• hem oruc tutup hem afyon kullanan dervislerin, oruc suresinde gereken dozu alabilmek icin, afyonu ince kuzu bagirsagina sarip yutmalari. yutulan bagirsagin 6-7 saat sonucu sindirilip afyonun aciga cikmasi sonucu dervisin dozunu alip kendine gelmesi.
  • osmanlı zamanında ramazan aylarinda halk kısmından kimseler, gün içerisinde esrar kullanamadıkları için sahur vakti şu anki "gripin"e benzeyen bir kapsül ile bu esrarları yutarlar. kapsul vücut sıcaklığı ve mide asidiyle ancak 2-3 saat icerisinde çözülür ve tabir caiz ise patlar. hoşluk ve mutluluk bu patlamadan sonra gerçekleşir. bu durum, halk tarafından bir teşbih ile genel akışa yansıtılarak, sabah kalkılıp da zihnin kendine gelinceye kadarki sürecindeki asabiyet haline afyonu patlamamış tabirini yakıştırır.

    bu deyimleşmiş ibare toplumsal hayatta o kadar geniş yer kaplamaktadır ki kadı tezkirelerinde dahi kullanımlarına rastlanır. 15. ve 16. yüzyıl örneklerinde yapılan savunmalarda " sabah saatleri idi, henüz afyonum patlamamış olduğundan karşı tarafa sinirlenip, bir taş ile kafasına vurdum" gibi savunmalar görebilirsiniz. (14. 15. ve 16. yüzyil tutanaklarında olmasına rağmen daha sonraları rastlanmamasının sebebi 17. yüzyil başları ile birlikte yasaklar ve düzenlemelerin artmasıdır.) ayrıca, hükümlerde bu afyon patlamama olayının hafifletici sebep olarak kabul edildiğine de rastlanılabiliyor.
  • 2.5 yasindaki bir kiz cocugu tarafindan kullanimini inceleyelim:
    saat aksam on-on bucuk civarlaridir, ufakligimiz sakin sakin dururken birden bagirir "afyonuuum patladiii" ve ev icinde saga sola kosturmaya baslar. nasil ama, cocuk bile cozmus olayi...
  • eski osmanlı döneminde afyon bağımlıların gün içinde kriz geçirmemek için sahurda afyonu macun haline getirerek kağıtlara sarmaları ve gün içinde yeterli dozu almalarını sağlayan düzeneğin çalışması durumu.tabi geç çalışması durumda yoksunluk krizine giren kişi çevresine saldırgan ve anlamsız hareketler yapmaya başlar.bu durumda bunun daha afyonu patlamamış deyip kendi haline bırakmak farzdır...
  • eski tiryakiler, ramazanda afyonu macun haline getirir ve mercimek büyüklüğünde toplar yapıp her sahurda iki üç tane yutarlarmış. ancak her bir macunu sırasıyla bir, iki, üç kat kağıtlara sarmayı da ihmal etmezlermiş. böylece kâğıt, mide öz suyunda eriyince macun midede dağılır ve birkaç saatliğine keyif devam edermiş. tabiî iki kat kâğıda sarılan macun, birkaç saat sonra, üç kat kâğıda sarılı macun da onu takiben kana karışınca tiryaki iftara kadar rahat etmiş oluverir. ancak bu planın yolunda gitmediği, afyonun kâğıdının zor parelendiği yahut kana karışması geciktiği durumlarda tiryaki krizlere girer ve dış dünyadan âdeta kopar. afyonu patlayıp kana karışasıya kadar farklı tepkiler verir.

    konuşulan veya yapılan şeye uygun karşılık verilmeyen, anlama ve algılamada geciken durumlarda "daha afyonu patlamadı galiba!" gibi cümleler söylenmesi bundandır.

    kaynak: iki dirhem bir çekirdek - iskender pala
  • ramazan ayında afyonla ilintili olan bu deyime sebep olan, ilerleyen dönemlerde, özelikle tosya'da afyonun yerini optalidona bırakmasıyla devam eden uygulama...
  • sabah 7 gibi uyandığınızı varsayarsak, saat 9-10'a kadar gerçekleşmeyen durum. bol bol kahve iç/sıvı şeyler tüket ve hoşgörü gösteremeyeceğin insanlardan (özellikle "üst"lerinden) uzak dur. ama maalesef, unutma ki, hayatın boyunca sabahları pür-neşe uyanan insanlardan nefret edecek, onları kıskanacaksın. haydi bakalım kolay gelsin.
  • bende tam olarak uyandıktan sonraki ikinci işeyişime denk gelen hadise. ikinci çişten sonra tamam.
  • (bkz: uyanmak)
    (bkz: ayılmak)
    (bkz: kendine gelmek)
hesabın var mı? giriş yap