• "aşktan ve gariplikten."
    nerde duysam, ne zaman aklıma gelse beni kısa bir süre alıp, içimden "ah" çektirir.
  • bağlandıklarını yazarmış insan..

    ya da benim gibi yazdıklarına bağlanır..

    sana yazılan her şiir bir ip..bağlanıyorum..

    ve sana yasak bir pencerden beyaz kağıt uçaklarla gönderiyorum bağlarımı..bekleyişim de anlamsız..sen kendi hikayende tek aktrist..başka oyuncular silikleştirir mi gölgeni? korkuyor musun?

    peki ya beyaz elbiseli prenses bekleyenler?

    tek bir an düşünür müsün? bir kare..bir eli yüzünde diğeri güneşe doğrulmuş.bir dağ köyünde gözleri köyün tek yolunda,gelişin en büyük rüyası..yok başka tabiri rüyanın..gelmeyeceksin! !

    yazmak kalır bir..bir şarkılar..

    ''yüzün uykularda eski bir masal..''

    tanım:garaib kelime kökü olarak garib'ten gelmekteyse de,arapçada yaygın kullanım olarak bu söz "birden aşka dönüşüverdi aşinalık" anlamına da gelir.

    (bkz: bir ilham kaynağı olarak puslu kıtalar atlası)

    not: o diil de zamanında herifin teki bu entryi benden satın almak istemişti,gerekçe de doktor olan sevgilisine hediye edecekmiş al ben yazdım diye.kız da bunun boynuna atlayacakmış*.foyanı meydana dökecem olm,fortumu sana bağlayacam.hakettin sen bunu yavşak.o masum* kıza burdan sesleniyorum: herşey gerçeği bilmen için *
  • türkçe'de şöyle geçer: bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm

    (min el-aşk ve min-el garaib ve min-el mevt)
  • ne aşk ne de gariplik bilirken uzun ihsan efendi'nin kaleminden öğrendiğin bu söz gün gelir hayatın ta kendisi olurmuş.
  • (bkz: ah minel mevt)
  • ...ve min'el garaib;

    deniz ya da uzay görmediğim halde, çocukluğum bir gemi beklemekle geçti.gelecekler, bana bir silah/alet verecekler ve ben bana musallat olan tüm kötü talihi ve elçilerini onunla yok edecektim.kainatta mutlu olacaktı, ben de.ve fakat ne o gemiler geldi, ne de bana hayatımın iyiliğini yapacak olan silah.eni konu kimisi korkudan ibaret yaz geceleri, gökyüzündeki en parlak yıldızı izleyerek sabahladım.

    bir zaman sonra gelmedikleri için onlara da kızdım aslında.öyle ya kristof kolomb'un 3, star trek dizisinde kaptan kirk'ün 2 gemisi vardı.ve kötülerle savaşıyorlardı.denizler
    ve uzaylar boyunca adaleti sağlamaya soyunmuş kolomb ve kirk'ün benle bir alıp veremediği olmasa gerekti ama, belki de kötülük inanılmaz kökleşmişti her yerde.değilmi ki o kötülüğün en olmaz sürgüsü de benim yanımda bitmişti.uzaydan ya da denizden mi eksik kalacaklardı? benimki de laf işte !!

    garipliğim ordan başlar, sonsuza doğru akar gider oldu.her dönemeçte bir kayıp, her kaybın elimden aldığı bir umut, her umudun sonsuza doğru ıraksaması, her ıraksayan şeyin ben de yeni bir kayıp haline gelmesi hayatımın döngüsüydü artık.oyuncağı elinden alınmış çocuklar kadar bile üzülemiyordum.ve evet ben kötüydüm galiba.aklımın o zamanlar ermediği kozmos, karma ya da din mevzuunda bir hata yapmış olmasam bunlar olmayacaktı.

    sonra zaman geçti, babam öldü, annem öldü.her gidiş benden birşeyleri kopardı ve ne ki yerlerine koyabileceğim hiçbirşey yoktu.oysa hayat böyle olmamalıydı değil mi? kimsesizlik, gariplik, bu yalnızlık hissi neden bir sülük gibi sırtımdan hiç eksilmedi?

    insan her ne yaşarsa yaşasın,gidip gelip yalnızlığına mahkum bir varlık.ya kalabalıklar içinde yalnızsındır, ya arkadaş çevresinde ama en olmadı mezarda tek başına kalacaktır insanoğlu.

    gariplik doğamızdan miras yani.bendekinin farkı daha yoğun olması.daha bir bitirelemeyen, başı sonu belli olmayan cümlelerle varlığını bana hissettirmesi.

    ...ve minel aşk;

    hayat beceriksizliği belki de, bilmiyorum.buna "yıldızı düşük" diyen remildar da var,
    "sen geri zekalısın" diyen "modern insan" da.hangisi doğru tartışılır ki nerden gelip
    nereye gittiğimiz zaten muamma.ve bu hengamenin ortasında çok nadir rastlanabilecek olan bir şey, "aşk", gelip beni buldu.ummadığım bir anda ve en güzel haliyle.

    insanın kendisine araba çarpmış kadar "iyi hisettiği" anlar vardır.ağır trafik kazası
    yaşayanların "bir hafiflik" hissettikleri an gibi birşey demek istediğim.oysa basit bir
    park ve basit çimenler üstündeydik.çimlere saklanmış erosu ya da beni kurtaracak olan kristof kolombun santa maria gemisinin ya da atılganın o parkta beni bir aşka taşıyacağını nerden bilebilirdim ki?

    adına mutluluk dediğimiz kavramın santa maria ya da atılgan değilde, bir çift içinde eridiğim gözle gelmiş olması da bu hayatın bana geçtiği en büyük iltimas olarak seyir defterime kaydedildi o anda.yalnızlıktan kaçmak, umut ışığı görmek ya da erosun oku için hedef olmaya bundan daha uygun bir zeminde olmayacaktı hayatımd.öyle ki mevsimin değiştiği bile bariz şekilde belliydi.sıcak bir yazdan, serin bir bahara geçmiştik.yatay ve dikey şekilde büyüyen tek şeyin mutsuzluk olmadığını anladığım anda o andır işte.dedim ya "araba çarpmış kadar mutluydum".

    basit yaşayan, basit düşünebilen insanlar için hayat ya da aşk ya da sıcak bir yatak çok basit ve anlaşılabilir şeylerdir.ama tüm hayat süresinde karşınıza bir defa çıkan birşeyi içselleştirmek, onunla kimi zaman savaşmak, kimi zaman sevişmek, herkes için gereğinden fazla kırılgan bir alan yaratıyor.ikinizin de elinde, nasıl çalıştığını bilmediğiniz bir oyuncak var.ve bu oyuncak o kadar heterojen bir haldeki ne yaparsanız yapın, nasıl temas ederseniz edin sizin elinizde acemilik yaşıyor.çok kırıyorsunuz,çok üzüyorsunuz, bolca gözyaşı birikiyor...ama o "basit"
    oyuncak o kadar fazla "hatıra istiap haddi" içeriyor ki, "bu anılar buraya nasıl birikti?" diye şaşırıyorsunuz çoğunlukla.

    aşk da doğamızdan miras.üzse de, kırsa da, bazen uçurumun kıyısına da getirse bünyenize içkin bir hal almışsa o mirası reddedemiyorsunuz da.buna kalbine söz geçirememek diyen de var, "arsız" diyen de.

    şimdi düşünelim bakalım;aşıkmıyız,arsızmıyız? taş benden, kuyu benden.gerisi "hayatın işi".

    tanım editi : sağ bilek dışına dövme yaptırdığım "hayat gerçeği söz"
  • puslu kıtalar atlası'nda görünce bedenen felç zihnen deli etmiştir beni.
  • sözlüğün aşk-ı sözlük temasının entry girme kısmında osmanlıca olarak yazılmış dize.
  • birkaç gün önce sırtıma kazınan, artık bir ömür benimle olacak olan, sahip olduğum en güzel dövmem.
hesabın var mı? giriş yap