• dogu afrika'nin diplomatik baskenti denebilecek bir sehirdir: zira birlesmis milletler'in afrika ofisi, afrika birligi genel merkezi, neredeyse butun dunya ulkelerinin buyukelcilikleri buradadir. bunun ustune ethiopian airlines'in hubi oldugu icin olabildigince dinamik, uluslararasi bir boyutu vardir. diplomatlar duvarlarla cevrili, buyuk bahceli evlerinde, ya da aylik kirasi 1500 dolari gecen kiralari ve 3-4 hizmetlileriyle yasarken, haftasonlari ya da aksamlari luks restoranlarina/barlarina giderken hemen arkalarinda gecekondu mahallesinde evinde suyu ya da elektrigi bile olmayan isciler, esnaflar yasar, tenekeden yapilmis magazalardan alisverislerini yapip gene teneke icindeki kahve/lokantalarinda yemeklerini yerler. klasik bir gelismekte olan ulke adaletsizligi elbette ki dunyanin en hizli gelisen ekonomilerinden birinin baskentini de bu sekilde etkileyecektir.

    bunun otesinde sehir hakkinda bazi bilgiler; bir sene yasadim oradan biliyorum:

    -nufusunun resmi tahmini 3 milyon civarinda olsa da ozellikle son bir kac yil icinde inanilmaz goc alan bu baskentin nufusu su anda en az 5 milyondur derim ben. bu baglamda trafik de gittikce bir sorun olmaya baslasa da nairobi ya da darusselam kadar rezalet boyuta gelmemistir. bunun ana nedenleri cinlilerin yaptigi 4 serit gidis/gelisli bir kac ana arter (mesela bole road/africa avenue - havaalanini sehir merkezine baglayip bir nevi champs elysees ortami yaratan, karsidan karsiya gecmesi trafik isigi ya da alt geciti olmadigi icin aci veren bir yol) ile beraber toplu tasimaya verilen onem, ve araba ithalat vergisinin inanilmaz yuksek olmasi.

    -dunyanin en yuksek baskenti (2355 metre rakim); dolayisiyla geceler sogur, gunduzler mukemmeldir (en fazla 25-26 derece yil boyunca, pek degismiyor).

    -ulasim icin genel olarak minibus ve taksi tercih edilir; belediye otobusleri inanilmaz kaotiktir, bir de burada afrika'nin ilk light rail train sistemi gecen sene itibariyle hizmete girmistir, ancak sadece iki hatti vardir (gene adamlar kisibasina dusen milli gelir 500 dolardan azken sistem kuruyorlar, bir de istanbul'a bak). dolmus hem dil farki (amharic, malum) hem de genel karambolden dolayi genelde sadece yereller tarafindan kullanilsa da bir sene boyunca nerdeyse her gun kullandim, cozdugunuz anda gayet duzgun istediginiz yere gidebilirsiniz. dolmusta tek yon yolculuk yaklasik 2-4 birr arasinda degisir (25-50 kurus arasi yani), olabildigince ucuzdur. taksilerde taksimetre olmadigi icin binmeden once saglam pazarlik yapmaniz gerekir, en kisa mesafe pazarlik sonrasi bile 50-80 birr (7-10 lira) arasi tutar, turist oldugunuz anlasildigi anda saglam kazik atma girisimine girerler malum. klasik turk kafasi pazarligi (fiyati asagi cekip uzaklasma) burada ise yarayacaktir. taksiler bildigin komunist donem ladasi. hem taksiler hem de dolmuslar olabildigince eski (en yenisi 70lerden), mavi/beyaz renktedir.

    -genel olarak yayildikca yayilan bir sehir olmakla beraber birkac ana mahallesi vardir. bir kere kafanizi cevirdiginiz her yerde insaat goreceksiniz, dolayisiyla yesil alan ve kaldirim kavrami pek yok maalesef. ayni zamanda sehrin daglarla cevrilmis olmasindan ve butun arabalarin eski olmasindan oturu genel olarak yurumek cok keyif verici degil. sehrin en "tarihi" kismi piazza kismidir; muzelere ve universiteye yakindir (arat kilo, sidist kilo mahalleleri) - buralarda pek restoran/bar olmasa da genel olarak bu bolgede yurumek size 1970-1980lerde ankara ya da istanbul/harbiye'de yuruyormussunuz havasini verecektir (genis apartmanlar, cakma italyan mimarisi). sehrin su anda genisledigi yerler kazanchis (kazancilar yokusu gibi ama italyancadan geliyor) ve bole mahalleleri; ozellikle bole bir cok diplomat ve yabancinin yasadigi, restoran/barlarin girla gittigi bir mahalledir, hem kazanchis hem de bole'de bir cok restoran, bar, cafe vardir ve kalite acisindan buyuk bir kismi istanbul'un genislemekte olan ilcelerindekini aratmazlar (kadikoy hipsterligi degil, gaziosmanpasa florasan isigi bulacaksiniz cogu zaman yani). sehrin diplomatik kimliginden oturu kose basinda otel vardir, otelleri sevin, internetini kullanin (baska yerde internet bulamayacaksiniz zaten).

    -guvenli bir sehirdir; kimse yolun ortasinda bicak ya da silah cekmez kimseye, cinayet orani nerdeyse sifira yakindir, ama gelir adaletsizligi ciddi bir sorundur. eger arabanizi kullaniyorsaniz kapilarini kilitleyin, yolda yuruyorsaniz ya da taksi/minibusteyseniz degerli esyalariniza sahip cikin. sokakta sakiz satan/para isteyen cocuklara dikkat edin, bos bulduklari anda ellerini cebinize atip kapkaca calisiyorlar; gene de cekinecek bir sey yok, orada yasadigim bir sene boyunca hic bir sorun yasamadim.

    -turistik olarak cok fazla gorecek bir yeri yoktur bu sehrin; genelde etiyopya'yi ziyaret etmek icin gelen insanlar 1-2 gece kalip ulkenin diger turistik yerlerine akarlar, ancak kozmopolitan ve dinamik bir sehirde vakit gecirmek isteyenleri baymayacak bircok atraksiyonu vardir gene de. muzeler (national museum ve ethnographic museum iyidir) ve yukaridaki mahallelerin disinda bir de entoto'ya gidip yuruyus yapmak guzeldir, sehrin hemen disinda okaliptus agacli guzel bir dagdir. ha, bir de, afrika'nin en buyuk pazari/carsisi olan merkato'ya gidip kapali carsi+tahtakale kombinasyonunun etiyopya versiyonunda kafayi yiyebilirsiniz.

    -dogal olarak cok saglam yerel yemek restoranlari vardir (mesela kategna, habesha 2000, bata, bahir zaf). tabii italyan (mesela castelli's, abucci's), amerikan (sishu, five loaves, mk's), fransiz (mandoline, louvre) restoranlari da girladir ve cogunlukla basarilidir, tripadvisor'dan bakilabilir. tabii ki geleneksel etiyopya kahvesi onemlidir; meshur tomoca'ya gitmeden addis'ten ayrilmamak gerekir. gece hayati acisindan bir cok rukus klubu (illusion, champion, jolly's, oh canada) ve her kose basinda bari vardir., gidilesi/eglenceli ortamlardir bu barlar; etiyopya pop muzigi esliginde omuz dansi yapabilirsiniz. eger kulturel bir deneyim yasamak istiyorsaniz mutlaka fendika'ya gidip azmari bet (ozan) gelenegiyle yetismis performanslari izleyin, tej (bal sarabi) icin. ayni sekilde ghion hotel'in african jazz village'inda mulatu astatke'yi izleyebilirsiniz, mama's kitchenda ethiojazz akimina damgasini vurmus bir cok sanatcinin (ve onlar tarafindan yestirilmis genc neslin) performanslarini izleyebilirsiniz.

    -yemek/icmek ozellikle istanbul standartlarina gore cok ucuzdur. en az 6 cesit bira bulabilirsiniz (gerci hepsinin tadi cok benzer), sisesi/ficisi ortalama bir barda en fazla 4 lira tutacaktir. kocaman oglen yemegini yerel lokantalarda 3 liraya yiyebilir, daha sosyetik yerlerde aksam yemegi icin icki dahil 25-30 lirayi gozden cikarmaniz gerekebilir.

    genel olarak hem nairobi, hem de darusselam'dan daha yasanasidir bence. yazdikca ozledim yahu, tibs ve beyeynatu olsa da yesem, tej olsa da icsem, omuz dansi yapip rukus kluplere aksam.
  • fakir afrika sehirlerinden biridir. ulkenin baskenti boyleyse diger sehirler nasildir acaba diye sormayin hic... iki tane luks oteli vardir hilton ve shereton. (dunyadaki ikinci en luks shereton'dir addis ababa'daki). en luks gece kulupleri taksimde olsa rock bar acilmayacak mekanlardir. ama size ucuza smirnoff ice icme sansi tanimaktadirlar. 2008 senesinde hala daha turkiye'ye gore cok ucuz bir ulkedir; donuste yaninizda kahve getirmeniz siddetle tavsiye edilir. "bırr" diye bir para birimi vardir ki 10 birr 1 dolara tekabul eder. ulkede dolar kullanmak yasaktir. sokaklardaki dilencilere ve sizinle konusmaya gelen genclere dikkat edin, kimse size saldirmaz ama dolandirmak icin ellerinden geleni yaparlar. iki tane turk restoranina sahiptir ve birinin adi pamukkale'dir. yag konusunda sorun yasayanlar icin turk retoranlari da cozum olmamaktadir ama en azindan bildik tatlar sunmaktadir. cok ucuza tropikal meyveler de yiyebilirsiniz. gelirken hediyelik esya olarak guzel dokumalar ve ahsap heykeller getirebilirsiniz. ben gul getireni bile gordum. (10 tane gul 1 dolar oldugundan bir yolunu bulup turkiye'ye sokmak istiyor insan tabii.)
  • etiyopya'nın başkentidir, lakin turkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde birçok pastanenin camında "addisababa bulunur" şeklinde tanınır.
  • türk parasını bozdurmanız mümkün olmadığı için paranızı dolara çevirip gitmeniz gereken şehir. bır adı verilen para birimine sahipler ve yaklaşık 2 hafta önce oradayken 35 bır 1 dolara denk gelmekteydi. bu durumdan da anlaşılacağı gibi halk gerçekten çok yoksul durumda ve sürekli hırsızlık olayları olmakta bu şehirde. eğer beyaz iseniz fazla fazla dikkat etmeniz gereken bir yer addis ababa , çünkü yürüyen para kaynağısınız yerliler için. insanlar ayda ortalama 30-40 dolar kazanıyorlar ve gerçek anlamda fakir durumdalar. sünger benzeri , limon sıkılarak yenilen injera adında tuhaf bir ekmekleri var ve çok ucuz olduğundan sürekli bundan tüketiyor etiyopya halkı.

    iş için beş gün kaldım ve türk büyükelçiliği tarafından karşılandık. büyükelçinin bize dediği pişmemiş sebzelerden ve buradaki meyvelerden uzak durmamız gerektiği oldu , hastalık kapmak istemiyorsanız bunu dikkate almalısınız. addis ababa diğer etiyopya şehirlerine kıyasla rakım olarak daha yüksek olduğu için burada sıtma riski yok denecek kadar az. sıtma yayan sinekler 1800 metreden yukarı yaşayamıyorlar ve şehrin rakımı 3000 metreye yakın. bu açıdan diğer şehirlere göre daha avantajlı durumda.

    kahveleri ise inanılmaz ucuz ve güzel bu şehrin. giderken yanınıza fazladan ufak bir bavul alın ve bol bol kahve stoklayın. herhalde iki yıllık kahve stoğumu doldurdum dönerken. garip bir bilgi olarak bu şehirde kahvenin yanında patlamış mısır ikram ediliyor fakat mısıra tuz değil şeker ilave edilerek.

    bir de hatunların çok güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim , hakikaten çıta çok yüksek durumda.gece hayatı da çok aktif fakat malum sebeplerden ötürü konuşmaya bile çekiniyorsunuz insanlarla. maalesef genel olarak kadınlar ülkeye gelen beyaz erkekleri kafalayıp afrika kıtası dışına çıkma derdindeler. gitmeden mutlaka sarı humma aşınızı yaptırın 10 gün önceden.

    gitmenin çok elzem olmadığı fakat afrika insanının ne durumda yaşadığını görmeniz adına önemli bir referans olabilecek bir şehir.
  • afrikanin gobegindeyim suanda dediginiz zaman ile kendinizi disoryante hissettiginiz zaman araliginin cok kisa oldugu bir sehir addis. ister istemez kendinizi bu farkliligin ortasinda saskin ve tedirgin olarak bulursunuz. starbucksi aratmayan kafeleri, texas usulu barlari, gece eglencelerinin renkliligi ve bunlarin yaninda sokakta size ciklet ve dis fircasi satmaya cabalayan minnacik cocuklar, benzinligin onunde sira bekleyen yuzden fazla araba ve daha nicesi. bir an durup silkelenip oryante olmaya cabalarsiniz.

    oncelikle ilk farkina varacaginiz sey gece ve gunduz sicaklik farkinin asiri derecede farkli olmasi; gunduzlerin muhtesem gunesli olmasina ragmen gecelere ruzgarla birlesen keskin bir sogugun hakimiyeti. rakiminin yuksek olmasi bu farki yaratan. ve uzerine eklenen derin bir bas agrisi da cabasi.

    kahve kokusunun hakimiyeti bir diger ozelligi. cok sert bu kahve kokusu insani icine ceker. sutsuz ya da sekersiz icilmesi imkansiz nitekim tadi icinize isler. sutlu kahve ya da latte yerine machiato diyorlar burada, aklinizda bulunsun. marketto yakinlarinda yol uzerinde guzel kahve satan kucuk dukanlar bulunur, bavulunuza atmak icin birebir.

    ulkeye girer girmez hemen paranizi birr denilen paralarina cevirmeniz icap eder nitekim herhangi bir para birimi hicbirsekilde gecmez. asagi yukari 1 dolar 15 birr e denk gelir. pazarlik yapma kabiliyetinizi gelistirmeniz cok mumkun, turk olarak basarili olmaniz yuksek ihtimal. elinizde olabildigince az para birakmaniz leyhinize zira elinizde 150 dolardan fazla degerde birr var ise donuste geriye cevirememe gibi bir riskiniz var. ulkede ister seve seve ister, iste bi sekilde o parayi birakicaksiniz eger ki yakin zamanda geri gelme planiniz yoksa.

    5 vakit ezan sesinin duyuldugu, ama katolik nufusun yogun oldugu bir sehir. etyopyanin en az musluman nufusa sahip sehri denilebilir. geceleri kopeklerin ulumasindan uyunulmaz, sadece ezan okunurken sessizlesir etraf. merkezi hic uyuyor mu bilemem, merkezde konaklamaktan kacindigimdan olsa gerek merkezin disinda kalmayi tercih ettim.

    nil nehri sehre ortalama 700 km uzaklikta, gorulmeye deger zira nil nehrinin basladigi ulke, sonrasinda sudan ve misirdan akdenize aciliyor. taksicilerle pazarlik yapilarak uygun fiyata gidilebilir.

    sokaktaki ciklet satan cocuklarla konutsum, bana dis fircasi satmaya calisirken kafaladim. yanimda etyopyadan bir arkadasim tercume ediyor. cocugun elinde turbo sakiz kutusu var ama icerisinde binbir cesit sakiz var. dedim kac tane satiyosun gunde ve kac tanesini kendin cigniyosun. hic cignemiyorum dedi, sattigi da 5ten fazlayi gecmiyormus.

    gormeye deger, diger afrika ulkelerine cok benzemeyen bir yapiyo sahip sehir. kesfetmeye hazir bunyeler icin birebir.
  • ayrıca addisababa,bir zamanlar istanbul kahvelerinde oynanan bir tür kağıt oyunudur.sait faik hikayelerinde sıklıkla bahseder bu oyundan.
  • 6 gun kaldim, begendim. etiyopya havayollari'na ait yeni bir otel acilmis, adi skylight hotel. oldukca luks bir otel ve sanirim çin baya bir yatirim yapmis cunku oteldeki butun yazilar cince ve musterilerin buyuk bir kismi çinli. kahvaltida dumpling veriyorlar! çinli etkisi o derece diyim.

    gidince ilk yapmaniz gereken ilk sey bir sim kart almak. turkcell orda calisiyor ama kendi paketinizi kullanmak gunluk 45 tl gun itibariyle. ethio telecom'un 1 haftalik sinirsiz internet paketi 490 birr yani yaklasik 95 lira. az internet kullanacaksaniz baska opsiyonlar da mevcut. mesela 80 birr'a haftalik 1 gb ya da 1 haftadan fazla kalacaksaniz aylik 390 birr'a 4 gb paketler de mevcut. bu arada hemen belirteyim, internetler bir ara kesikti, su an acik ve fakat hala whatsapp'dan foto gonderemiyorsunuz. o yuzden gitmeden once mutlaka telefonunuza bir vpn uygulamasi indirin, magdur olmayin.

    yemekler genelde firfir denilen pancake tarzi ekmeklerin uzerine et ve sebze konularak getirilen sunumlardan olusuyor. otelin hemen yakininda baya ünlü katagna adinda bir restoran var. ayni restorandan biraz ilerde bir tane daha var. giderseniz memnun kalirsiniz. hem yemekler guzel hem de ucuz.

    gitmisken kutsal dağ mount entoto'yu, national museum ve ethnological museum'u ziyaret edin. bir de fendika azmari bet diye bir kultur merkezi var. bar ve restoran ayrica. oraya da mutlaka gidin, yerel dans, sarki vs gorursunuz.

    kahve almadan da donmeyin. iyi seyahatler :)
  • gidecek olanlara seyahatleri esnasında kliması çalışan araçlarla ülke içinde gezmelerini tavsiye ederim. belirli bir standarta sahip olmayan egzoz salımı nedeni ile camları açık araçlarda düşük seviyede zehirlenme yaşayabilirsiniz. bir şehri bu şekilde tanımlamak istemezdim; ancak ben yaşadım siz yaşamayın diyorum.
    iş için gittiğim içiin gezilecek yer tavsiyesi yapamıyorum; ancak mutlaka yapılması gereken birşey söyleyebilirim: kahve alın.
    bol bol, kilo kilo, paket paket kahve alın. bavul bile şahane kokuyor!

    imla edit: salınım değil salım. uyarı için @minikliginasirilokumlugu'a teşekkürler.
  • adı kendi dillerinde "güzel çiçek" anlamına gelen başkent
  • addis ababa etopya da kullanilan temel yerel dillerden birisi olan amharikce de ''yeni cicek'' anlamina gelir
hesabın var mı? giriş yap