• bir ilhan berk şiir. acı gibi ritmi aksak :

    yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz
    yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz
    yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği

    seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla
    hızla düğümlenir bulanır su seninle
    körlenir seninle hızla emeğin tarihi

    ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş
    acının uzun uzun yazılan adı.
  • her gunaydin yeryuzu dendiginde gunesi yakanlarin selamidir.
    uzun uzun yavas yavas.
  • ilhan berk için “türkçenin walt whitman’ı” derler, ki her ne kadar bir dilin şairini başka bir dilde aramak pek çok yönden abesle iştigal etmekse de bu deyiş birkaç yönüyle haklı sayılabilir. zira her iki şairin de erken dönemlerinin üslupları ve seçtikleri konular bir hayli paraleldir ve evet, “istanbul” şiirlerinin şairi ilhan berk, “leaves of grass” şiirlerinin şairi walt whitman’ın bir zamanların abd günceli için ifade ettiklerinin bu topraklardaki yaklaşık dengidir, denebilir.

    “acının adı” ise, gözle okuduğumda gözümde, dille okuduğumdaysa kulağımda amerikancanın bir başka şairini, ezra pound’u canlandırıyor. üstelik «acaba ilhan berk hiç ezra pound çalışmış mıdır» diye düşünmem de gerekmiyor zira önce yazko’dan sonra da adam yayınları’ndan çıkan “seçilmiş canto’lar”ı yayına hazırlamış olan ilhan berk, pound’un kantolarının çok sayıdaki türkçe çevirmeni arasında yer alıyor. (örneğin yurdanur salman ile birlikte çevirdikleri “canto l” için tıklayınız.)

    pound’un “usura” adıyla da bilinen “canto xlv” başlıklı şiiri ise ilhan berk’in “acının adı” şiiriyle tanıştığım ilk andan beridir zihnimde hep bir tutum ve söyleyiş arka planı oluşturmaya devam ediyor. şairin tefeciliği ve genel anlamda faizi ele alıp her mısrada adeta bir peygamber edasıyla yerden yere çaldığı şiiri kendi sesinden ne mutlu ki dinlenebiliyor. aynı şekilde ilhan berk’i de kendi şiirini okurken hem dinlemek hem de izlemek yine ne mutlu ki mümkün.

    ilhan berk,
    «seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla»
    diyor;

    ezra pound ise,
    «with usura hath no man a house of good stone»
    (kimsenin halis taştan bir evi olmamıştır faizle)

    ilhan berk,
    «hızla düğümlenir bulanır su seninle»
    diyor;

    ezra pound ise,
    «with usura hath no man a painted paradise on his church wall»
    (kimsenin mabet duvarlarında cennet resimleri olmamıştır faizle)

    ilhan berk,
    «körlenir seninle hızla emeğin tarihi»
    diyor;

    ezra pound ise,
    «with usura is thy bread dry as paper»
    (senin ekmeğin bir kağıt gibi kupkurudur faizle)
  • " acı , beni ikinci bir ten gibi sarmış."

    ölüler böyle sever, charles bukowski
hesabın var mı? giriş yap