• bir ülkenin olmazsa olmazı.üretim araçlarını üreten büyük sanayi. makineler, traktörler, petrol, madenler, yapı gereçleri etc. üretim için gerekli malları üreten sanayi dallarıdır.
  • celikten once kilic sonra tufek yapip dunyalari fetheden insanoglunun 20. yy'da buldugu kansiz savas cinsi. bir demire hukmetme yontemi.

    gunun birinde turkiye'de de olacak. hem hepimiz gorecegiz. o kadar yakinda.

    ne zaman? metalurji muhendisligi, maden muhendisligi, jeoloji muhendisligi, jeofizik muhendisligi, petrol ve dogal gaz muhendisligi, jeodezi ve fotogrametri muhendisligi bolumlerine "ben seneye baska bolume gececegim nasil olsa..." veya "amaan, x universitesi olsun da, bolum onemli degil..." diye dusunenlerin alinmadigi, bu bolumler sadece bu alanda calisacak olanlara tahsis edildigi zaman. tip fakultelerine kan gorunce bayilan insanlar alinmadigi, birinci sinifa kayit yaptiran ogrenci sayisi ile mezun olan ogrenci sayisi arasinda ucurumlar olmadigi, "terk" lere musamaha gosterilmedigi zaman.
  • diger sanayiler arasinda ismi saygiyla anilan ancak ufak ufak da korkulan sanayi tipidir. diger sanayiler arasinda bir husumet, bir olay varsa once kendisine basvurulur, onun kurallariyla bir anlasma ortami saglanir. iscinin, emekcinin dostudur.

    (bkz: agir abi)
  • ilgi alani her ne olursa olsun, bir insanin insanoglunun gercekten isteyince, dusununce ve calisinca neler basarabilecegini gormesi acisindan, mesleki tatmin* arayan bir muhendisin ise, bolumu farketmeksizin yalnizca gormek degil, gercekten muhendisligin ne oldugunu anlamasi icin gormesinin farz oldugu sanayidir...

    insanoglunun zekasinin ve bilimin mucizeye ve sanata en cok yaklastigi yerlerin adidir...
  • bir kalkınma modeli olarak eskidir. yerini bilgi sanayisi almıştır. hatta onun bile modası ufaktan sallanmaktadır.
    şu çağda hala ağır sanayinin özelleştirilmesi üzerinden devlet politikası tartışmak popülizmdir, dadaizmdir, totoşluktur.*
  • ağır sanayi grupları büyük ölçekte mekanik, yapısal üretim yapan gruplardır.
    madencilik, metalurji, enerji ve savunma sanayileri, kimya endüstrileri gibi alanları içine alır. bulundukları ülkelere değer katan kuruşlardır.

    ağır sanayiyi sadece gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler kurabilmektedir. ağır sanayinin teknolojik gelişmeler ve insan sağlığını öne alarak ilerlemesi o ülkenin gelişmişliği hakkında az çok bilgi vermektedir.

    ağır sanayi ile sanayiyi birbirinden ayıran noktalar vardır. ağır sanayi tesislerinin çevrelerinde bulunan alanlara zarar verebilecek etkileri vardır. çevresel zarar verebilme kapasitelerine göre bu tesisler; az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli şeklinde gruplara ayrılırlar.

    her şeyde olduğu gibi bu tesislerin de bir ömrü vardır, yeni teknolojiler ile desteklenmedikçe yok olmaya mahkûmdurlar.

    çevresel etkilerinin yanında bu tesislerin yüksek iş güvenliği önlemleri ile denetlenmeleri gerekir.

    önce insan sağlığını hedef alan, zararlı olanı zararsız olan ile ikâme etme becerisinde ve teknolojisinde olabilen sanayi tesislerinin var kalabilmeleri dileğiyle...
  • (bkz: demir çelik)
    (bkz: çimento)
    (bkz: petrokimya)
    (bkz: cam)
    (bkz: kağıt)
  • bilişim teknolojilerinin atılımı sonrası gelen getiri gözlerin bu alandan bilişim teknolojileri sektörüne kaymış olduğunu görüyoruz. fakat insan olduğumuzu unutmadan enerji, savunma — makine başta olmak üzere ağır sanayinin insanın yaşam fonksiyonlarını doğrudan besleyen bileşenleri arz ettiği bir gerçek. türkiye'de amerika başta, batı dünyası örnek verilmek üzere teknoloji devrini kaçırmamamız gerektiği söyleniyor. bu doğru. ancak henüz kendisini besleyemeyen bir ülkenin direkt bu atılıma geçmesi ne kadar doğrudur? sanayileşmenin getirdiği kültür ve sosyolojik değişimleri krizlerle tecrübe eden bir ülke, hadi hemen teknoloji diyerek nitelikli insan kaynağını nasıl yetiştirebilir (bilenler & fikri olanlar lütfen beni aydınlatsın)? bence bu işin doğrusu devlet planlama teşkilatı gibi bir kurum ile özel sektör — kamu işbirliği çerçevesinde bir kalkınma planı oluşturulmasıdır. ağır sanayi devletin çoğunlukla pay sahibi olacağı, işçi haklarının sendikalar vasıtasıyla korunacağı; özel sektörün de bilişim sektöründe sübvanse edilmesi ve pek çok yere teknokent misali teknoloji & ar-ge merkezleri kurulması yoluyla bir ilerleme yapılması kanaatindeyim.
hesabın var mı? giriş yap