç evlenmemiş ve yalnız yaşayan birisi. bazen bir grupla, bazen yalnız ikisinin sık sık yemeğe filan gittiklerini duyuyorum eşimden. hanımefendinin iş yerinde mobbinge uğradığı ve eşimin de ona destek olduğunu biliyorum. hatta 5 kişilik bir grupla eşimin memleketine bir geziye de gittiler birlikte. bütün bunları eşim anlatıyor bana. hanımefendinin yalnız olmasına üzüldüğünü sık sık da söyler.

    ben eşimden bütün bunları dinlerken açıkçası aklıma kıskanmak filan gelmedi. ancak evli bir erkekle, yabancı bir hanımın bu kadar sık görüşmesinin doğal karşılanmayacağı konusunda zaman zaman uyardım eşimi. nerdeyse emekliliği gelen bir hanımın kendisine yapılan mobbinge karşı duracak gücü olması gerektiğini, eşimin onun sorunlarıyla bu kadar ilgilenmesinin yanlış anlaşılacağını söyledim. bunu hem eşimi, hem de hanımefendiyi korumak adına yaptım.

    bugün bir dost telefon etti. eh, uzun süredir beklediğim bir telefondu bu zaten. eşimi neredeyse her gün işyerinde aynı hanımefendiyle gördüğünü söyledi. arkadaşı olduğum için bu durumu bilmem gerektiğini düşünmüş. sağolsun, minnettarım ona.

    şimdi eşim beni aldattı mı diye soruyorum kendime. açıkçası işin fiziki yönünün gerçekleştiğine pek ihtimal vermiyorum. eşime güvendiğim için filan değil bu görüşüm, 15 saniyelik performansının neyine güvenip de o işi kalkışacak ki(bu konuda abuk subuk mesaj atmayın, çok fena kırarım. burda dert yanıyoruz samiyetinize güvenip). ama psikolojik olarak hanımefendiye hayran kaldığını ve belki aşık olduğunu düşünüyorum.

    bir dost telefonu da gelince artık bu işe bir son vermek gerekti doğal olarak. haliyle biraz fırça çektim eşime. ama konuyu dönüp dolaştırıp insanların kötü niyetli olduğuna, alttan alttan hanımefendiyle bu arkadaşlığa devam edeceğine getiriyor. tartışmanın tam ortasında aklıma cem yılmaz'ın "kadın ikna etmek için yaratılmıştır" konulu videosu geldi. beni bir gülme aldı. adama seni bir kadınla görmüşler dersen" kim görmüş, kim görmüş, kim söyledi" diyo ya benim koca da aynen öyleydi. tutturdu kim telefon etti diye. benim kocanın hiç kabahati yok, bütün suç telefon edende sanki.

    sonuç itibariyle haklı olduğumu kabul etsede bu arkadaşlık (?) ilişkisini bitirmekten yana olmadığını anladım eşimin. hatta seviyorsan git konuş bence esprisini de yaptım. benimki ne yardan ne serden vazgeçmek niyetinde değil kısacası. bu olay beni kıskandırmıyor, aksine eğlenceli buluyorum durumu. yinede bir şekilde sonlanması gerek değil mi. ya beni ya hanım arkadaşını seçmesi gerekecek. hanım arkadaşını seçerse ne mi yaparım. gider düğününde halay çekerim beee. tey,tey,tey.
  • sap, abaza, karısız heriflerde olmayan histir.
  • yakın zamanda othello sendromu'na yakalanacağınıza delalet eder.

    fakat daha farklı bir pencereden bakacak olursak, aldatmaya meyilli ya da daha önceden ufakta olsa girişimi olmuş insanların karşı tarafı bununla suçlaması daha olası geliyor bana. ben yapıyorsam / benim aklımdan geçiyorsa mutlaka o da yapıyordur / yapmıştır düşüncesi yer edinmeye başlar kişide.

    ha bir de kadınlara aniden gelen bir his vardır ki doğruluk payı %99’lardadır. işte bu histen sonrası çok korkunçlu bir hikaye. insanı deliye çevirir. şizofren olursunuz manyak olursunuz. nerden biliyorsun diye sormayın.
  • bir ilişki içindeyken bu his sizi yakalarsa elinizden geleni yapıp aksi yönde yürümeye çalışıyorsunuz( tabi eğer ilişkiden daha güçlü değilseniz.) ben yaşadım ve gerçeği bilmeden öleceğim sanırım. ve bir anti parantez bence aldatmak sadece bedenle olmaz ( benden başka bir hayal kurduysa ) hayali bile yeter.
hesabın var mı? giriş yap